4. Hukuk Dairesi 2017/680 E. , 2017/2169 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/08/2015 gününde verilen dilekçe ile milletvekili aday saptama yönetmelik değişikliğinin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın görev sebebi ile reddine dair verilen 15/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı siyasi partinin üyesi olduğunu, ... toplantısında maddesinde değişiklik yapıldığını, yapılan değişiklik işleminin hukuka, yasaya ve tüzüğe aykırı olduğunu ileri sürerek bu aykırılıkların tespiti ile parti meclisinde karar altına alınan yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2820 sayılı maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde örevli olduğundan davanın öncelikle görevsizlik nedeni ile aksi kanaatte olunacaksa esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 90. maddesi, 93. maddesi, 101. maddesi ile 104. maddesi hükümleri gözetilerek parti meclisinin yaptığı yönetmeliğin tüzük ve kanuna aykırı olduğu iddiasına yönelik incelemenin tarafından yapılması gerektiğinden mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nınbaşlığını taşıyan 69’ncu maddesi şöyledir. parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
(3) …Anayasa Mahkemesince siyasi partilerin mal edinmeleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. ……bu denetim sonunda verdiği kararlar kesindir.
(4) Siyasi partilerin kapatılması, kesin olarak karara bağlanır.
03/10/2011 tarih ve 4709 sayılı Kanun"un 25’nci maddesiyle, 69’ncu maddeye eklenen fıkra: yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
./..
-2-
maddesinin son fıkrası ise şöyledir.
“ verilen diğer görevleri de yerine getirir.”
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Mahkemenin Görev ve Yetkileri” başlığının taşıyan 3. maddesi şöyledir:
(1) Mahkemenin görev ve yetkileri şunlardır:
d) Siyasi partilerin kapatılmasına ve Devlet yardımından yoksun bırakılmasına ilişkin davalar ile ihtar başvuruları ve dağılma durumunun tespiti istemlerini karara bağlamak.
e) Siyasi partilerin mal edinmeleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun denetimini yapmak veya yaptırmak.
ğ) endisine verilen diğer görevleri yerine getirmek.”
Yukarıda yer verilen hükümleri ve 6216 sayılı en veya tamamen yoksun bırakılmalarına, mali denetimlerini yapmak veya yaptırmakla ve dağılma durumunu tespit etmek ve siyasi partiye yazı ile ihtar başvurusunda bulunması halinde ihtar kararı vermekten ibarettir. ve 6216 sayılı Kanun, siyasi partilerin iç yönetmeliklerinin yargısal denetimiyle ilgili bir görev vermemiştir. görev verilmesi mümkün değildir.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 3"ncü maddesinde; ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzelkişiliğe sahip kuruluşlardır."
10"ncu maddesinde; faaliyetlerini düzenleyen her türlü yönetmelikler ve diğer yayınları, ... bulunur. istenilen sicille ilgili diğer bilgi ve belgeler de bu dosyaya konulur. Siyasi partiler, (b) ve (c) bentlerindeki bilgi ve belgeler ile bunlarda ve parti tüzük ve programlarında yapılan değişiklikleri, yayın veya değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde; (d) bendindeki listeler ile bunlarla ilgili değişiklikleri ise, altı ayda bigönderirler.”
14’ncü maddesinde; “Siyasi partinin en yüksek organı büyük kongredir."
16"ncı maddesinde; "Siyasi partilerin merkez karar, yönetim ve icra organları parti tüzüğünde belirtilen isim, şekil ve sayıda kurulur. Büyük Kongrece seçilecek merkez organlarının herbirinin üye sayısı 15"den az olamaz. Bu organlar iki büyük kongre arasında, parti tüzük ve programına ve büyük kongre kararlarına uymak şartıyla, partiyi ilgilendiren hususlarda karar almak ve alınan kararları uygulamak yetkisine sahiptirler. Merkez karar organı, zorunlu sebepler dolayısıyla büyük kongrenin toplanamadığı hallerde, partinin hukuki varlığına son verilmesi ve tüzük ve programının değiştirilmesi dışındaki bütün kararları alabilir. Parti işlerini düzenleyen parti iç yönetmelikleri merkez karar organı tarafından yapılır."
93"ncü maddesinde; "Siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.”
104"ncü maddesinde; “ Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığınca re"sen yazı ile başvurulur. söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir.”
121’nci maddesinde ise; “Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır” hükümleri yer almaktadır. Şu halde, yapılan bu atıflara göre, siyasi partilerle ilgili olarak 2820 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 1630 sayılı Dernekler Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. 22 Kasım 1972 tarihli 1630 sayılı Dernekler Kanunu, 2908 sayılı Kanunla; 6 Ekim 1983 tarihli 2908 sayılı Dernekler Kanunu da, 04.11.2004 tarihinde kabul edilen 5253 sayılı Dernekler Kanunuyla (m.38/H) yürürlükten kaldırılmıştır.
5253 sayılı Kanunun 34’ncü maddesine göre; “Diğer kanunlarda, 1630 sayılı Dernekler Kanunu veya 2908 sayılı Dernekler Kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine veya belli maddelerine yapılan atıflar, bu Kanuna veya bu Kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine yapılmış sayılır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde aynı konuları düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümlerine atıf yapılmış sayılır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu ve bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği; 2.maddesinde ise, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu ve ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; davanın, davalı partinin tarihli toplantısında değiştirdiği maddesinin hukuka, kanuna ve tüzüğe aykırı olduğu ileri sürülerek bu aykırılıkların tespiti ile değişikliğinin iptali istemine ilişkin olduğu ve parti üyesi tarafından açıldığı mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yazılı hukukumuzda bir siyasi parti iç yönetmeliğinin iptali konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Siyasi parti, kanuni tanımda da belirtildiği gibi bir tüzel kişiliktir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, her ne kadar yazılı hukukumuzda bir siyasi parti iç yönetmeliğinin iptali konusunda açık bir düzenleme bulunmamakta ise de, siyasi partinin bir tüzel kişi olması, iptali istenen iç yönetmeliğin bu tüzel kişinin organı tarafından yapılmış olması, başka bir ifade ile hazırlanan yönetmeliğin veya bunda yapılan bir değişikliğin yetkili organca alınan parti içi bir karar niteliğinde bulunması, dolayısıyla davanın şahıs varlığına ilişkin bulunması nedeniyle asliye hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığından mahkemece, yargılamaya devamla işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın niteliğine
./..
-4-
ve yasal düzenlemelere uygun düşmeyen ve yerinde olmayan gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.