10. Hukuk Dairesi 2012/5097 E. , 2012/4994 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, bozmaya uyulduğu belirtilerek, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin davada, Mahkemece davalı İşverenin % 60 (bu kusurun % 10 "nun davalı ... na ait olduğu) davalı ..."in % 1 , sigortalının ise % 39 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek davalıların toplam % 61 oranında sorumlu olduklarına karar verilmiş olup, Mahkemece Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın gözetilmediği anlaşılmıştır.
Bozma öncesi yapılan yargılamada; davalı işverenin % 60 kusurlu, diğer davalılar ... ve ..."nun kusursuz, sigortalının ise % 40 kusurlu oldukları kabul edilmiş olup, bu kararı temyiz etmeyen davalı işveren yönünden % 60 kusurun kesinleşmiş olması karşısında, davalı işveren yönünden % 60 oranının altında bir kusur oranının benimsenmesi Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın zedelenmesi sonucunu doğuracaktır.Öte yandan, Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilirken, ikinci kararı temyiz etmeyen davalılar ... yönünden % 10, ... yönünden ise, % 1 kusur oranının kesinleşeceği de gözönünde bulundurulmalıdır.
Bu nedenle, öncelikle konusunda ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden oluşa ve mevzuata uygun, Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hakları gözeten davalıların kusur oran ve sorumluluklarını belirleyen kusur raporu alınmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ..."in muhalefetine karşı; Başkan ..., Üyeler; ..., ... ve ..."ın oylarıyla ve oyçokluğuyla 15.03.2012 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Davacı .... Başkanlığı tarafından, 31.03.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu, sigortalısı .... vefat etmesi nedeniyle, hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirin rücuan tahsilini davalılardan talep etmiştir.
Mahkemece, davalı...., sigortalı %40 oranında kusurlu bulunarak, işveren şirket yönünden davanın kabulü, diğer davalılar yönünden kusur verilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar sadece .... Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 04.04.2011 tarihli Bozma İlamı ile, kesinleşen ceza davasında ... ve ..."nun cezalandırılmasına karar verildiği, Borçlar Kanununda 53. madde uyarınca, hukuk hakiminin ceza davasında kesinleşen maddi olgularla bağlı olması nedeniyle yeniden kusur raporu alınarak ceza davasında mahkum olanlara da bir miktar kusur verilmesi gerektiği yönünde karar bozulmuştur.
Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınmıştır. Bu rapora göre, davalı şirket %60 oranında (bu kusurun %10"luk kısmının ..."na ait olacağı), ... %1 oranında ve sigortalı da %39 oranında kusurlu bulunmuştur. Bu oranlar kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sayın Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, ilk kararda %60"lık kusur oranını temyiz etmeyen işveren şirketin yeniden kusur oranının belirlenmesinde davacı Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın kapsamı naktasındadır.
Daire çoğunluğu, ilk kararı temyiz etmeyen ve Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hak nedeniyle davalı şirketin kusur oranının en az %60 oranında olacağı, yine ikinci kararı temyiz etmeyerek kesinleşen %10 kusurlu ... ile %1 kusurlu ..."in kusuru ile birlikte davalıların toplan kusurunun %71 oranından aşağı olamayacağı görüşündedir.
İlk kararda, davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hakka konu kusur oranı %60 tır. Bozmadan sonra alınan kusur raporunda, bozma ilamına uyulması, ceza davasında mahkum olaması nedenleriyle davalı işveren şirketin kusurunun %10"u müteahhit şirketin yetkilisine verilmiştir. Ceza davasında tüzel kişilere kusur verilememektedir. Bu nedenle şirket yetkilisi kusurlu bulunmuştur. Eldeki davada ise bilirkişiler tarafından, sigortalıyı çalıştıran işveren şirketin sorumluluğu irdelenmiş ve kusur verilmiştir. İşvren şirketin yetkililerinin kusur sorumluluğu, tüzel kişilikten ayrı değerlendirilebildiği gibi tüzel kişiliğin sorumluluk oranı içinde müşterek olarak da değerlendirilebilir. Her iki halde toplam kusur, işveren kusurunu oluştumaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, %40 olan sigortalı kusuru %39 olarak değerlendirilmiş, müteahhit şirketin yetkilisinin sorumluluğu ise şirket tüzel kişiliğinin %60 kusur oranının içinde değerlendirilmiştir. Toplam işveren kusuru değişmemiştir. İş kazası nedeniyle işveren şirketin kusuru belirlenirken, önceki raporda yetkilisinin de kusuru işveren kusuruna dahil edilmişken sonraki raporda işveren tüzel kişiliğin ve yetkilisinin kusur oranları ayrıştırılmıştır. Bu durumda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. %60 oranında işveren kusuru yönünden davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak da korunmuştur. Aksi takdirde şirket yetkilisine verilen %10 kusur da davalılar kusuruna ilave edilecek olursa bu sefer kusur toplamı %100"ü aşacak ve %39 sigortalı kusurunun azaltılması gerekecektir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, mahkemece belirlenen kusur oranları oluşa ve usulü kazanılmış hakka uygun olduğundan yerel mahkeme kararının onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.