10. Hukuk Dairesi 2010/15166 E. , 2012/4986 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 5434 sayılı Yasa uyarınca davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, davalının 5434 sayılı Kanun kapsamında Kurumdan yetim aylığı almakta iken muhtaçlığının kalkması nedeniyle 01.01.2003-31.12.2003 ve 01.07.2004 - 31.12.2004 ile 01.07.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında yersiz ödenen 10.649,60 TL"nin ferileriyle birlikte tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali için dava açmıştır.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı ... 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunda,bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1"inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32"nci, 34"üncü ve 37"nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir. Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik
ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; 5434 sayılı Kanun hükümlerince bağlanan davaya konu aylığın kesilmesi de 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış İş Mahkemesi görevli değildir.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, yazılı şekilde işin esasına girilerek red kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.