Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/1643
Karar No: 2022/582
Karar Tarihi: 22.02.2022

Danıştay 13. Daire 2020/1643 Esas 2022/582 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/1643 E.  ,  2022/582 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/1643
    Karar No : 2022/582

    DAVACI : …Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş.
    (Eski Unvanı: … İletişim Hizmetleri A.Ş.)
    VEKİLİ : Av. …,
    Av. …

    DAVALILAR : 1. … Bakanlığı
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
    2. … Kurumu
    VEKİLİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU :
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi" ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve …sayılı işleminin davacı şirket bakımından iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    İmtiyaz sözleşmeleri ve yetkilendirme belgesine göre tarifelerini serbestçe belirleme hakkına sahip olduğu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve ilgili düzenlemelere göre tarifelerine üst sınır getirilmesinin ancak kendilerinin etkin piyasa gücüne sahip olduğunun tespiti hâlinde mümkün olduğu, etkin piyasa gücüne sahip işletmeci olmadığı gibi pazarda en az paya sahip mobil haberleşme işletmecisinin kendileri olduğu, bu nedenle dava konusu işlemin 5809 sayılı Kanun, imtiyaz sözleşmeleri ve yetki belgesine aykırı olduğu, bu durumun Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin muhtelif kararlarıyla tespit edildiği, herhangi bir mevzuat ve sözleşme değişikliği olmamasına rağmen davalı Kurum tarafından bu kararlara aykırı davranıldığı, kanunî idare ilkesine aykırı olarak işlem tesis edildiği, 5809 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde ücretlerin serbestçe belirlenmesi ilkesinin istisnasının ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olmak olarak belirlendiği, imtiyaz sözleşmelerindeki ve yetkilendirme belgesindeki "Tarife" başlıklı maddenin Kurul kararında belirtilen diğer işletmecilerin imtiyaz sözleşmelerindeki "Tarife" başlıklı maddeden farklı olduğu, bu farklılığın şirketin azami ücret tarifesinden muaf tutulmasını gerektirdiği, dava konusu Kurum kararı ile azami ücret tarifesine uyma yükümlülüğü getirilmesinin hukuka aykırı olduğu, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi ile davalı idarelere verilen görevin kayıtsız şartsız taban ve tavan fiyat belirlemek olmadığı, bu görevin yalnızca belirli amaçlara hizmet ve gereklilik ile sınırlandırıldığı, Haberleşme Genel Müdürlüğü'ne "tüketici hak ve menfaatlerinin korunması" amacıyla tavan ve taban fiyat belirleme yetkisinin verilmediği, 5809 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinin amacının aynı olduğu, bu nedenle Kararname ile Haberleşme Genel Müdürlüğü'ne verilen yetkinin özel kanun niteliğindeki 5809 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerini bertaraf etmeyeceği, bu nedenle davalı Bakanlık işleminin hukuka aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmüştür.

    DAVALILARIN SAVUNMALARI :
    Davalı Bakanlık tarafından, usul yönünden, dava konusu Bakanlık işlemine karşı Dairemizin E:2018/3933 sayılı dosyasında dava açıldığı, bu nedenle davanın bu kısmının derdestlik nedeniyle reddi gerektiği; esas yönünden, 5809 sayılı Kanun ile ilgili diğer mevzuata göre elektronik haberleşme sektöründe politika ve strateji belirleme konusunda Bakanlığın; rekabetin tesisi, denetleme ve düzenleme gibi konularda da Kurumun görevlendirildiği, 5809 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri, 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 474. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentleri, 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi dikkate alındığında, elektronik haberleşme sektörünün serbest rekabet ortamında gelişimini teşvik etmeye yönelik politika belirlemeye ve bu amaçla teşvik edici tedbirler almaya, haberleşme hizmetlerinin serbest, adil ve sürdürülebilir rekabet ortamında sunulmasını sağlamaya ilişkin olarak Bakanlığın görev ve yetkilerinin bulunduğu, mobil haberleşme hizmetlerinde tavan ücret tespit etmenin gerekliliği konusunda davalı Kurum tarafından Bakanlığa yazı gönderildiği, bu sayede mobil şebeke işletmecileri tarafından azami tarife çizelgesinde yer alan hizmetler için çizelgede belirtilen ücretlerden daha yüksek ücret alınmasının önüne geçildiği ve mobil haberleşme hizmetlerinin serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasına ve tüketicilerin haklarının korunmasına katkı sağlanmasının amaçlandığı, Bakanlığa verilen politika belirleme ve gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etme yetkilerinin kullanılmasıyla dava konusu işlemin tesis edildiği, ayrıca Kararnamede belirtilen yetkinin sınırlarını aşacak şekilde bir yetki kullanımının söz konusu olmadığı, azami ücret tarifesine tâbi olma hususunda davacı şirketin yükümlü olmadığı, diğer işletmecilerin yükümlü olduğu dönemde, davacı şirketin özellikle tüketicilerin pek de farkında olmadığı paket aşımı ücreti gibi kalemlerde ciddi artışlar yaptığı ve önemli ölçüde gelir elde ettiği, dava konusu Bakanlık işleminin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
    Davalı Kurum tarafından, usul yönünden, dava konusu Bakanlık işlemine karşı Dairemizin E:2018/3933 sayılı dosyasında dava açıldığı, bu nedenle davanın bu kısmının derdestlik nedeniyle reddi gerektiği; esas yönünden, mobil elektronik haberleşme hizmetleri azami ücret tarifesinin Kurum tarafından hazırlanan ve işletmecilerin son kullanıcılara uygulayacakları tarifelerin azami haddini gösteren bir tavan fiyat olduğu, söz konusu tavan fiyatın 5809 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi kapsamında elektronik haberleşme sektöründe etkin rekabetin tesisi ve korunması için getirilen bir tavan fiyat olmadığı, azami ücret tarifesinin amacının tüketici haklarının korunması olduğu, dava konusu Kurul kararında davacı şirkete getirilen yükümlülüğün hukukî dayanağının 5809 sayılı Kanun ve imtiyaz sözleşmeleri değil, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi olduğu, dolayısıyla davacı şirketin emsal olarak gösterdiği Danıştay kararlarının somut olay bağlamında uygulanabilir olmadığı, dava konusu işlemin tesisindeki amacın, mobil haberleşme hizmetlerinin serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasını ve tüketicilerin haklarının korunmasını sağlamak olduğu, Avrupa Birliğine üye ülkelerin kendi ülke uygulamalarında hangi koşullarda azami tarife düzenlemesi yapabildiğinden bağımsız olarak Avrupa Birliği'nde tüketici menfaatlerine ve serbest dolaşım amacına hizmet etmek maksadı ile pazar analizi yapmaksızın azami tarife yükümlülüğünün getirildiği, davacı şirketin imtiyaz sözleşmelerinde tarifelerine ilişkin Kurum düzenlemelerine tâbî olacağına ilişkin hükmün davacı şirketin azami tarife düzenlemesinden muaf olduğu anlamına gelmediği, tüketicilerin korunması noktasında işletmeciler arasında yükümlülük farkının bulunmadığı, aksi durumun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olacağı, 5809 sayılı Kanun kapsamında yapılan "pazar analizi" düzenlemeleri ile mobil elektronik haberleşme işletmecileri kapsamında tesis edilen "Mobil elektronik haberleşme hizmetleri azami ücret tarifesi" düzenlemesinin farklı amaç ve fonksiyonlarının olduğu, pazar analizlerinin ilgili pazarda etkin rekabetin tesisi ve korunması için tesis edildiği, azami ücret tarifesine ilişkin idari düzenlemelerin ise, ilgili pazarda rekabet aksaklıklarının giderilmesi için değil, tüketici haklarının korunması ve enflasyonist ortamda tüketicinin uğrayacağı zararların asgariye indirilmesi için tesis edilen işlemler olduğu, sonraki mevzuat olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde yer verilen kuralın 5809 sayılı Kanun'da düzenlenmeyen konuları (adil rekabet) düzenlemesi nedeniyle "adil rekabet" ortamının kurulması açısından özel kural niteliğinde olduğu, adil rekabetin korunması bakımından 5809 sayılı Kanun hükümlerinin değil, anılan Kararname'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde yer verilen hükmün uygulanması gerektiği, Avrupa Birliği uygulamalarına bakıldığında, son kullanıcıların korunması ve serbest dolaşımın sağlanması amaçları ile Avrupa Birliği tarafından Avrupa Birliği genelinde uygulanacak olan bir azami tarife yükümlülüğünün (Roam like at home) getirildiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ :
    Dava konusu "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi"nin onaylanmasına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin davacı şirket bakımından iptali istenilmiştir.
    2019 yılı 3. çeyrek "Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü/Üç Aylık Pazar Verileri Raporu"nun 63 ilâ 65. sayfalarında, mobil şebeke işletmecilerinin üçer aylık dönemler itibarıyla toplam abone sayılarına yer verilmiş, 2019 yılının üçüncü üç aylık döneminde mobil işletmeci bazında toplam abone sayısının 82 milyon 90 bin olduğu, TT Mobil'in 22 milyon 76 bin, ...'un 25 milyon 72 bin, ...'in 34 milyon 42 bin abonesinin bulunduğu anlaşılmış, mobil işletmecilerin abone sayılarına göre pazar paylarına yer verilmiş, 2019 yılı üçüncü üç aylık dönem itibarıyla abone sayılarının ...’in %41,5, ...’un %31, TT Mobil’in ise %27,5’lik paya sahip olduğu belirtilmiştir.
    Dava konusu azami ücret tarifesinin perakende düzeyde mobil haberleşme pazarına ilişkin olduğu, perakende düzeydeki hizmet sunumu açısından abone sayısının en önemli belirleyici kriter niteliği taşıdığı, 2019 yılı verilerine göre mobil elektronik haberleşme hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren işletmecilerin abone sayılarının birbirine yaklaştığı dikkate alındığında, mobil haberleşme hizmetleri sektöründe işletmecilerden bir kısmının azami ücret tarifesine tâbî, bir kısmının ise muaf olmasının, serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamını bozucu etkiler ortaya çıkmasına yol açtığında ve bu durum tüketicilerin mağduriyetine neden olduğunda Bakanlığın sınırlı ve genel yetkisini kullanarak tavan ücret politikasını uygulaması mümkün bulunmaktadır.
    Bu itibarla, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ve bu işleme dayalı olarak tesis edilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı hukuka uygun olduğundan, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi" ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin davacı şirket bakımından iptali istemiyle açılmıştır.
    5809 sayılı "Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının; elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olduğu belirtilmiş; "Kurumun Görev ve Yetkileri" başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; "Elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hâllerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak" Kurumun görev ve yetkileri arasında sayılmış; "Rekabetin Sağlanması" başlıklı 7. maddesinde ağırlıklı olarak elektronik haberleşme sektöründe rekabete aykırı davranış ve uygulamalara ilişkin yapılacak işlemler ve yetkilere yer verilmiş, maddenin üçüncü fıkrasında ise; "Kurum, yapacağı pazar analizleri sonucu ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecileri belirleyebilir. Kurum, etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması amacıyla etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere yükümlülükler getirebilir. Aynı ve/veya farklı pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip olan işletmeciler arasında söz konusu yükümlülükler açısından farklılaştırma yapılabilir." kuralı yer almış; "Tarifelerin Düzenlenmesi" başlıklı 13. maddesinde, "(1) Tarife; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir. (2) Her türlü elektronik haberleşme hizmetinin sunulması karşılığında uygulanacak tarifeler aşağıdaki hükümlere tabidir: a) İşletmeciler, uygulayacakları tarifeleri, ilgili mevzuat ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirlerler. b) İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde Kurum, tarifelerin onaylanması, izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin yöntemleri ve tarifelerin alt ve üst sınırları ile bunların uygulama usul ve esaslarını belirleyebilir. c) İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde; Kurum, fiyat sıkıştırması, yıkıcı fiyatlandırma gibi rekabeti engelleyici tarifelerin önlenmesi için gerekli düzenlemeleri yapar ve uygulamaları denetler. (3) Bu maddenin uygulanması ile tarifelerin Kuruma sunulması, kamuoyuna duyurulması ve yayımlanması hususlarına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir." kuralına yer verilmiştir.
    Anayasa'nın 104. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 10/07/2018 tarihli 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı"na ilişkin düzenlemeler içeren Onaltıncı Bölümünde yer alan 474. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetleri ile Karadeniz ile Marmara denizini birleştiren ve gemilerin seyrüseferine imkan veren Kanal İstanbul ve benzeri su yolu projelerinin geliştirilmesi, kurulması, kurdurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi hususlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, milli politika, strateji ve hedeflerin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapmak ve belirlenen hedefleri uygulamak, (d) bendinde ise; ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetlerinin ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasını sağlamak anılan Bakanlığın görevleri arasında sayılmış olup, 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde; Haberleşme ve posta hizmetlerini geliştirmek ve serbest, adil, sürdürülebilir bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla sınırlı olmak üzere; bu hizmetlere ilişkin gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etmek ve uygulamasını denetlemek, görevi Bakanlığın birimlerinden Haberleşme Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
    Dava dosyası incelendiğinde; davacı şirket tarafından, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden özel hüküm niteliğindeki 5809 sayılı Yasa'nın 13/2-b maddesi hükümleri uyarınca, kendilerinin azami fiyat tarifesine tabi kılınabilmeleri için Kurum tarafından yapılacak inceleme sonucu ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun tespitinin gerektiği, oysa ki böyle bir tespitin bulunmadığı; ayrıca şirketleriyle yapılmış imtiyaz sözleşmelerinde diğer işletmecilerden farklı bir şekilde azami tarifeye tabi olacakları yönünde hiçbir hükmün yer almadığı belirtilerek işlemlerin kendileri yönünden iptalinin istenildiği görülmektedir.
    Uyuşmazlığın çözümünde yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri yanında "imtiyaz sözleşmeleri"nin hukuki durumunun irdelenmesi de önem taşımaktadır.
    İmtiyaz sözleşmeleri ile Devletin vatandaşlarına sunmakla yükümlü olduğu bir kamu hizmetinin yürütülmesi; hizmetten yararlananlardan ücret ya da bedel alınmak ve giderleriyle kar ve zararı girişimciye ait olmak üzere, gerekli tesis ve altyapının kurulmasını da içerebilecek şekilde, özel hukuk kişisine devredilmektedir. İmtiyaz sözleşmeleri idari sözleşme niteliğinde olduğu için idarenin diğer tarafa nazaran bazı üstün hak ve yetkileri vardır. Buradaki üstün hak ve yetkiler idarenin kamu hizmetlerinin asıl sahibi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle şartnamede ve sözleşmede belirtilmemiş olsa bile, idarenin kamu hizmetinin sürekli ve düzenli olarak işleyip işlemediğini ve işletmecinin üstlendiği yükümlülüğü yerine getirip getirmediğini, kamu hizmeti niteliğini ortadan kaldırıcı mahiyette eylemde bulunulup bulunulmadığını denetleme ve gerektiğinde yaptırım uygulama yetkisi bulunmaktadır.
    Bu doğrultuda; kamu hizmeti vasfında olduğunda duraksama bulunmayan elektronik haberleşme hizmetleri ile ilgili olarak 5809 sayılı Yasa'da ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, 1. maddesinde amaçlar arasında; elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, sayılmış, bu kapsamda 6/1-a maddesinde; elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hâllerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak Kurumun görev ve yetkileri arasında sayılarak, idareye piyasanın sağlıklı çalışmasını sağlama ve tüketici haklarını sürekli olarak gözetleme görevi verilirken, bunun için sadece etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere değil, gerekli hallerde diğer işletmecilere de yükümlülükler getirme ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri alma görev ve yetkisi verilmiştir.
    Bunun yanında, piyasanın etkin bir şekilde işlemesine çok daha ağır bir müdahale niteliğinde olan "etkin piyasa gücüne" sahip işletmeler ile ilgili yapılacak işlemlere, ayrı bir başlık altında, "Rekabetin Sağlanması" başlıklı 7. maddede yer verilerek, üçüncü fıkrasında; Kurumun, yapacağı pazar analizleri sonucu ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecileri belirleyebileceği; etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması amacıyla etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere yükümlülükler getirebileceği belirtilmiş; tarifelere ilişkin 13/2 maddesinde de bu sistematiğe uyularak (a) bendinde; İşletmecilerin, uygulayacakları tarifeleri, ilgili mevzuat ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilecekleri hükme bağlanırken; (b) bendinde, anılan 7/3 maddesine paralel bir şekilde İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde yapılacak işlemlere yer verilerek Kurumun, tarifelerin onaylanması, izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin yöntemleri ve tarifelerin alt ve üst sınırları ile bunların uygulama usul ve esaslarını belirleyebileceği şeklindeki daha özel düzenlemelere yer verilmiş olup, bu şekilde bir tespit bulunmadığı durumlarda piyasanın etkin bir şekilde işlemesine engel oluşturan ya da tüketici haklarına aykırı hususları ortadan kaldırmanın da yine aynı yasanın amaç başlıklı 1. maddesi doğrultusunda 6/1-a maddesi ile Kuruma verilen görevler arasında bulunduğu tartışmasızdır.
    Ayrıntısıyla açıkladığımız üzere; uyuşmazlık konusu hizmet bir kamu hizmeti olduğundan, bu hizmetten yararlanan kişilerin sadece iktisadi anlamda tüketici olmadığı, Devletin olabildiğince makul koşullarda sunmakla yükümlü olduğu kamu hizmetinden faydalanan kişi olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
    Bu nedenle hizmetin kamu hizmeti vasfını ortadan kaldırıcı şekilde tamamen iktisadi değerlendirmelerle kar amaçlı ücret belirlenmesinin önüne geçilmesi idarenin görevidir.
    Nitekim anılan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümleri ile de haberleşme hizmetlerinin kamu yararını gözetecek ölçüde serbest ve adil bir şekilde sürdürülebilir bir rekabet ortamında yürütülmesini sağlama, bu amaçla gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etmek ve uygulamasını denetlemek görevi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına verilmiştir.
    Buradan hareketle, uyuşmazlık konusu azami ücret tarifesi; mevzuatın verdiği görev doğrultusunda yasal yetkiler kullanılmak suretiyle tavan fiyat belirleme mahiyetinde olup, bu yönüyle işletmecilerin uymakla yükümlü olduğu Kurum düzenlemesi vasfındadır ve uygulanması için muhataplarının etkin piyasa gücüne sahip olup olmadıkları yönünde bir tespite gerek bulunmadığı gibi, imtiyaz sözleşmesinde bu yönde bir hükmün bulunup bulunmaması da Yasa'nın anılan 13/2-a maddesi hükmü karşısında önem taşımamaktadır.
    Bu nedenlerle; 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile verilen görev ve yetkiler doğrultusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğünce tesis edilen … tarih ve … sayılı işlem ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 22/02/2022 tarihinde, davacı vekili Av. …'in ve davalı idarelerden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı vekili Av. … ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekili Av. …'ın geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Erişim ve Tarifeler Dairesi Başkanlığı tarafından Haberleşme Genel Müdürlüğü'ne gönderilen "Azami Tarife Uygulamaları" konulu … tarih ve … sayılı yazıda;
    Kurum ile … İletişim A.Ş. (…) ve … Telekomünikasyon A.Ş. (…) arasında imzalanan GSM-Pan Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tarife" başlıklı 13. maddesinde yer alan, "Kurum, GSM hizmeti için azami fiyatı, işletmecinin de görüşünü almak suretiyle, yurtdışında benzer hizmetler için uygulanan tarifeleri de dikkate alarak, ilgisine göre Türk Lirası ve ABD Doları olarak belirler ve onaylar. Azami fiyat, altı ayı geçmeyen uygun aralıklarla belirlenir... Tarifeler, azami fiyat sınırları içinde kalmak suretiyle işletmeci tarafından serbestçe belirlenir." hükmü ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde, tüketici menfaatlerinin korunmasını teminen, mobil elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin olarak altı ayı geçmeyen uygun aralıklarla ilgili işletmecilerin uygulayacakları tarifelerde uyacakları azami ücretleri gösteren çizelgenin Kurumca yayımlandığı,
    Diğer taraftan, Kurum ile davacı şirket arasında imzalanan GSM 1800 Sayısal Hücresel Mobil Telefon Sistemi Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesinin "Tarife" başlıklı 13. maddesinin "İşletmeci, Kurum düzenlemelerine aykırı olmamak kaydıyla tarifelerini serbestçe belirleyebilir." şeklinde düzenlendiği, Kurum tarafından adı geçen işletmecinin de azami ücret tarifesine tabi olmasına karar verildiği, davacı şirket tarafından, azami ücret tarifesinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 18/06/2014 tarih ve E:2010/2441, K:2014/2526 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, iptal gerekçesinin, diğer mobil işletmecileri ile imzalanan İmtiyaz Sözleşmelerinden farklı olarak, davacı şirket ile imzalanan imtiyaz sözleşmesinde azami ücret düzenlemesine ilişkin açık bir hüküm bulunmamasına rağmen, davacı şirkete azami ücret tarifesine uyma yükümlülüğü getirilmiş olduğu, bu kapsamda iptal kararının gereğinin ifasını teminen … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile davacı şirketin azami ücret tarifesi düzenlemesinden muaf hâle geldiği,
    …ve …'in iptal kararlarının kendilerine de uygulanmak suretiyle azami tarifeleri uygulama yükümlülüğünün kaldırılması istemiyle yaptıkları başvuruların reddine ilişkin Kurul kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda davalı idare işlemlerinin iptaline karar verilmesi üzerine …'nun … tarih ve … sayılı Kurul kararı, ...'in ise ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı ile azami ücret tarifesine uyma yükümlülüğünden muaf hâle geldiği, bununla birlikte söz konusu iptal kararlarının Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından bozulmasına karar verildiği, yeniden yapılan yargılamalar neticesinde, anılan işletmecilerce imzalanan imtiyaz sözleşmelerinde azami tarife düzenlemesine ilişkin açık bir düzenleme bulunması nedeniyle davaların reddine karar verildiği, böylelikle … ve …'i azami tarife çizelgesine uyma yükümlülüğünden muaf hâle getiren hukuki gerekçenin ortadan kalktığı, bu kapsamda …ve …'in uyacakları azami tarife çizelgesine yönelik çalışmalar tamamlanmış olmakla birlikte, söz konusu çizelgeye TT Mobil'in uyma yükümlülüğünün bulunmaması gerekçesiyle İmtiyaz Sözleşmelerinin "Haksız rekabetin önlenmesi" başlıklı 10. maddesinde yer alan ve "Uygulanacak hukuk ve uyuşmazlıkların çözümü" başlıklı 51. maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde … ve … tarafından tahkim yoluna gidilmesinin beklenildiği,
    Mobil elektronik haberleşme hizmetlerinden faydalanan bütün abonelerin korunabilmesi için azami tarife düzenlemesine her üç işletmecinin de uymasının önem arz ettiği, Genel Müdürlük tarafından, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi çerçevesinde, … ve … için tesis edilen yükümlülüğün, aynı koşullarda TT Mobil için de uygulanması yönünde alınacak bir kararın mobil haberleşme sektöründeki rekabetin tesisi ve tüketici haklarının korunmasına katkıda bulunabileceği gibi, … ve …'un tahkime gitme gerekçesini de ortadan kaldırabileceği,
    Bu itibarla, anılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesi gereği TT Mobil'e de … ve …'un yükümlü olduğu azami tarife düzenlemesine uyma yükümlülüğünün getirilmesi ve davalı Kurumca … ve … için GSM imtiyaz sözleşmeleri kapsamında belirlenecek azami tarife çizelgesinin aynı koşullarda TT Mobil'e de uygulanabilmesi için davalı Kurum ve Genel Müdürlüğün görev ve sorumluluk alanları çerçevesinde eşgüdümlü bir şekilde işlem tesis edilmesinin değerlendirilmesi hususu belirtilmiştir.
    Söz konusu yazı üzerine Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün davaya konu … tarih ve … sayılı işlemiyle, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun önerisi dikkate alınarak, mobil elektronik haberleşme hizmetlerinin serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasına katkı sağlamak amacıyla … ve …'un yükümlü olduğu azami ücret düzenlemesinin TT Mobil için de uygulanmasına "politika" olarak Bakanlıkça karar verilmiş olup, bu doğrultuda, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi gereğince, davalı Kurul tarafından onaylanacak olan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi"nin ... ve ... ile birlikte aynı koşullarda TT Mobil için de tavan ücret olarak tespit edilmesine ve uygulanmasına, uygulamaya ilişkin yeknesaklık sağlamak ve bürokratik işlemleri azaltmak amacıyla gerekli iş, işlem ve denetimlerin davalı Kurumca yürütülmesine karar verilmiştir.
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi" ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin davacı şirket bakımından iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 4. maddesinde, her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine müsaade edilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların düzenlenmesinin Devletin yetki ve sorumluluğu altında olduğu belirtilmiş, ilgili merciler tarafından elektronik haberleşme hizmetinin sunulmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde göz önüne alınacak ilkeler arasında "Serbest ve etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması", "Tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi", "Kalkınma planları ve üst politika metinleri ile Bakanlık tarafından belirlenen stratejilerin gözetilmesi" yer almış; "Kurumun Görev ve Yetkileri" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hâllerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak" Kurum'un görev ve yetkileri arasında sayılmış; "Rekabetin Sağlanması" başlıklı 7. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kurum, yapacağı pazar analizleri sonucu ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecileri belirleyebilir. Kurum, etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması amacıyla etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere yükümlülükler getirebilir. Aynı ve/veya farklı pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip olan işletmeciler arasında söz konusu yükümlülükler açısından farklılaştırma yapılabilir." kuralı yer almıştır.
    Aynı Kanun'un "Tarifelerin düzenlenmesi" başlıklı 13. maddesinde, "(1) Tarife; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir. (2) Her türlü elektronik haberleşme hizmetinin sunulması karşılığında uygulanacak tarifeler aşağıdaki hükümlere tabidir: (a) İşletmeciler uygulayacakları tarifeleri, Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirlerler. (b) İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde Kurum, tarifelerin onaylanması, izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin yöntemleri ve tarifelerin alt ve üst sınırları ile bunların uygulama usul ve esaslarını belirleyebilir. c) .... (3) Bu maddenin uygulanması ile tarifelerin Kuruma sunulması, kamuoyuna duyurulması ve yayımlanması hususlarına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir." kuralına yer verilmiştir.
    01/11/2011 tarih ve 28102 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 31. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın görevinin, ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetlerinin geliştirilmesi, kurulması, kurdurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi hususlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, milli politika, strateji ve hedefleri belirlemek ve uygulamak, gerektiğinde güncellemek olduğu belirtilmiş; 13. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde, haberleşme ve posta hizmetlerini geliştirmek ve serbest, adil, sürdürülebilir bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla sınırlı olmak üzere; bu hizmetlere ilişkin gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etmek ve uygulamasını denetlemek Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında yer almıştır.
    10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 474. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetleri ile Karadeniz ile Marmara Denizini birleştiren ve gemilerin seyrüseferine imkan veren Kanal İstanbul ve benzeri su yolu projelerinin geliştirilmesi, kurulması, kurdurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi hususlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, milli politika, strateji ve hedeflerin belirlenmesi amacıya çalışmalar yapmak ve belirlenen hedefleri uygulamak; (d) bendinde ise, ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetlerinin ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasını sağlamak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın görevleri arasında sayılmıştır.
    Anılan Kararname'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde, haberleşme ve posta hizmetlerini geliştirmek ve serbest, adil, sürdürülebilir bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla sınırlı olmak üzere; bu hizmetlere ilişkin gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etmek ve uygulamasını denetlemek Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında yer almıştır.
    HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu azami ücret tarifesinin davacı şirket bakımından hukukî dayanağının, dava konusu … tarih ve … sayılı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün yazısı olduğu, bu yazıda; mobil elektronik haberleşme hizmetlerinin serbest, âdil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasına ve tüketici haklarının korunmasına katkı sağlamak amacıyla …ve …'un yükümlü olduğu azami ücret düzenlemesinin davacı şirket için de uygulanmasının politika olarak belirlendiğinin belirtildiği, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi kapsamında bu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Dairemizin 25/02/2019 tarih ve E:2018/3933 sayılı ara kararı ile, Pazar Analizi Yönetmeliği gereğince, uyuşmazlık konusu tarifenin ait olduğu pazara ilişkin olarak yapılan bir pazar analizinin bulunup bulunmadığı, yapılmışsa sonuçlarının neler olduğu, yapılmamışsa pazar analizi yapılmamasının nedenlerinin sorulmasına, söz konusu pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilerin belirlenip belirlenmediği, davacı şirketin "etkin piyasa gücüne sahip işletmeci" olup olmadığı hususunda bir belirleme yapılıp yapılmadığı, etkin piyasa gücüne sahip işletmeciler belirlenmedi ise bunun nedeninin sorulmasına karar verilmiş; davalı Kurum tarafından verilen cevapta, davalı idare ve Avrupa Birliği tarafından tanımlanmış uyuşmazlık konusu pazarın ait olduğu bir "ilgili pazar" tanımının bulunmadığı, davalı idare tarafından toptan seviyedeki mobil elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik pazar analizleri yapıldığı, dava konusu mobil elektronik haberleşme hizmetleri bakımından âzâmi ücret tarifesinin uygulandığı pazarın perakende düzeyde bir pazar olduğu, perakende düzeyde mobil elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin bir pazar analizi yapılmadığı ve etkin piyasa gücüne sahip işletmecinin belirlenmediği, pazar tanımlamalarında Avrupa Birliği düzenlemelerinin takip edildiği, ülkemizdeki perakende mobil elektronik haberleşme pazarındaki gibi ciddî rekabet aksaklıklarının bulunmadığı pazarlarda, pazar analizi yapıp güçlü bir düzenleyici müdahalede bulunmak yerine, ardıl düzenlemeler ile pazarda oluşan geçici rekabet aksaklıklarının çözümlenmesinin daha orantılı ve yerinde bir yaklaşım olduğu, mobil elektronik haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesinin tespit edilen bir rekabet aksaklığının çözümünü öngörmediği, mobil elektronik haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesinin pazar analizlerinden farklı fonksiyonları ve düzenleyici çerçevesi bulunduğundan, mobil elektronik haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesinin pazar analizi düzenlemeleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, Pazar Analizi Yönetmeliği'nin 1. maddesi uyarınca elektronik haberleşme sektöründe pazar analizlerinin ilgili pazarda etkin rekabetin tesisi ve korunması için tesis edildiği, mobil elektronik haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesine ilişkin idarî düzenlemelerin ilgili pazarda rekabet aksaklıklarının giderilmesi için değil, tüketici haklarının korunması ve tüketicinin uğrayacağı zararların bir derece asgarîye indirilmesi için tesis edilen işlemler olduğu, âzâmi tarife yükümlülüğünün idare ile mobil şebeke işletmecileri arasında imzalanan imtiyaz sözleşmeleri ve 5809 sayılı Kanun'un tüketicinin korunmasına ilişkin hükümleri ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca tüketici haklarını ve menfaatlerini korumaya yönelik olarak uygulanan bir yükümlülük olduğu, âzâmi tarife düzenlemesi ile 5809 sayılı Kanun'un 13/2-b maddesinde yer verilen tarife düzenlemesinin korunan hukukî menfaat yönünden farklı olduğu, davacı şirkete mobil haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesine uyma yükümlülüğünün getirilmesinin temel dayanağının 5809 sayılı Kanun'dan sonra yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi olduğu, bu maddede pazar analizi yapma ve ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmeci tespit etme şartlarının bulunmadığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın dava konusu yazısı kapsamında … ve …'nin yanında davacı şirketin de mobil haberleşme hizmetleri âzâmi ücret tarifesine tâbi olmasına karar verildiği, söz konusu normların 5809 sayılı Kanun'un 13/2-b maddesinde yer alan norma göre fonksiyonlarının farklı olması nedeniyle daha özel nitelikte ve sonraki hüküm olduğu, âzâmi tarife düzenlemesine …ve …'nin yükümlü, davacı şirketin ise yükümlü olmadığı dönemde, davacı şirketin özellikle tüketicilerin pek de farkında olmadıkları paket aşım ücreti gibi kalemlerde ciddî artışlar yaptığı, önemli ölçüde gelir elde ettiğinin gözlemlendiği, mobil elektronik haberleşme hizmetlerinden faydalanan bütün abonelerin korunabilmesi için âzami tarife düzenlemesine her üç işletmecinin de uymasının önem arz ettiği ifade edilmiştir.
    Dava konusu işlemler tesis edilmeden önce mobil elektronik haberleşme hizmetleri azami ücret tarifesinin uygulandığı, pazar perakende düzeyde olduğu için bir pazar tanımlamasının yapılmadığı ve perakende seviyedeki bir pazarda abone sayısının en önemli belirleyici unsur olduğu gözetilerek etkin piyasa gücüne sahip işletmecinin tespit edilmediği; bununla birlikte, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün dava konusu yazısı gereğince hem tüketicilerin korunması hem de adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamının sağlanması açısından …ve … ile birlikte aynı şartlarda davacı şirket için de tavan ücretin tespit edilmesine ve uygulanmasına karar verildiği görülmektedir.
    Dava konusu işlemler hakkında değerlendirme yapılmadan önce, azami ücret tarifeleri ile ilgili süreçlerin incelenmesi gerekmektedir.
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi kapsamında konuşma ücretinin GSM'den PSTN'ye ve GSM'den GSM'ye (özel ve genel abonelik paketleri için) azami ücret seviyesinin 0,40-TL/dk. (KDV ve ÖİV dâhil) olarak değiştirilmesine, bu karar kapsamında belirlenen azami ücretlerin 01/04/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanmasına karar verildiği, anılan kararın iptali istemiyle … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından açılan davada, Dairemizin 18/06/2014 tarih ve E:2010/2441, K:2014/2526 sayılı kararıyla “söz konusu ücretlerin ilgili olduğu pazar tanımı Kurum tarafından yapılmadığından ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip bir işletmeci olmayan davacı şirketin tarifelerine üst sınır getirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçesiyle anılan kararın iptal edildiği, akabinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, … tarih ve … sayılı kararının birinci maddesi ile onaylanan Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesine “Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 18/06/2014 tarih ve E:2010/2441, K:2014/2526 sayılı kararı gereğince … İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin azami tarifelere uyma yükümlülüğü bulunmamaktadır.” hususunun eklenmesine karar verildiği görülmüş olup, bu tarihten sonra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararına kadar hazırlanan azami ücret tarifelerinin hepsinde aynı kurala yer verilmiştir.
    … ve …tarafından, davacı şirket hakkında verilen söz konusu iptal kararının, kendilerine de uygulanarak azami tarifelere uyma yükümlülüklerinin kaldırılması istemiyle davalı Kuruma başvuruda bulunulmuş, yapılan başvurunun Kurul kararlarıyla reddedilmesi ve bu Kurul kararlarına karşı açılan davada, Mahkemelerce dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi üzerine alınan Kurul kararları ile bu şirketler de azami tarife çizelgesine uyma yükümlülüğünden muaf hâle gelmiş, bununla birlikte Mahkemelerin iptal kararlarının Dairemizce bozulmasına karar verilmiş, bozma kararları üzerine yapılan yargılamalar neticesinde anılan işletmecilerce imzalanan GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tarife" başlıklı 13. maddesinde azami tarife düzenlemesine ilişkin açık bir düzenleme bulunması, dava konusu ücretlere ilişkin azami ücret tarifesine uyma yükümlülüğü kapsamında davacı şirket ile diğer şirketlerin statülerinin farklı olduğu gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiştir.
    Bu kararlardan sonra, davalı Kurum tarafından "1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesi gereği TT Mobil'e de … ve …'un yükümlü olduğu azami tarife düzenlemesine uyma yükümlülüğünün getirilmesi ve davalı Kurumca … ve … için GSM imtiyaz sözleşmeleri kapsamında belirlenecek azami tarife çizelgesinin aynı koşullarda TT Mobil'e de uygulanabilmesi için davalı Kurum ve Genel Müdürlüğün görev ve sorumluluk alanları çerçevesinde eşgüdümlü bir şekilde işlem tesis edilmesinin değerlendirilmesi" gerekçesiyle davalı Bakanlığa … tarih ve … sayılı yazı gönderilmiş, dava konusu Bakanlık yazısında da, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi gereğince, Kurul tarafından onaylanacak olan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi"nin … ve … ile birlikte aynı koşullarda TT Mobil için de tavan ücret olarak tespit edilmesine ve uygulanmasına, uygulamaya ilişkin yeknesaklık sağlamak ve bürokratik işlemleri azaltmak amacıyla gerekli iş, işlem ve denetimlerin davalı Kurum tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.
    Azami ücret tarifeleri ile ilgili süreçlerin incelenmesi sonucunda, mobil elektronik haberleşme azami ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve …sayılı kararından önce davalı Kurum tarafından hazırlanan ve davacı şirketin yargı kararları neticesinde muaf tutulduğu azami ücret tarifelerinin Bakanlığın tavan ücret tespit ve uygulanması kararına dayanmadığı, dava konusu Kurul kararının ise Bakanlığın … tarih ve …sayılı kararı uyarınca tesis edildiği görülmüştür.
    Dava konusu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi incelendiğinde:
    Dava konusu işlem değerlendirilirken ilk olarak, 5809 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinin birlikte incelenmesi gerekmektedir.
    5809 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile mobil elektronik haberleşme hizmetlerinde tarifelerin alt ve üst sınırlarını belirlemek konusunda Kurum'a verilen yetki, işletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde mümkün olup, şartlı ve özel bir yetki niteliği taşımaktadır.
    1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ile haberleşme hizmetlerini serbest, âdil, sürdürülebilir bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla sınırlı olmak üzere gerektiğinde taban ve tavan ücret tespit etmek konusunda Haberleşme Genel Müdürlüğü'ne verilen yetki ise sınırlı ve genel bir yetki niteliğindedir.
    Dolayısıyla mobil elektronik haberleşme hizmetlerinde azami ücret belirlenmesi konusunda Kurum'a verilen yetki ile Haberleşme Genel Müdürlüğü'ne verilen yetki birbirine karşıt olmayan, aksine birbirini tamamlayan yetkilerdir. Bir işletmecinin etkin piyasa gücüne sahip olduğu tespit edilmediği sürece, o işletmeciye imtiyaz sözleşmesindeki tarifeye ilişkin belirlenmiş kurallar dışında azami ücret tarifesi uygulanması mümkün değil iken, perakende düzeyde pazar niteliği taşıdığı için abone sayısının en önemli belirleyici unsur olduğu dikkate alınarak mobil haberleşme hizmetleri sektöründe işletmecilerden bir kısmının azami ücret tarifesine tâbî, bir kısmının ise azami ücret tarifesinden muaf olmasının, serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamını bozucu etkiler ortaya çıkmasına yol açtığında ve bu durum tüketicilerin mağduriyetine neden olduğunda Bakanlığın sınırlı ve genel yetkisini kullanarak tavan ücret politikasını uygulaması mümkün bulunmaktadır.
    Bu itibarla, yapılan değerlendirmeler çerçevesinde mevzuatta belirtilen sınırlı amaçlar doğrultusunda tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı işlemiyle onaylanan "Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi" davacı şirket bakımından incelendiğinde:
    Dava konusu âzâmi ücret tarifesinden önce davalı Kurum tarafından hazırlanan ve yargı kararları neticesinde davacı şirketin muaf tutulduğu âzâmi ücret tarifelerinin Bakanlığın politika kararı olmadan tesis edildiği, dava konusu âzâmi ücret tarifesinde ise yeni bir usûl uygulanarak Bakanlığın aldığı politika kararı doğrultusunda davacı şirketin âzâmi ücret tarifesine uymakla yükümlü tutulduğu, söz konusu politika kararının hukuka uygun olduğu görüldüğünden, yeni oluşan hukukî durum karşısında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, her ne kadar davacı şirket tarafından "imtiyaz sözleşmeleri ve yetkilendirme belgesine göre tarifelerini serbestçe belirleme hakkına sahip olduğu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve ilgili düzenlemelere göre tarifelerine üst sınır getirilmesinin ancak ve ancak kendilerinin etkin piyasa gücüne sahip olduğunun belirlenmesi hâlinde mümkün olduğu" iddia edilmiş ise de, 5809 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yer verilen tarifenin üst sınırının belirlenebilmesi için aranan işletmecinin etkin piyasa gücüne sahip işletmeci olduğunun belirlenmesi şartının, Bakanlığın herhangi bir tavan ücret tespit ve uygulanması kararı olmadan işletmeciye yükümlülük getirileceği durumlar için geçerli olduğu, dava konusu işlemin ise 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 483. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendi kapsamında alınan Bakanlığın tavan ücret tespit ve uygulanmasına ilişkin kararına istinaden tesis edildiği görülmektedir.
    Bu itibarla, Bakanlığın dava konusu işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından, Bakanlık işlemine dayanılarak tesis edilen … tarih ve … sayılı Kurul kararının davacı şirkete yönelik kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi