Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının daha önce davalı Belediyeye aleyhine açtığı ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen işe iade kararı sonrasında İstanbul İl Özel İdaresine nakline muvafakat etmesi üzerine işlemler yapılmış ancak İl Özel İdaresi davacının geçici işçi olduğunu bu nedenle nakil olunmayacağı bildirmiş ise de davalı belediye davacının muvafakatini de göz önüne alarak işyerindeki ilişiği nakil için kestiğinden artık davalının bir sorumluluğu bulunmayacağından ve ilişik kesildikten sonra tekrar çalıştırılması da mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının henüz İl Özel İdaresine nakli gerçekleşmeden davalı işyerince ilişiğinin kesilmesi gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık davacının daha önce açtığı işe iade davasında davacının Belediyeye iade edilmesi üzerine bu işyerinde eylemli olarak işe başlatılıp başlatılmadığı ve buna bağlı olarakda iş akdinin yeniden fesh edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacının ilk olarak davalıya karşı açtığı işe iade davasınında yerel mahkemenin kabul kararı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 08.11.2010 tarihli kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine davacının işe başlatma isteminde bulunduğu ve davalı Belediyenin 24.12.2010 tarihli yazısı ile davacının işe başlatılmasına karar verdiği uyuşmazlık konusu değildir. Ancak davacının da muvafakat ettiği davalı Belediye ile İstanbul İl Özel İdaresi arasında imzalanan 14.01.2011 tarihli işçi nakline ilişkin protokole göre davacının İl Özel İdaresine nakil edildiği ve Belediye tarafından bu gerekçe ile 18.01.2011 tarihinde ilişiğinin kesildiği, ancak İl Özel İdaresinin işçi nakline konu edilen on
işçiden altısının geçici işçi pozisyonunda çalıştıklarından (davacı dahil) bunların nakli mümkün olmadığından ve bu durumları da Belediyece önceden bildirilemediğinden nakil işleminin kendiliğinden münfesih olduğunu bildirdiği ve Belediyenin en son 07.02.2001 tarihli, davacının başvurusu üzerine verdiği yanıtta İl Özel İdaresine muvafakat ile nakil edildiği bu nedenle ilişiğinin kesildiği yeniden çalıştırılmasının mümkün olmadığının bildirilmesi üzerine davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının ilk olarak kesinleşen işe iade kararı üzerine Belediyeye başvurusunun kabul edildiği 24.12.2010 tarihinden, işçi naklinin gerçekleşmemesi üzerine davacının yeniden Belediye"ye başvurduğu ve yeniden işe başlatılmanın mümkün olmadığınının bildirdiği 07.02.2011 tarihleri arasında davacının davalı işyerinde eylemli olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı araştırılmadan, başka bir anlatımla kesinleşen işe iade kararı sonrası işe başlatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği açıkça ortaya konulmadan karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Eğer davacı işe iade kararı sonrası eylemli olarak çalışmaya başlatılmış ise artık taraflar arasında geçerliliği devam eden bir iş sözleşmesi bulunduğundan ve davalının gerçekleşemeyen işçi nakil sonrası ilişiğinin kesilmesi işlemi bir fesih işlemi olarak kabul edilmesi gerekeceğinden bu durumda şimdiki gibi karar verilmesi gerekir. Kaldı ki işçinin nakilde muvafakatı olsa da olayda işçi naklinin gerçekleşmemesinde davacı işçiye yüklenebilecek sorumlulukta yoktur. İşe iade kararı sonrasıda eylemli bir çalışma yaptırılmadığının anlaşılması durumunda, artık düzenlenen işe giriş bildirgesinin de başlatma anlamı içermeyeceği göz önüne alınarak kesinleşen işe iade kararına rağmen işe başlatılmamanın sonuçları hüküm doğuracağı dikkate alınması gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için yukarıda açıklandığı üzere eylemli çalışma konusunda bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.