(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/5053 E. , 2012/216 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin ekonomik krize karşı tedbir olarak rekabet edebilirliğin geliştirilmesi, verimliliğin ve karlılığın düşmesinin önlenmesi amacı ile bir dizi önlemin yanı sıra personel azaltılması yolu ile iş gücü maliyetlerinin düşürülmesine karar verildiğini, feshedildiğini, feshin işletme ve işyeri gereklerine dayandığını, feshin geçerli nedene dayandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının çalışıtğı bölümde sadece davacının iş sözleşmesinin sonlandırıldığı, davacının eğitim ve konumuna uygun bir iş önerilmediği, davacının yaptığı işe ihtiyaç kalmadığının ortaya konulamadığı, fesih işleminin ölçülü ve tutarlı bir şekilde uygulanamadığı ve bunların sonucu olarak ta feshin son çare ilkesine riayet edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı
bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, tahsis biriminde uzman olarak çalışan davacının 01/12/2005 tarihinde işe girdiği ve 02/01/2009 tarihli yazılı fesih bildirimi ile ekonomik kriz nedeniyle personel sayısının azaltılması yoluna gidildiğinden iş sözlşemesinin soan erdirildiği, davalı bankanın Yönetim Kurulu’nun 24/11/2008 ve 280/02 sayılı karar ile “Ekonomik krize bağlı olarak piyasalardaki durgunluğun bankacılık sektörünü etkilemesi nedeni ile rekabet edebilirliğin geliştirilmesi, verimliliğin ve karlılığın düşmesinin önlenmesi amacı ile bir dizi önlemin yanı sıra personel azaltılması yolu ile iş gücü maliyetlerinin düşürülmesine” yönelik işletmesel karar aldığı, aldığı karar sonrasını takip eden tarihlerde bazı bölümlerde kadroları iptal ettiği, yeniden yapılandığı ve organizasyonda değişiklikler yaptığı, keza şube kapatma ve birleştirme kararı aldığı, 2007 aralık ayıda 1547 olan çalışan sayısının toplu çıkarmalar nedeniyle 2009 Ocak ayında 1282 kişiye düşürdüğü, davalı işverenin bu kararı aldığı 24/11/2008 tarihinden sonra yeni işçi almadığı, 2008 yılında 60 olan şube sayısının bu kararlar sonrası 44 şubeye düştüğü, davalı işvereni işten çıkarılanların belirlenmesinde bağlayan bir kural bulunmadığı ve bu yönde bir uygulamaya da gitmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı bankada, yeniden yapılanma, birim ve kadro iptali, şube kapatma ve birleştirme kararları sonrası istihdam fazlalığı meydana geldiği açıktır. İstihdam fazlası olarak iş sözleşmesi feshedilen davacının, yeni işçi alınmaması, toplu işçi çıkartılması ve nakiller nedeni ile başka bölümde değerlendirme olanağı da bulunmamaktadır. Çıkarılan işçilerin belirlenmesinde veya naklinde işvereni bağlayan bir kural ve karar bulunmadığından, davacının iş sözleşmesinin feshi, işletme ve işyeri gereklerinden kaynaklanmaktadır. Geçerli neden kanıtlanmıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı Kanun"un 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 870,00 TLyargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 19/01/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.