Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/12588 Esas 2017/2154 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12588
Karar No: 2017/2154
Karar Tarihi: 25.04.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/12588 Esas 2017/2154 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/12588 E.  ,  2017/2154 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacı ..tarafından, davalı ... aleyhine 18/09/2012 gününde verilen dilekçe ile menkul malın mülkiyetinin tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, menkul mal mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, kendisine ait olan 64 adetmarka madeni banyo bataryası, 60 adetmarka madeni taharet musluğu, marka madeni tek gövde batarya niteliğinde olan inşaat malzemelerinin 05/03/2005 tarihinde çalındığını, bu malzemelerin hurdacılık işi yapan davalının iş yerinde bulunması üzerine davalı hakkında cürüm eşyasını almak suçundan kamu davası açıldığını, davalının yargılanması sonucu zamanaşımı sebebiyle düşme kararı ile birlikte suç eşyası olduğu saptanamayan dava konusu inşaat malzemelerinin davalıya iadesine karar verildiğini, davacı için hukuk mahkemesinde dava açmasının ihtarı yapıldığını, bu kararın Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini belirterek, mülkiyet yönünden herhangi bir karar verilmediği için dava konusu inşaat malzemelerinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece , 03/07/2015 tarihli teknik bilirkişi raporuna bağlı kalınarak 64 adet ataryası miks tek gövdeli evye bataryası, taharet musluğunun davacı kooperatife ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106. maddesinde “Tespit davası yoluyla bir hakkın ya da hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. ” hükmü bulunmaktadır. Buna göre, tespit davası, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesine ilişkin bir dava olup, hukuki ilişkinin tespit edilmesinde davacının hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması zorunludur.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı

    kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1-h, 115.md.)
    Somut olayda, davacının davaya konu inşaat malzemelerinin kendisine teslimine dair eda davası açabileceği halde, eldeki malzemelerin kendisine ait olduğunun tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davanın bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, kabulü HMK’nın 114/1-h ve 115. maddelerine aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.