10. Hukuk Dairesi 2011/14299 E. , 2012/4952 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, iptal edilen 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma işleminin ihyası ile, yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasını istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
16.07.1982-16.07.1993 tarihleri arası 3.900 günlük yurtdışı hizmetlerini 3201 sayılı Yasaya göre borçlanan davacıya, 1.186 günlük yurt içi ...’lı çalışmalarıyla birlikte 01.08.1993 tarihinden itibaren ...’dan yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak, 1996 yılında,kesin dönüş koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle, aylığı başlangıç itibarıyla iptal edilerek 01.08.1993-23.04.1995 tarihleri arası dönem yönünden 72,94 TL yersiz aylık borcu çıkarılmıştır. Davacı, 27.05.1996 tarihli dilekçesiyle, Kurumca çıkarılan yersiz aylık borcundan, anılan 3201 sayılı Yasa kapsamında ödemek durumunda kaldığı 44,35 TL’lik borçlanma bedelinin mahsup edilmesini istemiş ise de, davalı Kurum tarafından bu yönde bir mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı konusu anlaşılamamaktadır.
İş bu dava ile davacı, 72,94 TL’lik yersiz aylık borcundan, 44,35 TL’lik borçlanma bedelinin 30.10.1996 tarihinde mahsup edilmiş olması nedeniyle, anılan borçlanma bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi sağlanarak, borçlanma işleminin ihyasıyla, aylığın yeniden bağlanmasını istemiştir.
Mahkemece, borçlanma bedeli olan 44,35 TL’nin, 30.10.1996-31.03.2010 tarihi arası yasal faiziyle birlikte toplam 252,76 TL olarak bildirilen tutarın, verilen mehil üzerine 10.06.2011 tarihinde ödenmiş olması nedeniyle, 01.07.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına karar verilmiştir.
3201 sayılı Kanunun amacı, yurt dışında geçen hizmet sürelerinin borçlanma yolu ile ...’deki sigortalılık açısından değerlendirilmesini sağlayarak yurt dışında gerçekleşen çalışmalara hukuki geçerlilik tanımak ve bu suretle Türk
vatandaşlarına sosyal güvenlik hakkı bahşetmektir.Nitekim inceleme konusu olayda da, çıkarılan borçlanma bedelini ödemesini takiben,yurt içi çalışmalarıyla birlikte davacıya yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak, davacı tarafından verilen 27.05.1996 günlü dilekçeyle, borçlanma bedelinin, yersiz aylık borcundan mahsubu ile tasfiyesinin talep edilmiş olması karşısında; davalı Kurum tarafından bu yönde bir işlem yapılarak, borçlanma bedelinin tasfiye edilip edilmediğinin araştırılarak irdelenmesi gerekir. Şayet, anılan mahsup suretiyle borçlanma bedelinin tasfiye edildiği anlaşılırsa, 3201 sayılı Yasada borçlanmanın ihyası gibi bir müessese bulunmadığından, ancak, yeniden yapılacak borçlanma işlemi ile aylık bağlamak mümkün olabilecektir.
Şu halde, yapılması gereken iş; yukarıdaki açıklamalar uyarınca, borçlanmanın bedelinin tasfiye edilip edilmediği, davalı Kurumdan sorularak araştırılmalı; tasfiye edildiği sonucuna ulaşılırsa, yasal anlamda borçlanmanın ihyası mümkün bulunmadığından, yeniden yapılacak borçlanma ve ayrıca kesin dönüşün de sağlanmış olması halinde, aylık bağlanabileceği gözetilerek, varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.