Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/2252
Karar No: 2022/991
Karar Tarihi: 22.02.2022

Danıştay 4. Daire 2018/2252 Esas 2022/991 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/2252 E.  ,  2022/991 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/2252
    Karar No : 2022/991

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Halinde … Metal Yapı Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket adına 2004 yılı katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcı borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … nolu ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emrine esas alınan Mahkeme kararının temyiz aşamasında bozulduğu ve bozma kararına uyarak yeni bir karar verdiği, dava konusu ödeme emrinin ise bozulan Mahkeme kararı esas alınarak düzenlendiği anlaşıldığından düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğu belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin (a) fıkrasında, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra, ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddesinde; 14. maddenin 3/c bendinde yazılı hallerde davanın reddine karar verileceği, 31. maddesinin 1. fıkrasında yapılan atfa istinaden ehliyet ile ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. maddesine bakıldığında, medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olduğu, 51. maddesinde de dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği hususlarının düzenlendiği görülmektedir.
    Buna göre, tüzel kişilerin dava açabilmeleri için ilk koşul, Medeni Kanun'da öngörülen medenî haklardan yararlanma ehliyetine haiz olmalarıdır. Dolayısıyla, henüz Medeni Kanun'da öngörülen ehliyeti kazanmamış veya bu ehliyeti sona ermiş kişilerin dava açması hukuken olanaklı değildir.
    Ticaret şirketleri ise, ticaret sicilinde tescil ve ilan ile tüzel kişilik kazanmakta, ana sözleşmesinde yazılı işletme konularında haklara ve borçlara sahip olmakta, organları tarafından temsil edilmekte, şirketin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde bu durumun ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesiyle son bulmaktadır. Bir ticaret şirketi olan limited şirketlerin taraf ehliyetlerinin, tüzel kişiliklerinin kazanıldığı tarihte doğup bu kişiliğin kaybedildiği tarihte sona erdiği, ancak bu iki tarih arasında bir davaya taraf olabilecekleri ve bu davada kanuni organları vasıtasıyla usuli işlemler yapabilecekleri, tüzel kişiliğin sona erdiği tarihten sonra herhangi bir biçimde davaya taraf olmalarının ya da tüzel kişilikle birlikte ortadan kalkan organları tarafından dava açılmasının mümkün olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
    Bu düzenlemeler karşısında sermaye şirketlerinin borçlu kılınabilmesi, tüzel kişiliğin yitirilmemiş olmasına bağlı kalmaktadır. Dolayısıyla tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket adına tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemleri tesis edilemeyeceği gibi, tesis edilen işlemler de herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Hukuki sonuç doğurmayan; başka deyişle, hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamayacaktır.
    Dava dilekçesi ve ekli belgelerin incelenmesinden; davacı Tasfiye Halinde … Metal Yapı Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 21/06/2010 tarihinde tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiyesinin sonuçlandığının 06/07/2010 tarihli ve 7600 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği, tüzel kişiliği sona eren Tasfiye Halinde … Metal Yapı Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına, 09/02/2012 tarihinde düzenlenip 10/01/2017 tarihinde eski tasfiye memuruna tebliğ edilen ödeme emrine karşı 17/01/2017 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Hukuken mevcut olmayan şirketin borçlu kılınması ve temsili mümkün olmayıp, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilişkisi bulunsa dahi, olmayan şirket adına tarhiyat ve ceza kesme işlemlerinin tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin de herhangi bir hukukî sonuç doğurmayacağı ve dolayısıyla herhangi bir kişinin menfaatini ihlâl etmesi söz konusu olmayacağından, şirket adına açılmış işbu davanın ehliyetsizlik nedeniyle reddi gerektiğinden temyiz konusu kararın bozulması gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi