10. Hukuk Dairesi 2012/2876 E. , 2012/4941 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, ödeme emirlerinin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, prim borçlusu kooperatifin, prim borçlarından sorumlu tutulamayacağını beyanla, 25.08.2009 tarih ve 050.652 ve 061.850 no’lu ödeme emirlerinin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, davacının, prim borçlusu Kooperatif Başkanlığında, takibe konu prim ve fer’ilerine ilişkin borç dönemlerinde, yönetim kurulu üyesi olduğundan bahisle, davanın reddine karar vermiştir.
İnceleme konusu olayda, Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarına göre; davacı, 25.09.2007 tarihinde tescil edilen 30.06.2007 tarihli genel kurul kararıyla 3 yıl süreyle yönetim kurulu üyeliğine getirilmiş, 21.09.2007 günlü Yönetim Kurulu kararıyla da kendisine temsil-ilzam yetkisi verilmiştir. Diğer taraftan, anılan temsil-ilzam yetkisinin alındığına dair bir yönetim kurulu kararı görülmemekle birlikte, 02.08.2008 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla temsil-ilzam yetkisi verilen şahıslar arasında ise, davacı adına yer verilmediği gibi, sonraki yönetim kurulu kararlarında da, bu yönde bir karar bulunmamaktadır. Davalı Kurum tarafından, ...., 2007/10. ay ile 2009/1. ay arası döneme ait prim ve fer’i borçları nedeniyle, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesi ve 506 sayılı Yasanın 80. maddesine dayalı olarak yapılan icra takibi üzerine açılan iş bu davayla, ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istenmiştir.
Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarına göre, davacının, takip borçlusu Kooperatifde yönetim kurulu üyeliği sıfatının yanında, sadece 21.09.2007-02.08.2008 tarihleri arası dönemde 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde öngörülen sorumluluğu gerektirecek şekilde temsil-ilzam yetkili üst düzey yöneticilik halinin bulunduğu anlaşılırken; 02.08.2008 tarihi sonrası yönünden ise, temsil-ilzam yetkisinin halinin devam edip etmediği anlaşılamamaktadır.
506 sayılı Yasanın 80. maddesi hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir .... kuruluşta görev yapan bir kişinin, primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için; primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunlu olup, ayrıca “sigorta primlerinin haklı sebep olmaksızın süresinde ödenmemesi”ne bağlıdır. Söz konusu maddeye göre primlerin ödenmesinden sorumlu üst düzey yöneticiden sözedebilmek için, bu kimsenin şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulunda başkan veya iş bölümüne göre primlerin ödenmesinden sorumlu üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili mesul müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin; belli konularda imza sahibi olması da, bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında; Dava konusu olayda, takip borçlusu.... 21.09.2007-02.08.2008 tarihler arası dönemde temsil ilzam yetkili üst düzey yönetici olduğu anlaşılan davacının, anılan dönem yönünden 506 sayılı Yasanın 80. maddesine dayalı sorumluluğu tartışmasızdır.
02.08.2008 tarihi ve sonrası dönem yönünden sorumluluk ise; ancak, temsil ve ilzam yetkisinin bu tarih sonrası dönemde de devam ediyor olması halinde, 506 sayılı Yasanın 80. maddesi kapsamında sorumluluk söz konusu olacağından, usulünce yapılacak araştırma neticesine göre karar verilmelidir.
Belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.