Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2022/418
Karar No: 2022/997
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 10. Daire 2022/418 Esas 2022/997 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/418 E.  ,  2022/997 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2022/418
    Karar No : 2022/997

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
    2- …
    3- …
    4- …
    VEKİLLERİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 10/10/2015 tarihinde Ankara Garı önünde meydana gelen patlama neticesinde yakınları …'ı kaybeden davacılar tarafından, uğradıklarını iddia ettikleri zararlara karşılık müteveffanın eşi … ve çocuğu … için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminat ve davacıların her biri için ayrı ayrı 250.000,00 TL olmak üzere toplam 1.000.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacılar vekilinin adresine çıkarılan sulhname imza davetiyesinin vekilin daimi çalışanına imza karşılığı tebliğ edildiği, bu kişinin çalışan olmamasına rağmen gönderilen tebligatı almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, öte yandan, 5233 sayılı Kanun'da, komisyonun zarar görenlerce yapılacak her başvuru ile ilgili çalışmalarını, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlayacağının ve zorunlu hâllerde bu sürenin vali tarafından üç ay daha uzatılabileceğinin düzenlendiği , davacıların başvuru yaptıkları 07/12/2015 tarihinden itibaren en geç 9 ay içinde karar verilmediğinden bahisle 29/04/2019 tarihine kadar yapmış oldukları herhangi bir başvurularının da olmadığı, sulhname imza davetiyesinin tebliğ edildiği 17/10/2016 tarihinden çok sonra açılan bu davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacıların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacılar tarafından, sulhname imza davetiyesinin tebliğ edildiği şahsın daimi çalışan sıfatını haiz olmadığı aynı büroda çalışan avukatlardan biri olduğu, tebligatın usulsüz olduğu, 29/04/2019 tarihinde eksik evrakların tamamlanarak Ankara Valiliği'ne gönderildiği, Ankara Valiliği'nin 20/05/2019 tarihinde kendilerine tebliğ edilen 09/05/2019 tarihli yazısı ile 26/08/2016 tarihli komisyon kararının ve sulhname imza davetiyesinin 17/10/2016 tarihinde daimi çalışanına tebliğ edildiğinin bildirildiği, idarenin ret kararından 20/05/2019 tarihinde haberdar olunduğu, sürenin bu tarihten itibaren işletilmeye başlatılması gerektiği, bakılan davada süre aşımı bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    10/10/2015 tarihinde Ankara Garı önünde canlı bomba eylemi şeklinde gerçekleştirilen terör eylemi neticesinde davacıların yakını … hayatını kaybetmiştir. Davacılar tarafından, yakınlarının hayatını kaybetmesinden dolayı uğradıklarını iddia ettikleri zararlara karşılık kendilerine maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle 07/12/2015 tarihinde 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında İçişleri Bakanlığı'na gönderilmek üzere Kartal Kaymakamlığı'na başvurulmuştur.
    Davacıların başvurusu, Kartal Kaymakamlığının … tarihli ve … sayılı yazısı ile Ankara Valiliği'ne iletilmiş ve Ankara Valiliği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısı ile davacılar vekilinden eksik olduğu düşünülen bir kısım evrakın tamamlanarak gönderilmesi istenilmiştir.
    17/10/2016 tarihinde, … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararı ile bu karara istinaden alınan ... sayılı sulhname imza davetiyesi davacılar vekilinin ''işyerinde bulunan daimi çalışan'' sıfatıyla …'a tebliğ edilmiştir.
    29/04/2019 tarihinde eksik olduğu belirtilen evraklar tamamlanarak davacılar vekili tarafından Ankara Valiliği'ne gönderilmiştir.
    Ardından, Ankara Valiliği'nin … tarih ve … sayılı yazısı ile; davacılara, ‘’Zarar Tespit Komisyonu tarafından verilen … tarih ve … sayılı komisyon kararına istinaden alınan … sayılı sulhname imza davetiyesinin 17/10/2016 tarihinde davacılar vekilinin daimi çalışanına tebliğ edildiği, süresinde sulhname imzalamaya gelinmediğinden maddi tazminatı kabul etmemiş sayıldıkları, maddi tazminat istemleri hakkında yapılacak başka bir işlem bulunmadığı, manevi tazminat istemleri ile ilgili olarak ise bu zarar 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığından herhangi bir işlem yapılamadığı’’ bildirilmiştir.
    Davacılar tarafından, vekillerinin herhangi bir dönemde daimi çalışanının olmadığı, sulhname imza davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğu, tazminat istemlerinin reddedildiğinden Ankara Valiliği'nin 09/05/2019 tarihli yazısı ile haberdar oldukları, bu yazının da kendilerine 20/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle 17/07/2019 tarihinde bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava açma süresini saptarken, bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınılması gerektiğinden, süreye ilişkin mevzuat kurallarının yorumlanmasında kişilerin haklarının ihlali yönünde ağır sonuçlara varan yorumdan kaçınmak gerekmektedir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Vekile ve kanuni mümesile tebligat" başlıklı 11. maddesinde, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu; "Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası" başlıklı 17.maddesinde, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlerin, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğin aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı; "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32.maddesinde, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğin muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    7201 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri dikkate alındığında, belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde bunlara yapılacak tebliğ, o kişinin aynı yerde daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılmalıdır. Bu tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatap adına tebligat yapılan kişinin gerçekte muhatabın daimi çalışanı veya müstahdemi olması gerekir, aksi halde yapılan tebligat usulsüz olacaktır.
    Uyuşmazlıkta, konusunu … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararı ile bu karara istinaden alınan … sayılı sulhname imza davetiyesinden oluşan tebligatı 17/10/2016 tarihinde imza karşılığı teslim alan ...'un anılan dönemde davacılar vekilinin daimi çalışanı veya müstahdemi olup olmadığı araştırılmaksızın, doğrudan davacılar vekilinin daimi çalışanı olduğunun kabulüyle eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, …'un 17/10/2016 tarihinde davacılar vekilinin daimi çalışanı veya müstahdemi olup olmadığı tespit edildikten sonra yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz istemlerinin KABULÜNE,
    2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi