13. Hukuk Dairesi 2016/2956 E. , 2018/8742 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,... Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olup, davalı kurum tarafından gönderilen 26/08/2014 tarihli 12.018.465 sayılı yazıda 2012 tarihli protokolün 5.3.15. maddesi gereği 6.500,00 TL cezai şart uygulandığını, yine 4.3.6. maddeye göre 166.12 TL reçete bedelinin faizi ile tahsilinin talep edildiğini, 02/07/2014 tarihli ve 2.769.791 sayılı İl Müdürlüğü oluru ile cezanın uygun görüldüğünü, alınan kararın hatalı olduğunu, protokolün 5.3.15.maddesinde muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete bilgisinin girilip silinmesi işleminde sadece hastaların ilaç alımını engellemek amacıyla ve hastanın ricası dışında adına devam reçetesi girilip silinmesi amacıyla veya ilaç verilişi sürelerinin ihlal amacıyla yapılırsa cezai şartın uygulanacağının belirtildiğini, oysa ki ilaç verilen hastaların tümünün reçetede belirtilen ilaçları sürekli kullanmak zorunda olan raporlu hastalar olduğunu, eczanesine geldikleri zaman ellerindeki reçetede yazılan ilaçları devamlı kullanmak zorunda olmalarına rağmen o an için tahsil edilmesi gereken muayene katılım ücretini ödeyemeyeceklerini beyan ettiklerinden, onların bilgisi ve ricasıyla daha sonraki ilaç alımında tahsil etmek amacıyla satış yapıldığını, tamamen hastaların bilgisi dahilinde ve onların isteği ile, ilaç alamamaları halinde mağdur olmamaları için satış işleminin gerçekleştiğini, ayrıca adı geçen hastaların ilacı sürekli kullanmak zorunda olduklarından bir sonraki ilaç alımında bu paranın kendilerinden kesildiğini, kurumun bu işlem nedeniyle herhangi bir zararının bulunmadığını, bu nedenle protokolün 5.3.15. maddesinin ihlali koşullarının mevcut olmadığını beyanla, cezai şartın icrasının yargılama sonuna kadar tedbiren durdurularak , cezai şartın ve diğer işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,Davacının Davasının Kabulüne, Davalı ... İl Müdürlüğünün davacı eczacı hakkında uygulamış olduğu 02/07/2014 tarihli ve 2.769.791 sayılı cezai şart kararının iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2. maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Temyize konu davada mahkemece, kararın gerekçesinde ""Toplanan deliller ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; davacı eczanenin reçetelere ilişkin muayene ücretlerinin sistemde görüldüğü, hastaların ilk reçetelerinden muayene ücretlerinin tahsil edilebileceği, bu nedenle davalı idarenin herhangi bir zararının oluşmadığı, davacının fiilinin protokolde belirtilen kasıtlı fiillerden olmadığı sübuta erdiğinden, yerinde olmayan toplam 6.766,17 TL ceza işleminin iptaline karar verilmiştir."" denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 2.bendinde ""Davalı ... İl Müdürlüğünün davacı eczacı hakkında uygulamış olduğu 02/07/2014 tarihli ve 2.769.791 sayılı cezai şart kararının iptaline,"" karar verilmiş ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır.Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenlerine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.