Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/149 Esas 2020/4686 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/149
Karar No: 2020/4686
Karar Tarihi: 04.03.2020

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/149 Esas 2020/4686 Karar Sayılı İlamı

Özet:

4. Ceza Dairesi'nin 2020/149 E. ve 2020/4686 K. sayılı kararı üzerine yapılan temyiz başvurusunda, sanığın SEGBIS yoluyla verilen kararda temyiz süresinin 7 gün yerine 15 gün olarak belirtilmemesi ve cezaevindeki sanığın temyiz yoluna başvuru şeklinin hüküm fıkrasında belirtilmemesi nedeniyle sanığın temyiz isteğinin süresinde olmadığı kabul edilerek reddedildiği belirtilmiştir. Ancak, sanığın atılı suçu kabul etmemesi karşısında, tüm delillerin değerlendirilmeden hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları olduğu ve diğer eylemlerinin 3167 sayılı Çek Kanunu'nda 6273 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle suç olmaktan çıkarıldığı ancak daha önce verilen kararın kesinleşme tarihinden sonra yeni bir yasa değişikliği yapılmadığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığı kararının kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması ve yargılamanın esas/hüküm mahkemesinde devam etmesi kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 3167 sayılı Çek Kanunu
- 6273 sayılı Kanun
- 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
- CMK'nın 231/8. maddesi
- 6545 sayılı Yasa'nın 72. maddesi
4. Ceza Dairesi         2020/149 E.  ,  2020/4686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tehdit
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Bozma üzerine, yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Sanığın SEGBIS yoluyla yüzüne karşı verilen karada temyiz süresinin ""7 gün"" yerine ""15 gün"" olarak belirtilmesi ve cezaevinde bulunan sanığın temyiz yoluna başvuru şeklinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi nedeniyle sanığın temyiz isteğinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    1-Sanığın atılı suçu kabul etmemesi karşısında, soruşturma evresinde ifadesi alınan Okan Bodur ile sanığın savunmasında belirttiği Necla Bora"nın tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak dinlenmeleri ve sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de;
    Sanığın sabıkasında görülen ilamların hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları olduğu ve sanığın diğer eylemlerinin 3167 sayılı Çek Kanunu"nda 6273 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle suç olmaktan çıkarıldığı, CMK’nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, sanık hakkında diğer koşullar değerlendirilmeden," daha önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları olduğu ve şartların oluşmadığı" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanık ..."nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.