8. Hukuk Dairesi 2009/3988 E. , 2010/241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi
T.. Ş.. ile S.. Ş.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesinden verilen 14.04.2009 gün ve 331/204 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı T.. Ş.. vekili tarafından davalı S.. Ş.. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu taşınmazların alımına yaptığı katkı karşılığı 4.632 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, edinilmiş malların tasfiyesine ilişkin talep yönünden ise 4.675 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Taraflar 19.4.1985 tarihinde evlenmişler, 27.9.2004 tarihinde davacı Tahir tarafından açılan dava sonunda boşanmışlar ve boşanma kararı 26.9.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK.m.170), 1.1.2002 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejiminin (TMK.m.218-241) geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu 36 ada 102 parsel üzerindeki 6 nolu daire mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 9.4.1991 tarihinde davalı Suzan adına satın alınarak tescil edilmiş, bankadaki para ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2004 yılında bankaya yatırılmıştır. Bu duruma göre davacının talebi daire yönünden katkı payı alacağı, bankadaki para yönünden ise katılma alacağı niteliğindedir.
Katılma alacağı davalarında,eklenecek değerlerden (TMKm.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulur. Eşlerin çalışmalarının karşılığı olan edinimleri edinilmiş maldır.(TMK.nun 219/1 m.) Katılma alacağı rejiminde karine evlilik birliği içinde edinilen malın edinilmiş mal olmasıdır.Aksini iddia edenin malın kişisel malı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.Bir eşe ait olduğu saptanan ancak kişisel mallara mı edinilmiş mallara mı girdiği saptanamayan mallar aksi ispat edilene kadar edinilmiş mal sayılır. (m. 222/3) Bu açıklamalar karşısında bankadaki para yönünden hesabın açıldığı tarih itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğuna, davalı taraf paranın kişisel malı olduğunu kanıtlayamadığına göre mahkemece bankadaki paranın edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır.Davalı vekilinin bankadaki paraya yönelen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün bankadaki para ile ilgili bölümünün ONANMASINA,
Taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen daire ile ilgili katkı payı alacağına gelince; mahkemece kocanın infak ve iaşe yükümlülüğünü de dikkate alan 20.3.2008 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm kurulduğu açıklanmış ise de sadece oran bakımından bu raporun dikkate alındığı ve taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri ile bu oranın çarpılarak bulunan değer üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacının gelirinin daha yüksek olduğu dikkate alındığında bu rapora itibar edilerek hesaplama yapılması doğru değildir.Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı ve toplanan deliller, tarafların belirlenen ve hesaplanan gelirleri, hesap yöntemi ve veriler yönünden doğru olduğu görülen 20.6.2008 tarihli son bilirkişi raporundaki açıklamalar da dikkate alınarak tarafların tasarruf edebilecekleri miktarı oran olarak belirlemek,bu yapılırken davacı kocanın TMK.nun 152.maddesinden kaynaklanan evin infak ve iaşe yükümlülüğünü dikkate almak, bu hususlarda uzman bilirkişiden taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli ve bilimsel esaslara dayalı rapor almak, davacının taşınmazın edinme değerine ne oranda katkı sağladığını, dosyadaki delillere dayalı olarak gerçeğe uygun şekilde ortaya çıkarmak, belirlenen bu oran ile taşınmazın dava tarihindeki sürüm değerini çarparak taşınmaza katkı nedeniyle davacıya ödenecek tazminat miktarını tespit etmekten ibarettir.Diğer yandan katkı payı alacağına dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz yürütülmesi gerekir.Mahkemece bu şekilde katkı oranı belirlenip dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı belirlenen katkı oranının taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri ile çarpılması ve belirlenen bu alacağa tasfiye tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün daire ile ilgili bölümünün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 125,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 376,90 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına ve 125,70 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.