9. Ceza Dairesi 2020/3797 E. , 2020/1117 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik, Resmi Belgede Sahtecilik
Hüküm : Resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, tefecilik suçundan mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemece hüküm verildikten sonra 12/03/2018 tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunanlar ... vekilinin ve 09/03/2018 tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunan ... ...’nun istemleri hakkında mahallince bir karar verilmesi mümkün bulunmuştur.
1-Sanık hakkında verilen resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen resmi belgede sahtecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının tür ve miktarına göre aynı Kanunun 66/1-e maddesinde yazılı 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını en son kesen 15/09/2010 tarihli sorgu ile temyiz incelemesi günü arasında bu sürenin gerçekleştiği, zamanaşımını kesen başkaca sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanık hakkında verilen tefecilik suçundan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği,zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında benzer nitelikteki eylemlerinden dolayı aynı suçtan açılan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında, tüm mevcut davalar araştırılarak, derdest ise birleştirilmesinden, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı birer suretinin dosya içine alınmasından sonra, diğer dosyalardaki suç tarihleri netleştirilerek dosyamız iddianame tarihinden önce eylemleri olup olmadığının tespit edilerek, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek, sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra belirtilen dava dosyalarından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, sanığın faiz karşılığı borç para verip vermediğine ilişkin kolluk marifetiyle detaylı araştırma yaptırılması, tanık ...’nin yeniden adres araştırması yapılarak mahkemece dinlenilmesi ayrıca iddianamede belirtilen müştekisinin ...’nin olduğu soruşturma dosyasının akıbetinin araştırılması, ilgili icra dairelerinden sanığın alacaklı olduğu icra dosyalarının sorulup var ise aslı veya onaylı suretleri getirtilip borçlu gözüken kişilerin faiz karşılığı sanıktan para alıp almadıkları konusunda tanıklıklarına başvurulması, sanığın vergi kaydının bulunup bulunmadığı tespit edilerek gerektiğinde vergi incelemesi yaptırılması, yapılmışsa onaylı bir örneğinin dosya arasına getirtilmesi sonrasında hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a) Hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmolunmaması,
b) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesiyle değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtarına karar verilmesi,
c) Sanığın adli sicil kaydında görünen Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 1055; 99; 26/02/2006 tarih Esas-Karar sayılı ilamının kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı örneği getirilerek tekerrür koşullarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 17/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.