18. Ceza Dairesi 2019/1007 E. , 2019/9799 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçundan sanık ..."un, ... sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 117/1, 119/1.c, 52. maddeleri uyarınca 1.800,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Serik Sulh Ceza Mahkemesinin 15/04/2008 tarihli ve 2007/125 esas, 2008/144 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2019 gün ve 2019/13667 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Sanık hakkında hükmedilen iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçundan temel ceza olarak belirlenen 20 gün adlî para cezasından, birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi sebebiyle bir kat oranında artırım yapılarak 40 gün adlî para cezası belirlenip, aynı Kanun’un 52/2 maddesi gereğince günlüğü takdirince 30,00 Türk lirasından paraya çevrilerek sonuç olarak 1.200,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 1.800,00 Türk lirası adlî para cezası olarak fazla ceza tayininde isabet görülmemiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 227-228 sayılı kararında belirtilen “Esasen olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan isim, yaş ve hesap hataları, yargı kararlarında ‘maddi yanılgı’ veya ‘yazım hatası’ diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Yargılama araçlarının belirli bir biçimde takdir edilmelerinden kaynaklanan değerlendirme hataları ise hukukî yanılgılardır. Hukukî yanılgılar, ancak başka bir merci tarafından ve yasa yolu başvurusuyla açılan bir talî muhakeme ile giderilebilir. Yargı ve kararlardaki maddî yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu yanılgılar, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.” biçimindeki açıklamalar karşısında, somut olayda yapılan hatanın hesap hatasından kaynaklandığı ve mahâllinde mahkemesince düzeltilebileceği değerlendirilmekle yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, ... sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2 maddesi gereğince, adı geçen sanık yararına olan ve hükümden önce yürürlüğe giren ... sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 562. maddesi ile değişik ... sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi ve bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren ... sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesi ile eklenen cümle gözetilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir.
Sanık hakkında iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçundan temel ceza olarak 20 gün adlî para cezasının belirlendiği , birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi sebebiyle bir kat oranında artırım yapılarak 40 gün adlî para cezası belirlendikten sonra, aynı Kanun’un 52/2 maddesi gereğince günlüğü 30,00 Türk lirasından paraya çevrilirken sonuç olarak 1.200,00 adlî para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 1.800,00 adlî para cezası olarak fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nın 17/07/2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27/03/2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 28/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.