8. Hukuk Dairesi 2009/3708 E. , 2010/240 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
K.. U.. ile Halil İbrahim Uysal aralarındaki katılma alacağı ve katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2. Aile Mahkemesinden verilen 01.10.2007 gün ve 505/1003 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile temyize cevap süresinde davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı K.. U.. vekili tarafından davalı H.. U.. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 36089 ada 4 parsel üzerindeki 7 nolu bağımsız bölümün alınışı sırasında davacının yapmış olduğu katkı oranı dikkate alınarak 1.615,94 TL’nin dava tarihinden itibaren geçerli yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 34 ZF 3802 plakalı araçtan dolayı tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ile karşı temyiz süresi içinde de davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.12.1978 tarihinde evlenmişler, 26.7.2002 tarihinde kadın tarafından açılan dava sonunda boşanmışlar ve boşanma kararı 6.12.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK.m.170), 1.1.2002 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejiminin (TMK.m.218-241) geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu Mamak 36089 ada 4 parsel üzerindeki 7 numaralı daire mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 19.6.2001, 34 ZF 3802 plakalı araç ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 6.3.2002 tarihinde davalı adına satın alınmıştır.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 6.3.2002 tarihinde edinilen dava konusu aracın, 1994 yılında davalı tarafından edinilip 19.2.2002 tarihinde satılan 298 ada 9 parselin satışından elde edilen gelirle satın alındığı anlaşıldığına, 298 ada 9 parsel üzerinde davacı tarafından katkı iddiasında bulunulmadığından davalının kişisel malı olduğunun kabulü ile kişisel malın yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılması gerektiğine (TMK m.220/2) göre mahkemece aracın davalının kişisel malı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin araçla ilgili temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan araçla ilgili hüküm bölümünün ONANMASINA,
Dava konusu 7 numaralı bağımsız bölümle ilgili istek ise dairenin edinme tarihi itibarıyla katkı payı alacağına ilişkindir. Dosya kapsamı ve delillere göre mahkemece, bu bağımsız bölümün alımında davacının ziynet eşyalarının kullanıldığının kabul edilmesi,bilirkişinin belirlediği alım ve dava tarihindeki değerlerden yararlanılarak katkı alacağının belirlenmesi,davacının talebinden de fazla altın kullanıldığını söyleyen davacı tanıklarının beyanları ile delillerle desteklenmeyen davacının para ile ilgili katkısına ve davalı tanığının altınların iade edildiğini içeren soyut beyanına değer verilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, davalının alıma ilişkin belge sunduğu ve en son 29.6.2005 tarihli yargılama oturumundaki “Mamak’taki evi 2001 yılında emekli olduktan sonra 32.000 TL’ye aldım, eşimin altınlarının değeri ise 1.500 TL tuttu, ev alımında bunu harcadım” şeklindeki beyanı ile bağlı olduğu dikkate alınarak davacının alımda kullanılan altınlarının değerinin 1.500 TL, dairenin alım değerinin ise 32.000 TL olarak değerlendirilmesi ve bu değerlerden hareketle dairenin dava tarihindeki belirlenen 45.000 TL değer gözönünde bulundurularak davacının katkı payı alacağı miktarının hesaplanması gerekirken bilirkişinin belirlediği değerlere göre davacının alımda kullanılan altınlarının değerinin 9.6.2001 alım tarihi itibarıyla 1.256.84 TL, dairenin alım tarihindeki değerinin ise 35.000 TL olarak kabul edilerek davacının aleyhine olacak şekilde daha az miktarda katkı payı alacağına hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
Diğer yandan kararda dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru ise de dava tarihinin 27.6.2002 olduğu, karar başlığında ise hatalı olarak 21.11.2005 şeklinde yazılmış olması, bu durum infaz sırasında davacı aleyhine sonuç doğuracağından dava tarihinin de 27.6.2002 olarak düzeltilmesi, ayrıca mahkemece katkı alacağına hangi tarihten itibaren faiz işletileceğinin HUMK.nun 388.maddesi gereği hükümde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, ancak davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 70,15 TL’nın istek halinde temyiz eden davacıya,87,26 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 25.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.