7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3782 Karar No: 2015/6083 Karar Tarihi: 01.04.2015
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/3782 Esas 2015/6083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işyerinde müdür olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davacının iş akdinin haksız şekilde feshedildiğini ispatlayamayan davalının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verdi. Ancak, davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı araştırılması gerektiği ve eylemli feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilerek kıdem tazminatı yönünden karar verilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmış olduğu ve ücreti ödenmeyen işçinin dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesinin mümkün olduğu, ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması durumunda iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabileceği, bu bakımdan işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı bulunduğu açıklandı. Kanun maddeleri ise şöyle: İş Kanunu'nun 32. maddesi, Basın İş Kanunu'nun 14. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi.
7. Hukuk Dairesi 2015/3782 E. , 2015/6083 K.
"İçtihat Metni"
İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 10.08.2002-20.05.2006 tarihleri arasında müdür olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının iş akdinin kim tarafından feshedildiği ve buna bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32"nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14"üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir. Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 sayılı Borçlar Kanununun 81"inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97"nci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Somut olayda davacı. davalının iş akdini haksız şekilde feshettiğini bildirmiş ve mahkemece davalı işverenin iş akdinİ haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar vermiştir. Oysa gerek davacı gerekse davalı tanıkları davacının işten kendisinin ayrıldığını bildirmişlerdir. Bu durumda iş akdinin davacı tarafından eylemli olarak feshedildiği açıktır. Haklı nedene dayansa dahi iş akdini kendisi sonlandıran işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz. Kıdem tazminatı yönünden ise davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmalıdır. Her ne kadar davacının fazla mesai ve genel tatil ücreti talepleri zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile mahkemece reddedilmiş ise de davacının iş akdini fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle eylemli olarak haklı nedenle feshedip etmediğinin tespiti noktasında başka bir anlatımla eylemli feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı yönünden davacının bu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususu irdelenerek çıkacak sonuca göre kıdem tazminatı yönünden karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile davalının akdi haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde dava1ıya iadesine, 01.04.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın Daire Çoğunluğu davacının iş akdini fesihte haklı olup olmadığının tespiti için fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin bulunup bulunmadığı araştırılması yönünde kararın bozulması gerektiğini belirtmiş ise de; davacı tanıkları davacının muhtarlık seçimlerinden dolayı ayrıldığını ifade etmiş olmaları karşısında davacının muhtarlık için aday olup olmadığı, bu amaçla başvurusunun bulunup bulunmadığı ve varsa bu başvurusunun hangi tarihte olduğu tespit edilerek davacının fiilen işyerinden ayrılış tarihi de dikkate alınmak sureti ile muhtarlık için aday olduğunun anlaşılması durumunda kıdem tazminatının da reddi gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Daire Çoğunlunun bozma gerekçesine katılmamaktayım.01.04.2015