Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/16554
Karar No: 2012/4872

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/16554 Esas 2012/4872 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/16554 E.  ,  2012/4872 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
    Dava, 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)506 sayılı Kanun hükümlerine göre dava dışı farklı işverenlere ait ... ve .... sicil numaralı un fabrikası ve inşaat niteliğindeki işyerlerinden, 20.09.1998 – 20.04.1999 tarihleri arasında (24) günlük, 24.04.2002 – 30.04.2002 döneminde (7) günlük adına bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirilen davacının 01.05.2002 – 31.10.2003 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığının bulunduğu, davalı işveren konumunda yer alan köy tüzel kişiliğine ilişkin olarak hakkında .... tarihlerinde yetkili organlarca bekçi seçim mazbatalarının düzenlendiği anlaşılmakta olup, davada istem, işverene ait işyerinde 25.11.1998 – 06.01.2010 tarihleri arasında kesintisiz hizmet akdine dayalı köy bekçisi olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespitine ilişkindir.
    Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmıştır. Anılan Kanunun 85’inci maddesinde de, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edilebilmesi için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmamanın koşul olduğu belirtilmiş, maddede 01.05.2003 günü yürürlüğe giren 4842 sayılı Kanunun 33’üncü maddesiyle yapılan değişiklikle bu şart, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu veya isteğe bağlı sigortalı olmamak olarak değiştirilmiş, ayrıca maddeye, isteğe bağlı sigortanın başladığı tarihte sosyal güvenlik kuruluşları ile ilgilerinin kesilmediği belirlenenlerin isteğe bağlı sigortalılıklarının, başladığı tarih itibarıyla iptal edilerek, ödedikleri primlerin faiz uygulanmaksızın ilgililere geri verileceği, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların isteğe bağlı sigortalılıklarının çalışmaya başladıkları günden itibaren sona ereceği yönünde hüküm eklenmiştir.
    Anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden 79’uncu maddeyle getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edildiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun beşinci maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun üçüncü maddesiyle yeniden beş yıl olarak kabul edilmiş olup, halen geçerliliğini korumaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki, değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde ilgili yönünden hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz.
    Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, 06.01.2010 günü açılan işbu inceleme konusu davada öncelikle belirtilmelidir ki, söz konusu 85’inci madde düzenlemesi karşısında zorunlu nitelikteki sigortalılıkla örtüşen isteğe bağlı sigortalılığa geçerlilik tanınamayacağı açıktır. Diğer taraftan; 11023892 sicil numaralı un fabrikası niteliğindeki işyerinden (24), .... sicil numaralı inşaat niteliğindeki işyerinden (7) gün üzerinden gerçekleşen çalışmaların, taraflar arasında işbu davada uyuşmazlık konusu yapılan döneme ait hizmet tespiti istemi yönünden hak düşürücü süreye etkisi irdelenmeli, bu kapsamda, anılan işyerlerinin bulunduğu bölgeler, davacının söz konusu faaliyetler ile köy bekçiliği işini birlikte yürütüp yürütmediği, buna göre aynı tarihler içerisinde iki farklı işyerinde çalışmasının bulunup bulunmadığı saptanarak, böylelikle köy bekçiliği hizmetinin kesintiye uğrayıp uğramadığı açıklıkla ortaya konulmalı, kesintinin varlığı durumunda, hakkında davalı işverene ait işyeri yönünden hak düşürücü sürenin işlemesine engel, yukarıda sıralanan herhangi bir olgu söz konusu olmayan davacının isteminin, farklı işverenler adına tescilli işyerleri üzerinden gerçekleştirilen söz konusu bildirim ve prim ödemeleri gözetildiğinde 24.04.2002 günü öncesi yönünden hak düşürücü süre nedeniyle dinlenemeyeceği, 01.05.2002 tarihinden itibaren süregelen dönem yönünden ise bekçi seçim mazbataları, tanık anlatımları ve tüm dosya içeriğine göre aralıksız çalışma iddiasının kanıtlandığı dikkate alınmalı ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu dava konusu istemin tümüyle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 20.05.2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 36’ncı maddesinde yer alan, ilgili kanunlarda yer verilmemiş olsa dahi, Kurumun taraf olduğu davalar, icra kovuşturmaları ile ilâmların harçlardan bağışık olduğu yönündeki düzenleme dikkate alınmaksızın davalı Kurumun harç tutarından sorumluluğuna ilişkin hüküm kurulması, kabule göre de, karara bağlanan çekişme konusu döneme karşılık gelen sürenin maddi hataya dayalı olarak fazla belirtilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi