14. Ceza Dairesi 2017/9502 E. , 2018/2862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (üç kez)
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyet (üç kez)
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Katılan mağdur ... vekili tarafından hükümlerin onanması talebiyle verilen dilekçenin temyiz dilekçesi niteliği taşımadığı gözetilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Mağdurların olayın oluşumuna ilişkin ayrıntı içermeyen, soyut anlatımları, mağdur ..."ın diğer mağdur ..."nın başından geçen olayları kendisine anlattığına, mağdur ..."in de Mustafa ile İshak"ın yaşadıkları olayları kendisine anlattığına ilişkin beyanlarına karşın, mağdurların ifadelerinde bu husustan hiç bahsedilmemesi, duruşmada dinlenen psikolog bilirkişinin mağdur ..."ya ilişkin tespitte bulunurken, yaşadığı olaydan etkilenme olduğunu, kesin olmamakla birlikte yaşanmamış şeyleri yaşanmış gibi gösterdikleri ihtimalini düşündüğünü, mağdurların olayları sürekli birbirlerine anlatmalarından dolayı etkilendikleri kanaatinde olduğuna ilişkin görüşü, yine mağdur ..."in soruşturmada sanığın, kendisine sünnetli olup olmadığını sorması ile arkadan tecavüz etmesinin aynı gün olduğunu söylemesine rağmen duruşmada her iki eylemin farklı günlerde olduğunu belirtmesi, mağdurlara ait adli raporlarda fiili livata bulgularının bulunmaması, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ve 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile TCK"nın 103. maddesinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ile katılan mağdur ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.