Davacı vekili, davacının çalışmaya başladığı 06/08/2005 tarihinden itibaren belediyenin işinde çalıştığını, dava dışı şirketle davalı belediye arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığını ve gerçek işverenin davalı belediye olduğunu iddia ederek feshin geçersizliğine, davalı belediyede işe iadesine, geçersiz feshe bağlı haklarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı belediye vekili, davacının alt işveren işçisi olduğunu, davalı ile belediye arasında iş sözleşmesi yapılmadığını, sözleşmenin tarafı olmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalı belediye ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının gerçek işvereninin davalı belediye olduğu kabul edilerek ve kararda belirtilen diğer gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı belediye, alt işverenlik ilişkisine dayandığına göre, davacının fesih sırasında kayıtlarda işvereni olarak gösterilen dava dışı şirketin de davada davalı safında yer alması gerekir. Dairemizin bu konuda oluşturduğu içtihat alt işverenlik ilişkisinin iddia edildiği durumlarda geleceğe dönük başka uyuşmazlıklara meydan verilmemesi bakımından alt işveren olduğu öne sürülen gerçek ya da tüzel kişinin de davada taraf olarak yer almasının gerekli olduğu yolundadır. Bu itibarla öncelikle, fesih sırasında davacının kayıtlarda işvereni olarak yazılı şirkete dava yöneltilerek dava kapsamına alınmalı, göstereceği deliller toplanmalı ayrıca davalı belediyenin davacının çalıştığı süre içerisinde ihale suretiyle hizmet satın almalarına ilişkin sözleşme ve şartname getirilmeli, bundan sonra davalı belediye davadışı şirketler arasında hizmet alım sözleşmeleri ile yaptıkları işlerden dolayı alt işveren - asıl işveren ilişkisi kurulup kurulmadığının tespiti bakımından gerekirse bilirkişi görüşüne de başvurularak rapor alınmalı ve bu suretle yapılacak araştırma ve inceleme ile toplanacak deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere taraf teşkili yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı bulunarak hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.