MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılan ...’nin eşi ve katılanlar ... ile ...’ün babaları olan ... ile iki ayrı şirkette ortaklığı olduğu, ancak ...’nin 30/11/2007 tarihinde vefat etmesinden sonra, sanığın alacaklı, ...’nin ise borçlu olduğu 68.000 dolar değerindeki senet hakkında sanık tarafından ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararı ile... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/24921 sayılı dosyasında katılanlar aleyhine icra takibi başlatıldığı, katılanların borcun dayanağı olmadığını beyan ederek şikayetçi oldukları, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın ifadesinde, ...’nin çeşitli zamanlarda kendisinden borç aldığını, senet istemesi üzerine senedin hazırlanıp ... tarafından imzalanarak kendisine verildiğini beyan ettiği, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporlarına göre de, senet üzerindeki imzanın ... eli ürünü olduğunun tespit edildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı dikkate alınarak; somut olayda,

katılanların senedin dayanağı olmadığı yönündeki hukuk mahkemelerinde çözümü gereken soyut iddiaları haricinde sanığın mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, sanığın beraatine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 06/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.