Hukuk Genel Kurulu 2014/957 E. , 2015/851 K.- KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
- YENİ HÜKMÜN TEMYİZEN İNCELENMESİ
- ÖZEL DAİRE BOZMA İLAMINDAN SONRA ALINAN RAPOR GEREKÇE YAPILARAK HÜKÜM KURULMASI
- YARGI HİZMETLERİNİN HIZLANDIRILMASI AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (6217) Madde 30
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Geçici Madde 3
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 429
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bucak Kadastro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.06.2007 gün ve 2005/47 E., 2007/17 K. sayılı kararın incelenmesi davalı K.. M.. vekili ve davalı Orman İdaresi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 17.01.2008 gün ve 2007/15488 E.-2008/391 K. sayılı ilamı ile;
(…Kadastro sırasında Ç.. Beldesi, Sahil Mahallesi 688 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, belgesizden orman niteliğiyle Hazine adına, aynı yer 644 ada 1 parsel sayılı 2319,12 m² yüzölçümündeki taşınmaz yol niteliğiyle 26.04.1993 tarihli 35 sıra nolu tapu kaydına dayanarak K.. M.. adına tespit edilmişlerdir. Davacı, taşınmazın babasından kalan yer olup, kardeşleriyle taksim ettiklerini, üzerine ev yaptığını ve zilyetliğinde bulunduğunu, bu nedenle yapılan tespitlerin iptaliyle adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve 688 ada 1 parselin orman sayılan alanda kalması nedeniyle bu parsel yönünden davanın reddi ile tespit gibi orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline, 644 ada 1 parselin ise; krokide (D) harfi ile gösterilen 163,96 m²"lik bölümünün Karayolları kamulaştırma haritasının uygulanması sonucu kamulaştırma alanı dışında kalması, davacının 20 yıllık zilyetlik süresinin oluştuğu gerekçesiyle (D) ile gösterilen kısım yönünden davanın kabulü ile davacı O.. İ.. adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) ile gösterilen 2155,16 m²"lik bölümünse K.. M.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 17.10.1991’de başlayıp, 06.03.1995 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Taşınmaz, K.. M.. adına kamulaştırma sonucu tapu kaydı uygulaması ile oluşan 644 ada 1 parselin çapı içerisinde tespit edilmiştir. Mahkemece taşınmazın (D) bölümünün karayolları kamulaştırma haritası dışında olduğu kabul edilmiş, kamulaştırma haritası getirtilmediğinden bu durum denetlenememiş ise de; esasen taşınmaz orman içi açıklık niteliğinde olup, zilyetlikle kazanılacak yerlerden değildir. Bu nedenle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 644 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (D) bölümü yönünden de davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER: 1-Davalı Hazine vekili
2-Davalı Orman İdaresi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı K.. M.. vekili ve davalı Orman İdaresi vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece, “dava konusu parselin orman içi açıklık olmadığı, kesinleşen orman kadastrosuna göre tarım alanı olarak bırakılan ve orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu” gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi). Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve E:2012/9-1892, K:2013/881; 26.03.2014 gün ve E:2013/18-632, K:2014/394 sayılı ilamları).
Somut olayda ise; yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; Özel Daire bozma ilamından sonra keşif yapılarak rapor alınmış ve bu raporlar hükme gerekçe yapılarak direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı Hazine vekili ve davalı Orman İdaresi vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 20.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.