9. Hukuk Dairesi 2018/949 E. , 2018/2916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, 20.07.2010-31.12.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacıya davalı işverenlikçe 27.12.2015 tarihinde işten çıkışının yapılacağının bildirildiğini, davacının iş akdinin feshi sırasında kendisinden savunma alınmadığını, davalı tarafça İş Kanunu"nun 17. maddesi gereğince işten çıkarıldığını, ancak davacıya tam olarak işten çıkarılma sebebinin belirtilmediğini belirterek; feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, boşta geçen sürelere ait en çok 4 aya kadar olan ücret ve işçilik haklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminatın 8 aylık brüt ücret olarak belirlenmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davalı işyerinin çelik sektöründeki ekonomik kriz nedeni ile zararı en aza indirgemek için gerekli tedbirleri almak zorunda kaldıklarını, bu tedbirlerden en son çare olarak mümkün oldukça en az olmasına dikkat edilerek yedek vardiyanın kaldırılması kapsamında “Toplu İşçi Çıkarma” başlıklı prosedüre uygun olarak işçi tenkisatına gidildiğini, davacının iş sözleşmesinin bu kapsam feshedildiğini, davalı işyerinin hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapılmamasına, çok zorunlu olmayan alt işverenlerin sözleşmesinin sonlandırılmasına, ücretsiz izin uygulamasından vazgeçilmesine, işçilerin ihbar ve kıdem tazminatları ile hak ettikleri işçilik sair ödemelerinin yapılmasına, işçilerin aynı zamanda 6-10 ay süresinde işsizlik ödeneğinden yararlanabilmeleri sureti ile işçilerin iş akdinin feshedildiğini ve önlemlerin alındığını, davacının ve diğer 161 kişinin iş sözleşmelerinin geçerli nedenler ile kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek sureti ile sonlandırıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, “ 2015 yılında sektör üretim ve ihracatında yaşanan daralmanın davalı şirketi etkilediği, satışları ve üretiminin azaldığı, zarar ettiği, faaliyet giderlerini azaltarak bir kısım ekonomik tedbir yoluna başvuran şirketin mali yapısının giderek bozulduğu, varlıkları içerisindeki yabancı kaynak (Borç) payının arttığını, şirketin ekonomik tedbirlere başvurma ihtiyacı içerisinde olduğu, davalı şirkette davacının iş akdinin feshi sonrasında iptal edilen bölüm/birim/iş pozisyonu olmadığı, davacının iş akdinin feshi öncesinde çalışan mavi yakalı personel sayısının 154 kişi olduğu, davacının iş akdinin feshi sonrası bu rakamın 31kişi azalarak 123 kişiye düştüğü, davacının iş akdinin feshi öncesinde 2 mavi yakalı personel alımı yapıldığı ve bu personellerin çalışmaya devam ettiği, davacının iş akdinin feshi öncesinde ve sonrasında davacının çalıştığı kadro unvanında personel alımı yapılmadığı, bu hali ile davacının fesih döneminde fiilen çalışma imkanının olmadığı, davacının işgücü fazlalığı olduğu, davalı işverenliğin istihdam sayısının azaltılması konusunda inceleme tarihi ve rapor tarihine kadar tutarlı olarak kararını uyguladığı ve bu nedenlerle de kararın süreklilik kazandığı, tüm bu nedenlerle feshin son çare olma ilkesine uyulduğu ve feshin geçerli nedene dayandığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından işletmesel karar sunulmuş, ancak işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirlerin feshi gerekli kıldığı, feshin geçerli nedeni olduğu kanıtlanamamıştır. İşletmesel kararın amacı ve içeriğini serbestçe belirleyen işverenin, uygulamak için aldığı geçerli neden teşkil eden ve ayrıca istihdam fazlası doğuran tedbire ilişkin kararı sürekli ve kalıcı şekilde uygulayamadığı, dosya içerisine konulan, farklı mahkeme dosyalarına sunulan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı şekilde anlatılmış olup, işletmesel kararda belirtilmesine rağmen 2016 yılında fazla mesai çalışmalarının azalan oranla birlikte devam ettiği, fesih öncesi dönem içerisinde yeni personel alımının mevcut olduğu ve fesih dönemi sonrasında yeni iş gücüne ihtiyaç duyulması nedeniyle işten çıkartılan personellerden bir kısmının yeniden işbaşı yapmak üzere geri çağrıldığı, davalı tarafça alınan işletmesel karara uygun davranılmadığı ve bu nedenle uygulama farklılığı nedeniyle tutarlı olduğunun kabul edilemeyeceği görülmekle, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Davalı tarafından fesihte son çare ilkesi gereği, işçilere ücretsiz izin uygulaması, fazla mesai uygulamalarını kaldırılması ve benzeri alınabilecek diğer tedbirlerinin alındığı hususu ispatlanamamıştır. Kayıtlarda 2015 yılı son aylarına doğru fazla mesai yapılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin feshine son çare olarak gidilmesi ilkesi ve işverenin iş sözleşmesinin geçerli nedenlerle feshetmek istediği işçiyi başka bir işte çalıştırma olanaklarını araştırma ve bunları işçiye önerme yönünde bir yükümlülüğü gereği davacıya alternatif bir iş teklif edildiğine ilişkin bilgi ve belge de sunulmamış olup, feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı, nitekim Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre işverenin birden fazla işyeri varsa, son çare olarak işçinin diğer işyerlerinde çalıştırılmasının mümkün olup olmadığı araştırılmalı, işçinin çalıştırılacağı diğer işyerlerinin aynı işletme içinde yer alması veya aynı iş kolunda olması hatta aynı ilde bulunması dahi zorunlu olmayıp, işyerinin aynı gerçek veya tüzel kişi işverene ait olması yeterli olduğundan ve dosya içerisinde davalı işletmenin aynı iş kolunda başka işyerlerinin de olduğu anlaşıldığından, fesih geçerli kabul edilemez. Açıklanan nedenle davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Alınması gereken 35,90 TL. karar- ilam harcından davacının yatırdığı 27,70 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL. karar- ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6. Davacı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 2.180,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7. Davacı tarafından yapılan 297,00 TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, gider avansından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ilgililere iadesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine,
Kesin olarak 15.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.