Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/4562
Karar No: 2022/2143
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 6. Daire 2021/4562 Esas 2022/2143 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/4562 E.  ,  2022/2143 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/4562
    Karar No : 2022/2143

    DAVACI : … Tarım Ürünleri Besicilik Tic. ve San. A.Ş.
    VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

    DAVALILAR : 1- … - …
    2- … Bakanlığı - …
    VEKİLLERİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU : 2012 Yılı Yatırım Programında yer alan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı Hattı ve Lojistik Merkezi Projesi kapsamındaki Kemalpaşa Lojistik Köyünün yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen taşınmazların Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/09/2012 tarih ve 28406 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 13/08/2012 tarih ve 2012/3600 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, … Köyü (Mahallesi), … parsel sayılı taşınmaz yönünden ve "Kemalpaşa OSB Lojistik Köyü Kamulaştırma Projesi" kapsamında alınan kamulaştırma kararına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının … tarih ve … sayılı olurunun iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edilmesinin üzerinden 7 yıl geçtiği halde kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı, Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi kapsamında acelelik halinin bulunmadığı, aynı projeye ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin iptal kararının bulunduğu, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasının acele olduğu belirtilmesine rağmen uzun süredir yapım işlemine başlanılmadığı, acelelik koşulunun oluşmadığının ortada olduğu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

    DAVALILARIN SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, el koyma kararı sonrasında olağan kamulaştırma usulünün uygulandığı, dava konusu taşınmazın bedelinin tespiti ve tescili için açılan davada .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, projenin ihalesinin yapıldığı ve yükleniciye 14/01/2021 tarihinde yer tesliminin yapıldığı ve dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, … Köyü (Mahallesi), … parsel sayılı taşınmaz hakkında "Kemalpaşa OSB Lojistik Köyü Kamulaştırma Projesi" kapsamında alınan mülga Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının … tarih ve … sayılı acele kamulaştırılma oluru ile 2012 Yılı Yatırım Programında … proje numarası ile yer alan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı Hattı ve Lojistik Merkezi Projesi kapsamındaki Kemalpaşa Lojistik Köyünün yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/09/2021 tarih ve 28406 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 13/08/2012 tarih ve 2012/3600 sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacının maliki olduğu İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, … Köyü (Mahallesi), … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
    Anayasanın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Bu hükümlerden hareketle bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
    Anayasanın "Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90. maddenin 1. fıkrasında: "Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır." son fıkrasında ise: "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 07.05.2004 günlü, 5170 sayılı Yasanın 7. maddesi) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." kuralıyla usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası andlaşmaların iç hukuk sistemine yansıtılma yöntemi belirlenerek, bu andlaşmalardan temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanlarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası andlaşma kurallarının esas alınması anayasal gerekliliktir.
    20.03.1952 günü kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokol Türkiye tarafından 19.03.1954 tarihinde onaylanmıştır. Anılan Protokolun "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, hükme bağlanmıştır.
    Söz konusu madde ile, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlenmiş, acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla daha özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yapılmasına olanak tanınmıştır.
    Bu durumların ikisinde, Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü durum olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı yasal işlemlerin sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
    Acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğundan, öncelikle taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi, ancak 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazların Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı Hattı ve Lojistik Merkezi Projesi kapsamında yapılması amaçlanan Kemalpaşa Lojistik Köyü Projesi sınırları içinde yer aldığı, konumu itibariyle Ege Bölgesinin üretim merkezi olan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinin yakınında yer alması, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesini, ulusal demiryolu hattına bağlayacak olan ek inşaatın tamamlanmak üzere olması, Kemalpaşa İlçesinin ulaşım altyapısı ve ulaşım modları arasındaki geçiş kapasitesi, Kemalpaşa Lojistik Köyünün Çandarlı Limanı ile Torbalı-Kemalpaşa demiryolu bağlantısının planlanması ve Ege Bölgesinin yüklerinin toplama merkezi olmasının öngörülmesi nedenleriyle Kemalpaşa Lojistik Köyünün bölgeye yapılmasının uygun görüldüğü, Bakanlık Makamının … tarihli, … sayılı Oluru ile alana yönelik kamu yararı ve kamulaştırmaya başlama kararının alındığı ve bu suretle Kemalpaşa Lojistik Köyü sınırları içinde kalan taşınmazların acele kamulaştırılması yolunda dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ortaya konulmadığı, acelelik halinin, üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı görülmektedir. Her ne kadar, dosyada yer alan belgelerden, "Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı Hattı ve Lojistik Merkezi Projesi kapsamında Kemalpaşa Lojistik Köyünün yapımı" amacıyla yapılacak çalışmalar için acele kamulaştırma kararı alındığı belirtilmekte ise de, acele kamulaştırmaya ilişkin olarak yukarıda açıklanan özel ve istisnai koşullar bulunmadan ve idarece ortaya konulmadan, salt belirtilen nedenle acele kamulaştırma yapılmasına hukuken imkan bulunmamaktadır.
    Bu durumda, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının davacının maliki olduğu İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, ... Köyü (Mahallesi), ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Öte yandan dava konusu Bakanlar Kurulu kararının farklı parseller yönünden iptali istemiyle açılan davada Danıştay 6.Dairesi'nin 10/06/2015 günlü, E:2013/6871 ,K:2015/3962 sayılı kararıyla dava konusu işlem iptal edilmiş,anılan karar İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 28/12/2015 günlü,E:2015/4463, K:2015/5658 sayılı kararıyla onanmıştır.
    Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemlerin iptali gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 23/02/2022 tarihinde, davacı vekilleri Av. … ile Av. …'ın, davalılar vekili Av. …'in geldiği, Danıştay Savcısı …'ın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluruyla; "Kemalpaşa OSB Lojistik Köyü" inşaatı projesi kapsamında ihtiyaç duyulan sahalar içerisinde kalan taşınmazların kamulaştırılması amacıyla kamulaştırma kararı alınmıştır.
    Dava konusu 13/08/2012 tarih ve 2012/3600 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, …Köyü (Mahallesi), … parsel sayılı taşınmazın, 2012 Yılı Yatırım Programında yer alan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı Hattı ve Lojistik Merkezi Projesi kapsamındaki Kemalpaşa Lojistik Köyünün yapımı amacıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
    … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… D. İş, K:… sayılı kararıyla taşınmaza el konulmasına karar verilmiştir.
    Davacı uzlaşma görüşmesi için davet edilmiş, davalı idare tarafından düzenlenen 27/03/2013 tarihli uzlaşmazlık tutanağında; dava konusu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından … tarih ve … sayılı oluruyla davaya konu taşınmaz için kamulaştırma kararı alındığı, dava konusu 13/08/2012 tarih ve 2012/3600 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla davaya konu taşınmazın 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verildiği belirtilmek suretiyle davacı ile anlaşma sağlanamadığı belirtilmiş ve anılan tutanak davacı şirket yönetim kurulu başkan vekili … tarafından imzalanmıştır.
    Davaya konu taşınmazın bedelinin tespiti ve tescili amacıyla açılan davada; .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından … tarih ve … sayılı olurun alındığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin uygulanacağının bildirildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… D. İş, K:… sayılı kararıyla taşınmaza el konulmasına karar verildiği belirtilerek, taşınmazın bedeli tespit edilmiş ve dava konusu taşınmazın hazine adına tesciline kesin olarak karar verilmiş, kararın bedel tespitine ilişkin kısmı ise 26/11/2019 tarihinde kesinleşmiştir. …Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… dosyası davacı … Tarım Ürünleri Besicilik Tic. ve San. A.Ş. vekili Av. … tarafından takip edilmiş ve dosyaya 27/05/2013 tarihli cevap dilekçesi verilmiş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı 01/02/2016 tarihinde, yine aynı dosyaya ait Yargıtay kararı 10/12/2018 tarihinde Av. …'a tebliğ edilmiştir.
    Bakılan dava, dava konusu … tarih ve … sayılı kamulaştırma kararı ile dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle 03/02/2021 tarihinde açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, 40. maddedeki düzenlemeyle uyumlu olarak idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ikinci fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları getirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilan tarihinin ancak "ilanı gereken" düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri kuşkusuzdur. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde ise, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasanın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
    Öte yandan; acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararlarının Resmi Gazetede yayımlanmasının ilgililere tebliğ hükmünde olduğuna dair bir düzenlemeye mevzuatta yer verilmemiştir. Ayrıca, anılan kararın Anayasada yer alan bir temel hak olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması nedeniyle, Resmi Gazetede yayımlanmasının dışında ayrıca yazılı bildirim yapılması, Anayasada güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir.
    Bu çerçevede; muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının; uygulanma süresi içerisinde, yazılı bildirim veya öğrenme üzerine yasal dava açma süresi içinde dava konusu edilebilecekleri açıktır.
    Uyuşmazlıkta; dava konusu Cumhurbaşkanı kararı davacıya tebliğ edilmediğinden, bu işleme karşı öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
    Bu durumda; davacı şirket yönetim kurulu başkan vekili … tarafından imzalanan 27/03/2013 tarihli uzlaşmazlık tutanağının incelenmesinden, dava konusu Kemalpaşa OSB Lojistik Köyü Kamulaştırma Projesi" kapsamında alınan kamulaştırma kararına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluru ile dava konusu 13/08/2012 tarih ve 2012/3600 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla alınan acele kamulaştırma kararının, 27/03/2013 tarihinde uzlaşma görüşmeleri esnasında öğrenildiğinin kabulü gerektiğinden, bu tarihten itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde, en son 27/05/2013 tarihinde açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 03/02/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır
    .
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi