10. Hukuk Dairesi 2010/17175 E. , 2012/4731 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylıklarının geç ödenmesinden dolayı faiz istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-... sayılı dosyası incelendiğinde; davanın tespit davası olup, 05.02.2007 tarihinde davanın kabulü ile, toplam 6440 günlük çalışmanın dosya davacısı ..."e ait olduğunun ve kurumca verilecek yeni bir sigorta sicil numarasına aktarılması gerektiğinin tespitine dair verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin ...karar sayılı ilamıyla 09.06.2008 tarihinde, hükmün, masraflar kısmı ile ilgili olarak düzeltilerek onanmasına karar verildiği görülmüştür .
Kesinleşen karar uyarınca; Kurumca davacının 3501200600297 sigorta sicil numarasında tescil edilerek, davacının 16.07.2003 tarihli tahsis başvurusuna istinaden, 506 sayılı Yasanın Geçici 81/B-a maddesi uyarınca 01.08.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanacağı yerde, sehven 1.8.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, 01.08.2008 - 17.01.2010 süresine ilişkin birikmiş aylıklarının 18.01.2010 tarihinde kendisine ödenmek üzere gönderildiği, davacının 25.01.2010 tarihinde 01.08.2008 - 17.01.2010 dönemi birikmiş aylıklarını yasal haklarını saklı kalmak kaydıyla tahsil ettiği, Bilahare, davacı tarafça Kuruma yapılan başvurunun üzerine, söz konusu aylık bağlama kararının tekrar incelenerek, 16.07.2003 tarihli tahsis başvurusuna istinaden 506 sayılı Yasanın Geçici 81/B-a maddesi uyarınca 01.08.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığı anlaşıldığından, 01.08.2008 dönemi birikmiş aylıkları fark ödemesi olan (ek ödeme hariç) 31517,17.-TL olarak hesaplanarak 18.03.2010 tarihinde kendisine ödenmek üzere, 25.02.2010 tarihli, 14479 sayılı ödeme talimatının gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 01.08.2003 - 01.08.2008 tarihleri arasındaki hak kazandığı 16.976,99-TL yaşlılık aylıklarının ve 01.08.2003 tarihinden itibaren ödenmesi gereken yaşlılık aylıklarına hak kazandığı tarihten itibaren 16.013,94-TL yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karara verilmesini istenilmiştir.
Mahkemece, 16013,94 TL faiz alacağının davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine, asıl emeklilik alacağına ilişkin talep konusuz kaldığından reddine karar verilmiştir.
1-Davacıya, tahsis talebinde bulunduğu 16.07.2003 tarihli tahsis talebine ilişkin kesinleşen karar sonucu; Kurumca, 01.08.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edilmesi karşısında; faizin başlangıç tarihinin belirlenmesinde, aylıkların bağlanmasında, Kuruma tanınan 506 sayılı Yasanın 116. maddesindeki 3 aylık işlem süresi gözetilerek; Kurumun, kesinleşen tespit hükmü sonucu, tahsis şartlarının gerçekleştiği 01.08.2003 tarihini takip eden 3 aylık sürenin sonu olan 01.11.2003 tarihinden itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu 01.08.2003 tarihinden itibaren hesaplanan faiz alacağı ile sorumlu olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Davacının, 25.01.2010 tarihinde 01.08.2008 -17.03.2010 süresi toplam alacağı olarak 17.668,33-TL olarak tahsil ettiği, davacının 01.08.2003-17.03.2010 süresi toplam alacağının 49.185,37 olup ,fark alacağı olan 31.517,04-TL"nin ,dava açıldıktan sonra 18.03.2010 tarihinde ödendiği,davacının 16.976,99-TL yaşlılık aylıkları ve 16.013,94-TL yasal faiz alacağı olarak dava değerini 32.990,93-TL olarak belirtmesi karşında ,ıslah talebini kötü niyetle yapıldığından bahisle davacı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletilir. Davalının harçtan muaf olması durumunda, davacı tarafından ödenen harcın iadesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, kısmen kabulüne karar verilen davada, davalı Kurum’un harçtan muaf olduğu da gözetilerek, davacının ödediği harcın, isteği durumunda iadesine karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün A (1).satırında yer alan “16.013,94”TL silinerek, yerine, “15.938,46 ” rakamlarının yazılmasına;
B)"Davacı yararına yürürlükte bulunan Av ücret tarifesine göre 1921,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine”, ilişkin kısmın hüküm fıkrasından silinerek, yerine, " Davacı yararına yürürlükte bulunan avukat asgari ücret tarifesine göre 3958.91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına ;
C)Hükme yeni bir bend eklenmek suretiyle “Davacı tarafından yatırılan 527,00-TL harcın karar kesinleştiğinde talepleri halinde davacıya iadesine,”cümlesinin yazılmasına, ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 13.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.