Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/5717
Karar No: 2022/1088
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 8. Daire 2020/5717 Esas 2022/1088 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/5717 E.  ,  2022/1088 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/5717
    Karar No : 2022/1088

    DAVACI : ... Derneği
    VEKİLLERİ : Av. ...
    Av. ...
    DAVALI : ... Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU :
    02/07/2020 tarih ve 31173 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin
    1- "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi ve aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendinin,
    2- "Temel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresinin,
    3- "Kurumların tür, bina ve bina bölümlerine ilişkin esaslar" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası ve 10. fıkrasının,
    4- "Kurucu ve kurucu temsilcisi" başlıklı 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrasının,
    5- "Personele ilişkin esaslar" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesinin,
    6- "Başvuru, başvurunun incelenmesi ve ruhsatlandırma" başlıklı 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesinin,
    7- "Barınma şartları" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin,
    8- "Öğrenci kayıt işlemleri" başlıklı 22. maddesinin 3. fıkrasının,
    9- 23. maddesinin 6. fıkrasının,
    10- "Öğrenci izinleri" başlıklı 25. maddesinin,
    11- "Barınma hizmetlerine ilişkin esaslar" başlıklı 26. maddesinin 3. ve 13. fıkrasının,
    12- "Temizlik hizmetleri" başlıklı 28. maddesinin 5. fıkrasının,
    13- "Ücretler ve yükümlülükler" başlıklı 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrasının,
    14- "Kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ve idari para cezaları" başlıklı 42. maddesinin 2. fıkrasının,
    15- "Personel disiplin işlemleri" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendinin, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendinin,
    16- "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi yönünden kişisel verilerin kullanımıyla ilgili kanunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, genel düzenleme olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 4. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde yer alan belirlilik ilkesine aykırılık teşkil ettiği ve aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendinde yer alan tanımın eksik olduğu, 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresinin masumiyet karinesi ile suç ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olduğu, 6. maddesinin 1. fıkrası yönünden Yönetmeliğn 4/1-P,R,S maddelerinde yükseköğretrim öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu ve öğrenci yurdunun tanımlandığı, bu tanımlarda aynı taşınmaz üzerinde bağımsız girişi olan birden fazla bina tek bir kurum olarak kabul edildiğinden 6. madde ile bu kurumların birden fazla binadan ve ayrı girişten teşekkül olsalar dahi “sadece” ifadesi ile kız ve erkek öğrencilere hizmet vermesinin kısıtlandığı, aynı maddenin 10. fıkrası yönünden yapılacak sınıflandırmanın açılış, denetim ve ruhsatlandırmalarının da farklı usul ve esaslarda olması gerektiği, böyle bir sınıflandırmanın önceki Yönetmelikte de bulunduğu, ancak serbest rekabet ortamında kurumların reklam ve tanıtım faaliyetleri sırasında amacının dışında sonuçlar doğurduğu, 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrasının Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşit muamele ilkesine aykırı olduğu, 10. maddesinin 2. fıkrası yönünden konaklayan öğrenci grubunun cinsiyeti ile kurum idarecilerinin cinsiyetlerinin sınırlanmasının iş hayatındaki eşitliğe aykırı olduğu, aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir." cümlesi yönünden anılan madde hükmünde inceleme raporunun kaç gün içinde hazırlanacağı, rapordaki eksikliklerin kaç gün içinde tamamlanacağı ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği, hak düşürücü sürelerin belirsiz kaldığı, 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yönünden cezası infaz edilmiş veya cezası ertelenmiş olan öğrenci statüsündeki kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi kapsamı haricinde bir hak mahrumiyetinin düzenlediği, 22. maddesinin 3. fıkrası yönünden asgari hizmet içeriğinin Yönetmelik hükümlerinde tanımlanması gerektiği, cetvel olarak yayınlanması gerektiği, uygulamada sıklıkla değiştirilebilir hizmet sunum taahhütnamesi yapılacak olmasının hukuka aykırı olduğu, 23. maddesinin 6. fıkrasının sınırlayıcı nitelik taşıdığı, 25. maddesinin yerleşme ve seyahat hürriyetine aykırı olduğu, 26. maddesinin 3. fıkrası yönünden öğrenci ve ailelerin en çok tercih ettiği oda kontenjanının iki kişilik olduğu, aynı maddenin 13. fıkrasının özel hukuk kurallarına tabi olan kurum ve öğrenci arasındaki sözleşmelerin serbest düzenlenme ilkesine istisna olduğu ve genel işlem koşullarını oluşturduğu, Bakanlığın takdirine bırakılmasının kar amacı güden kurum işletmecileri açısından telafisi güç zarara sebebiyet vereceği ve belirsizliğe neden olacağı, 28. maddesinin 5. fıkrasının 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'na aykırı olduğu, 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrası yönünden kurumlara ilgili fıkra hükümlerindeki %10 ve %30’luk bedellerin değil kalan ayların tamamının tahsil imkanının getirilmesi gerektiği, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği yapılan sözleşmelerde 1 haftalık sebepsiz cayma hakkının zaten bulunduğu, öğrencinin sözleşmenin imzalanmasından sonra 1 hafta içinde hiçbir neden göstermeden cayabildiği, ayrıca disiplin suçu ile yurttan çıkarılan öğrencinin de %30’luk ödemeye dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğu, 42. maddesinin 2. fıkrası yönünden masumiyet karinesi gereği hakkındaki hükmün kesin olarak açıklanmasını beklemeksizin böyle bir ağır yaptırım yoluma gidilmesinin suçta ve cezada kanunilik ile idarenin işlemlerindeki kanunilik ilkesine ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu, 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi yönünden özel yurt işletmeleri personelinin özel hukuk ve SGK mevzuatına göre çalıştırıldığı, SGK mevzuatında yer almayan aylıktan kesme cezasının kurumların çalışmakta olan personellerinin aleyhine bir uygulama olduğu, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesine aykırı olduğu ve faaliyette bulunan kurumlarının kazanılmış haklarını ihlal ettiği, aynı maddenin 3. fıkrası yönünden anılan düzenleme ile adı geçen vakıf ve dernekler yararına düzenleme yapıldığı ve bu düzenlemenin İmar Kanunu'na da aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

    DAVALI İDARENİN SAVUNMASI : Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi yönünden dijital çağın gereklerine uygun olarak hazırlanmış Bakanlık Bilişim Sisteminin hem işlemlerin daha hızlı yapılmasını sağlayacağı hem de bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltacağı, aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendi ile Yönetmelik ile kurumlarda barınma şartı olarak öğrencilerin örgün eğitim veren bir yükseköğrenim kurumuna kayıtlı olması hükmü arasında çelişki bulunmadığı, 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresi yönünde dayanak Kanunda da aynı düzenlemeye yer verildiği, 6. maddesinin 1. fıkrası ile öğrencilerin konforu ve güvenliğinin amaçlandığı, aynı maddenin 10. fıkrası yönünden özel kurumlar arasındaki rekabet farklılıkların etkin olarak yönetilmesinin işletmelerin büyümesini ve gelişmesini sağlayacağı, 9. maddesinin 5. fıkrasının dayanak Kanun'da yer aldığı, ayn maddenin 10. fıkrası yönünden kurucu ve kurucu temsilciye ilişkin hususların 5661 sayılı Kanun'a uygun olarak belirlendiği, kurucu ve kurucu temsilciyle ilgili olarak herhangi bir kısıtlamanın olmadığı, 10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesi yönünden Bakanlık yurtlarında müdür ve müdür yardımcılarının görevde yükselme sınavları ile atandığı ve hizmet içi eğitime tabi oldukları, 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir." cümlesi yönünden Yönetmelik hükmünde her ne kadar 45 iş günlük bir süre öngörülmüş olsa da prensip olarak Yönetmelik kapsamında yapılacak iş ve işlemlerin ilgilileri mağdur etmeden mümkün olan en kısa sürede tamamlanması kararının alındığı ve il müdürlüklerinin bu yönde talimatlandırıldığı, 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile gençlerin güvenliğinin amaçlandığı, 22. maddesinin 3. fıkrası ve 26. maddesinin 3. fıkrası yönünden kurum ile barınacak öğrenci arasında tanzim edilen hizmet sunum taahhütnamesinde bulunması gereken asgari hizmetlerin (beslenme-çamaşır-güvenlik-ısınma) Yönetmelik ile de belirlendiği, yönetmelik ve yönerge hükümlerine uygun olmak kaydıyla bazı detayların öğrenci bazlı değişebileceği, 25. maddesi ile toplu yaşam alanlarında barınan herkesin huzurunun sağlanmasının amaçlandığı, 28. maddesinin 5. fıkrası yönünden özel barınma hizmeti veren kurum ile öğrenci ile öğrenci/veli arasında imzalanacak hizmet sunum taahhütnamesinde bu durumun özgürce belirlenebildiği ve barınan öğrencilerin sağlığının düşünüldüğü, 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrası yönünden hem özel barınma hizmeti veren kurumların hem de kurumlarda barınan öğrencilerin menfaatinin düşünüldüğü, öğrencilerin ve ailelerinin ekonomik anlamda sıkıntı yaşamamalarının amaçlandığı, 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden anılan hükme 5661 sayılı Kanun'da da yer verildiği, öğrencilerin güvenliği ve söz konusu durumun ciddiyeti dikkate alındığında bu düzenlemenin yer alması gerektiği, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası yönünden barınma hizmeti verilen öğrencilerin güvenli bir ortamda barınmalarını sağlamak için gerekli önlemlerin alındığı, aynı maddenin 3. fıkrası yönünden mevcut kurumlardan istifade etmek ve öğrencilerin mağdur edilmemesi amacıyla anılan düzenlemeye yer verildiği ileri sürülerek istemin ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi ve aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendi, 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresi, 6. maddesinin 1. fıkrası ve 10. fıkrası, 9. maddesinin 5 fıkrası, 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesi, 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesi, 22. maddesinin 3. fıkrası, 23. maddesinin 6. fıkrası, 25. maddesin, 26. maddesinin 3. ve 13. fıkrası, 28. maddesinin 5. fıkrası, 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrası, 42. maddesinin 2. fıkrası, 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendi ve aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi yönünden davanın reddi; 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası ve Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali, ayrıca 5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 4. fıkrasında yer alan barınma hizmeti sunacak gerçek ve tüzel kişilerin niteliklerinin ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle belirleneceği kuralı uyarınca kurucu ve kurucu temsilcinin niteliklerine ilişkin hususların Yönetmelikle düzenlemesi gerektiğinden Yönetmeliğin 9. maddesinin 10. fıkrasının da iptali gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : ...
    DÜŞÜNCESİ : Dava; 02/07/2020 tarih ve 31173 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi ve aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendinin, "Temel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresinin, "Kurumların tür, bina ve bina bölümlerine ilişkin esaslar" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası ve 10. fıkrasının, "Kurucu ve kurucu temsilcisi" başlıklı 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrasının, "Personele ilişkin esaslar" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesinin, "Başvuru, başvurunun incelenmesi ve ruhsatlandırma" başlıklı 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesinin, "Barınma şartları" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin, "Öğrenci kayıt işlemleri" başlıklı 22. maddesinin 3. fıkrasının, 23. maddesinin 6. fıkrasının, "Öğrenci izinleri" başlıklı 25. maddesinin, "Barınma hizmetlerine ilişkin esaslar" başlıklı 26. maddesinin 3. ve 13. fıkrasının, "Temizlik hizmetleri" başlıklı 28. maddesinin 5. fıkrasının, "Ücretler ve yükümlülükler" başlıklı 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkralarının, "Kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ve idari para cezaları" başlıklı 42. maddesinin 2. fıkrasının, "Personel disiplin işlemleri" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendinin, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendinin, "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.
    T.C. Anayasası'nın Genel Esasları Belirleyen 1. kısmın 7. maddesinde; yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve devredilmeyeceği, 8. maddesinde, yürütme yetkisinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı amir hükmüne yer verildikten sonra, Cumhuriyetin Temel Organlarını belirten 3. Kısmın yürütmeye ilişkin 2. Bölümün 123. maddesinde; idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir, düzenlemesi yer almıştır.
    Öte yandan Anayasa'nın "Yönetmelikler" başlığını taşıyan 124/1. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler, hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, hak, yükümlülük ve idari işleyişin kanunla düzenleneceği, bu düzenlemeler parelelinde idari işleyişe açıklık getirmek ve idari işleyişte bütünlüğü sağlamak amacıyla kanunla yetkilendirilmiş makam ve kuruluşların yönetmelik hazırlayabilecekleri anlaşılmaktadır.
    Normlar hiyerarşisinde anayasal ve yasal düzenlemelerden sonra gelen idari düzenlemeler bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanır ve kanun hükümlerine açıklık getirilmesi suretiyle bu kanun hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanır. Diğer yandan, normlar hiyerarşisindeki düzenleme soyuttan somuta doğru kademeli bir sistem içermektedir. Anılan sistemde bir üst norm bir alt norma oranla daha genel ve soyut ifadeler taşımakta, bir alt norm ise daha özel ve somut ifadelerle bir üst normun ne amaçlamak istediğini somut olarak ortaya koymaktadır. Öğretide türevsel bir yetki olarak kabul edilen idarelerin düzenleme yetkisinin, yasalarla getirilen hükümleri aşacak bir şekilde kullanılamayacağı da İdare Hukukunun en temel ilkelerindendir. Dolayısıyla; sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir düzenleme yetkisine sahip olan idarenin, Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda, düzenleme yapmak suretiyle kural koyması mümkün değildir.
    Tüm bu açıklamalardan sonra söz konusu Yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinin incelenmesine gelince;
    "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.."ibaresi;
    Anayasanın 20/3 maddesinde,kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği,kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmış,Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Yükseköğrenim Öğrenci Yurtlar ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanunda da öğrencilere ait verilerin kullanımı ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığından,davaya konu olan Yönetmelik maddesi, genel düzenleme olan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında incelendiğinde,bu Kanunun 4/2 maddesinin (c) bendindeki belirlilik ilkesine aykırı olduğundan,iptali istenilen bu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin yukarıda anılan maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinin incelenmesi; Davacı ,Yönetmeliğin iptali istenilen düzenlemesindeki "öğrenci" tanımının eksik olduğunu,öğrenci tanımına salt bir yükseköğretim kurumuna kayıtlı öğrenciler ve Türkçe öğretim merkezi öğrencilerinin değil,KPSS,üniversiteye hazırlık vs gibilerinin de girdiği bunların da konaklamaya ihtiyacı olduğunu ileri sürmüşse de Yönetmeliiğin 21. maddesiyle, kurumlarda barınma şartı olarak öğrencilerin örgün eğitim veren bir yükseköğrenim kurumuna kayıtlı olması düzenlemesi getirildiğinden,iptali istenilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    "Temel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresi ve "Kurucu ve kurucu temsilcisi" başlıklı 9. maddesinin 5.fıkrası; Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek fıkrada da yer aldığından ,anılan düzenlemelerde üst hukuk normuna aykırılıktan söz edilemeyecektir.
    "Kurumların tür, bina ve bina bölümlerine ilişkin esaslar" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası;Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin "p","r",ve "s" bentlerinde barınma hizmeti veren kurumlar,"apart",pansiyon" ve "yurt" olarak tanımlanmış,her tanımlamada da, "bağımsız girişi bulunan bir veya ortak taşınmazın üzerinde tamamı kuruma ait birden fazla binadan oluşan"ibaresi bulunmaktadır.Bağımsız girişi olan bir binada açılacak kurumların, öğrencilerin rahatlık ve konforu bakımından sadece kız veya sadece erkek öğrenciler barınacak şekilde açılmasında ve işletilmesinde kamu yararına aykırılık bulunmamakta ise de ortak taşınmazın üzerinde tamamı kuruma ait birden fazla binada açılacak kurumlarda, binaların kızlar ve erkekler olarak ayrılmak suretiyle açılması ve işletilmesi olanağı varken,bu ayrıma gidilmeden yapılan düzenleme eksik düzenleme olduğundan hukuka aykırı bulunmaktadır.
    6.maddesinin 10.fıkrası; Özel kurumlar arasındaki rekabet farklılıklarının etkin olarak yönetilmesi ,işletmelerin büyümesini ve gelişmesini sağlayacağından anılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    "Kurucu ve kurucu temsilcisi" başlıklı 9. maddesinin 10. fıkrası; Kurucu ve kurucu temsilcileri barınma hizmetini sunan kişiler olduklarından,Yönetmeliğin dayanağı 5661 Sayılı Kanunda, hizmeti sunacak gerçek ve tüzel kişilerin niteliklerinin yönetmelikle düzenleneceği hükmü karşısında anılan düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
    "Personele ilişkin esaslar" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrası; Öğrenci ile aynı cinsiyette olan yöneticinin yatakhanelere daha rahat girmesi, her hangi bir olay anında gerekli müdahalenin rahatlıkla yapılabilmesi, öğrenciler ile daha iyi iletişim kurulabilmesi amacıyla yapılan düzenlemede hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." ibaresi; Yönetmeliğin dayanağı 5661 Sayılı Kanunun 1.maddesinin son fıkrasında,yurt personelinde Kanunun 1.maddesinin 2.fıkrasında belirtilen şartların yanında,657 Sayılı Kanunun 48. Maddesine ek olarak istenen diğer şartların yönetmelikle düzenleneceği belirtildiğinden ,iptali istenilen bu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    "Başvuru, başvurunun incelenmesi ve ruhsatlandırma" başlıklı 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesi;Yönetmeliğin 13.maddesinde kurum açmak isteyenlerin belgeleriyle birlikte müraacaatları üzerine durumlarının inceleme komisyonunca inceleneceği,durumlarının uygunluğunun inceleme raporuyla tespit edilmesi üzerine 45 iş günü içinde il müdürünün onayıyla kurum açma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleneceği belirtilmiş,ancak iptali istenilen 5.fıkrada inceleme raporuyla eksiklik tespit edilmesi halinde tespit edilen eksikliğin başvuru sahibine bildirileceği belirtilmiş olmasına karşın,bu eksikliklerin ne kadar süre içerisinde bildirileceği konusunda açıklık olmayan bu düzenleme belirlilik ilkesine aykırı olup,eksik düzenleme olması sebebiyle hukuka da aykırı bulunmaktadır.
    "Barınma şartları" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi; 5237 sayılı Ceza Kanununda bir suçtan mahkumiyet halinde yoksun kalınacak hakların neler olduğu açıkça belirtilmiş, ancak dava konusu Yönetmelik düzenlemesi ile kanun koyucunun iradesi aşılarak, idare tarafından, düzenleyici işlem ile taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan dolayı 6 ay veya daha fazla hapis cezası almış olanların barınma hizmetinden yararlanamayacakları öngürülmüş olup,suç ve cezalara ilişkin genel kanun olan 5237 sayılı Kanun'da yer almayan bir haktan mahrumiyetin yönetmelik ile düzenlenmesi hukuka aykırıdır.
    Diğer yandan, ceza hukukumuzda bir cezanın infazından sonra, bu mahkumiyetin belli sürelerde adli sicil kaydından ve sonrasında arşiv kaydından silinmesine ilişkin düzenlemeler var iken dava konusu Yönetmelik ile bir öğrencinin, en temel ihtiyaçlardan olan barınma hizmetinden ilanihaye yoksun bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığı da açıktır.
    "Öğrenci kayıt işlemleri" başlıklı 22. maddesinin 3. fıkrası; Hizmet sunum taahhütnamesinin içeriğinin yönerge ya da genelge ile belirlemek yerine uygulamada sıklıkla değiştirilebilecek hizmet sunum taahhütnamesi yapılabilecek olması nedeniyle anılan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    23. maddesinin 6. fıkrası ; Aslolanın öğrencilerin kurumlarda kayıtlı olarak kalması olduğu, istisnai durum olan geçici barınmanın bir süre ile sınırlandırılmasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle hukuka aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.
    "Öğrenci izinleri" başlıklı 25. Maddesi; Toplu yaşam alanlarında barınan herkesin huzurunun sağlanması amaçlanlan bu düzenleme kamu yararına uygundur.
    "Barınma hizmetlerine ilişkin esaslar" başlıklı 26. maddesinin 3.fıkrası; İdarenin takdir yetkisini genişletip,bir tür kamu hizmeti olan barınma hizmeti verecek olan kişilerin tasarruf özgürlüğünü kısıtladığından, hukuka uygun bulunmamaktadır.
    26. maddesinin 13.fıkrası;Takdir yetkisinin Bakanlık takdirine geniş bir yorumla bırakılmasının belirsizliğe neden olduğu gerekçesiyle düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    "Temizlik hizmetleri" başlıklı 28. maddesinin 5. fıkrası; Barınacak öğrencilerin sağlığının önemsendiği bu düzenlemede kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
    "Ücretler ve yükümlülükler" başlıklı 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkraları; 8.fıkradaki düzenlemede, hem özel barınma hizmeti veren kurumların ,hem de kurumlarda barınan öğrencilerin menfaatinin gözetildiği; 9. ve 10. fıkralardaki düzenlemelerde ise öğrenci ve ailelerinin ekonomik sıkıntı yaşamamaları gözetildiğinden,anılan düzenlemeler hiamet gereklerine uygundur.
    "Kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ve idari para cezaları" başlıklı 42. maddesinin 2. fıkrası; Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanunun 1/2 maddesinde,kurucularda aranacak koşullardan biri, "haklarında kovuşturma bulunmaması" olarak belirtilmiş olup ,iptali istenilen düzenleme ile kurucular hakkında sonradan kovuşturma olursa yapılacak olan hususlar düzenlendiğinden,düzenlemede bu haliyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    "Personel disiplin işlemleri" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendi, 8. alt bendi ve 4. fıkrasının (b) bendi; Söz konusu bu düzenlemelere Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanunun 1. maddesinin son fıkrası cevaz verdiğinden.anılan düzenlemelerde üst hukuk normuna aykırılıktan söz edilemeyecektir.
    "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası; davalı idarece, yerine getirilebilmesi mümkün olan ve olmayan standartlar yönünden ayrıma gidilerek önceki standartlara göre açılmış özel öğrenci barınma hizmeti sunan kuruluşların, yerine getirilebilmesi teknik olarak mümkün olmayan standartlardan (bina ve fiziki mekan şartlarına ilişkin) muaf tutulması gerekirken, böyle bir ayrım yapılmaksızın tüm standartlar yönünden 01/08/2020 tarihine kadar uyum sağlanmasını öngören dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Son olarak, "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesine gelince; İmar Kanunu'nun yapı ruhsatı ve yapı kullanım iznine ilişkin hükümleri uyarınca bu Kanun kapsamına giren bütün yapılar için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmasının mecburi olduğu ve dava konusu Yönetmelik hükmünde yer alan düzenlemeye ilişkin olarak anılan Kanun'da herhangi bir istisnaya yer verilmediği anlaşıldığından, kanuni dayanağı olmayan Yönetmelik hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle, Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendi, 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresi, 6. maddesinin 10. fıkrası, 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrası, 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesi, 23. maddesinin 6. fıkrası, 25. maddesi, 28. maddesinin 5. fıkrası, 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrası, 42. maddesinin 2. fıkrası, 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendi ve aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi yönünden davanın reddi;
    4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi,6. maddesinin 1. fıkrası , 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesi,; 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, 22. maddesinin 3. fıkrası, 26.
    maddesinin 3. ve 13. fıkrası, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası ve Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 23/02/2022 tarihinde, davacı vekili Av ...'nün ve davalı idare ... Bakanlığı vekili Av. ...'ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava; Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi ve aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendinin, "Temel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresinin, "Kurumların tür, bina ve bina bölümlerine ilişkin esaslar" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası ve 10. fıkrasının, "Kurucu ve kurucu temsilcisi" başlıklı 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrasının, "Personele ilişkin esaslar" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesinin, "Başvuru, başvurunun incelenmesi ve ruhsatlandırma" başlıklı 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesinin, "Barınma şartları" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin, "Öğrenci kayıt işlemleri" başlıklı 22. maddesinin 3. fıkrasının, 23. maddesinin 6. fıkrasının, "Öğrenci izinleri" başlıklı 25. maddesinin, "Barınma hizmetlerine ilişkin esaslar" başlıklı 26. maddesinin 3. ve 13. fıkrasının, "Temizlik hizmetleri" başlıklı 28. maddesinin 5. fıkrasının, "Ücretler ve yükümlülükler" başlıklı 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrasının, "Kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ve idari para cezaları" başlıklı 42. maddesinin 2. fıkrasının, "Personel disiplin işlemleri" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendinin, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendinin, "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    İlgili Mevzuat:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Yönetmelikler" başlığını taşıyan 124. maddesinde; " Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler" hükmüne yer verilmiştir.
    5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları Ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasında gerçek ve tüzel kişiler tarafından yemekli ve yemeksiz öğrenci yurtları ve buna benzer kurumların açılması ve işletilmesinin ortaokul ve ortaöğrenim düzeyinde Millî Eğitim Bakanlığının, yükseköğrenim düzeyinde Gençlik ve Spor Bakanlığının iznine bağlı olduğu, ilgili Bakanlıkların bu yurt ve kurumları tespit edecekleri esaslara göre denetleyeceği hükmüne yer verilmiştir.
    25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesinde "10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen izin veya ruhsatlara ilişkin hükümler, öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlar hakkında uygulanmaz. Öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ortaokul ve ortaöğrenim düzeyinde Millî Eğitim Bakanlığınca, yükseköğrenim düzeyinde Gençlik ve Spor Bakanlığınca verilir. Bakanlıklar bu yetkilerini valiliklere devredebilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    02/07/2020 tarih ve 31173 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 1. maddesinde bu Yönetmeliğin amacının, yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla gerçek veya tüzel kişiler tarafından özel barınma kurumu açılmasına, işletilmesine ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2. maddesinde ise bu Yönetmeliğin, yükseköğrenim öğrencilerine her ne ad altında olursa olsun barınma hizmeti sunmak amacıyla açılan ve işletilen kurumlar ve bu kurumlarda çalışan personel ile barınan öğrencilere ilişkin iş ve işlemleri kapsadığı, 3. maddesinde ise bu Yönetmeliğin 24/3/1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanunun 1 inci maddesi ile 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesine dayanılarak hazırlandığı kuralına yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava Konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde "Bakanlık Bilişim Sistemi" bu Yönetmelik kapsamındaki işlemlerin hızlı, güvenli, şeffaf bir şekilde yürütülmesini, görev, yetki ve sorumlulukların takip edilmesini, hizmet sunumunun e-devlet üzerinden gerçekleştirilmesini, etkin bir yönetim, iç kontrol ve denetim sisteminin oluşturulmasını, bürokrasinin azaltılmasını, verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını sağlamak amacıyla internet üzerinden çalışan sistem olarak tanımlanmıştır.
    Söz konusu bilişim sistemi ile verilerin fiziki ortamda tutulması yerine dijital ortama aktarılmak suretiyle hizmet sunumu, arşivleme ve denetim açısından daha güvenli ve şeffaf bir yapının kurulmasının amaçlandığı, anılan sistemin kamu kurum ve kuruluşları açısından bir yükümlülük haline gelen dijitalleşmenin ve kamuda elektronik dönüşümün bir gereği olduğu anlaşıldığından dava konusu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Öte yandan, her ne kadar davacı tarafından dayanak Kanunda kişisel verilerin kullanımı ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, Yönetmelikte de bu hususun sınırlarını belirleyen kuralların bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; kişisel verilerin işlenmesi ve korunması konusunda genel Kanun niteliğinde olan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve bu Kanuna dayalı çıkarılan ikincil mevzuat hükümlerinin yükseköğrenim özel barınma kurumlarının kaydettiği verilerin güvenliği ve gizliliği açısından uygulanabilir olduğu açık olduğundan bu iddiaya itibar edilmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde "Öğrenci" bir yükseköğretim kurumuna kayıtlı öğrencileri ve Türkçe öğretim merkezi öğrencileri olarak tanımlanmıştır.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 4. fıkrasında, yurt ve benzeri kurumların ortaokul, ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti vermek amacıyla açılacağı ve barınma hizmeti verilecek öğrencilerin niteliklerinin ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmış olup belirtilen çerçevede çıkarılan Yönetmelikte yer verilen dava konusu "öğrenci" tanımında hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresinin incelenmesi;
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. fıkrasında, "Yurt ve benzeri kurumların kurucularında, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ya da affa uğramış olsa bile Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması, terör örgütlerine ya da Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ya da iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaması şartı aranır." hükmüne yer verilmiştir.
    Yönetmeliğin dava konusu edilen 5/2. maddesinde ise Kanunla aynı düzenlemeye yer verilmiş olup yurt ve benzeri kurumların kurucularında, kurucu temsilcilerinde ve personelinde Yönetmelik hükmünde sayılan suçlardan dolayı ceza alınmamış olması veya kovuşturma bulunmaması şartını düzenleyen Yönetmelik maddesinin dayanak Kanun maddesine uygun olduğu anlaşıldığından anılan maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının incelenmesi,
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasında, kurumların sadece kız veya sadece erkek öğrenciler barınacak şekilde açılacağı ve işletileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 4. fıkrasında, yurt ve benzeri kurumların ortaokul, ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti vermek amacıyla açılacağı ve barınma hizmeti verilecek öğrencilerin niteliklerinin ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmış olup Kanunla tanınan takdir yetkisi çerçevesinde öğrencilerin konforu dikkate alınarak yapılan düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 10. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 10. fıkrasında, kurumların; fiziki özellikleri ile işletme ve hizmet kalitesine göre Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda sınıflandırılabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 4. fıkrasında, yurt ve benzeri kurumların ortaokul, ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti vermek amacıyla açılacağı ve barınma hizmetinin verilebileceği kurumların niteliklerinin ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmış olup Kanunla tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, hizmet verecek kurumların hizmet kalitesinin artırılması amacıyla kurumların fiziki özellikleri ve hizmet kalitesi dikkate alınarak sınıflandırılması ve bu suretle etkin rekabet ortamının yaratılmasının sağlanmasına ilişkin getirilen düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 5. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 5. fıkrasında, kurucu ve kurucu temsilcisinin Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşımak zorunda olduğu düzenlemesi yer almıştır.
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. fıkrasında kurucu ve kurucu temsilcisinin sağlaması gereken şartlara açıkça yer verildiği, dava konusu edilen Yönetmelik düzenlemesinin Kanun'un anılan maddesine atıf niteliğinde olduğundan anılan düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 10. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 10. fıkrasında, kurucu ve kurucu temsilcisine ilişkin diğer hususların Bakanlıkça belirleneceği düzenlemesine yer verilmiştir.
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 4. fıkrasında yer alan barınma hizmeti sunacak gerçek ve tüzel kişilerin niteliklerinin ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle belirleneceği kuralı uyarınca dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin ilk dokuz fıkrasında kurucu ve kurucu temsilcisine ilişkin şart ve sorumluluklara yer verildiği, dava konusu edilen fıkra ile de bu kişilere ilişkin diğer hususların Bakanlıkça belirleneceği kuralına yer verildiği anlaşılmaktadır.
    Belirtilen kuralın, davalı idareye, 5661 sayılı Kanun ve Yönetmeliğin 9. maddesinde öngörülen şart ve sorumluluklara aykırı veya bu düzenlemeleri aşacak nitelikte bir düzenleme yapma yetkisi verdiği şeklinde yorumlanamayacağı, idarelerin Kanun ve Yönetmelik dahil diğer ikincil düzenleyici işlemlerin uygulanmasını göstermek amacıyla alt düzenlemeler yapabileceğinin açık olduğu, bu kapsamda değerlendirildiğinde dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 2. fıkrasında "Kurumlarda görev alan müdür, müdür yardımcısı ve yönetim memurlarının, kız öğrencilere barınma hizmeti veren kurumlarda kadın, erkek öğrencilere barınma hizmeti veren kurumlarda erkek olması şarttır. Kız öğrencilere barınma hizmeti veren kurumlarda temizlik hizmeti veren görevlilerin de kadın olması şarttır. Sadece kurum müdürü için bu madde hükümleri haricinde bir görevlendirme, il müdürü onayı ile yapılabilir." hükmü yer almaktadır.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin son fıkrasında, öğrencilere barınma hizmeti veren öğrenci yurtları ve benzeri kurumlarda görevlendirilen personelde ikinci fıkrada belirtilen şartlar ve 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde belirtilen genel şartlara ek olarak istenen diğer şartların Yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmış olup Kanunla tanınan takdir yetkisi çerçevesinde öğrencilerin güvenliği ve konforu dikkate alınarak yapılan düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesinin incelenmesi,
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 3. fıkrasında müdürün göreve başladıktan itibaren en geç bir yıl içinde mevzuat bilgisi, kurum yönetimi, işletme, kurumun fiziki ve hizmet standartlarının iyileştirilmesi ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi konularında düzenlenen eğitim sonucunda öğrenci barınma hizmetleri yönetici sertifikasını almak zorunda olduğu, belirtilen süre içerisinde ilgili sertifikayı alamayanların çalışma izinlerinin iptal edileceği, Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartının aranmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yükseköğrenim öğrencilerinin barındığı Bakanlık yurtlarında görev yapmış müdür ve müdür yardımcılarının söz konusu görevin gerektirdiği nitelik ve gereklilikler çerçevesinde atamalarının yapıldığı, bu kişilerin yükseköğrenim seviyesindeki öğrenci barınma birimlerinin yönetim ve denetiminde elde ettikleri tecrübe ve kazanımlar dikkate alınarak dava konusu Yönetmelik kapsamında özel barınma kurumları yurt müdür ve müdür yardımcılıkları açısından sertifika şartı aranmaması yönündeki düzenlemenin ehliyet ve liyakat ilkelerine aykırılık teşkil etmediği sonucuna ulaşıldığından, iptali istenilen kural kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bulunmuştur.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13. maddesinde "(1) Kurum açmak isteyenler başvuru dilekçesi ve Bakanlıkça istenen gerekli belgeler ile birlikte il müdürlüğüne müracaat eder. (2) İl müdürlükleri bünyesinde, yurt hizmetleri müdürünün başkanlığında ilgili şube müdürü ile bir yurt müdürü, şef veya memurdan oluşan en az üç kişilik inceleme komisyonu kurulur. (3) Kurum açmak üzere yapılan müracaat ile kurumun türü ve kapasitesinin bu Yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olup olmadığı ve kurum açılacak bina ile bölümlerinin, kurumun türüne göre Bakanlıkça belirlenen standartları karşılayıp karşılamadığı hususları, komisyonca düzenlenen inceleme raporu ile tespit edilir. (4) İnceleme raporu sonucunda, şartları sağladığı tespit edilen başvuru sahiplerine, başvuru tarihinden itibaren en geç 45 iş günü içerisinde il müdürünün onayıyla kurum açma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenir. (5) İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir. Eksiklikler giderildikten sonra yeni bir dilekçe verilerek başvuru süreci yeniden başlatılır." düzenlemesi yer almaktadır.
    İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir düzenlemesinde eksikliğin ne kadar süre içerisinde giderileceği ve eksiklik giderildikten sonra başvuru sürecinin ne şekilde sonuçlandırılacağı hususunda belirsizlik olduğu ileri sürülmüş ise de tespit edilen eksikliğin nitelik ve kapsamına göre bu sürenin değişebileceğinin açık olduğu ve her durum açısından Yönetmelikle bir süre saptanmasının mümkün olmadığı, öte yandan eksiklik giderildikten sonra başvuru sürecinin yeniden başlatılacağı düzenlemesine yer verildiğinden bu hususta da eksik bir düzenleme veya belirsizlikten bahsedilemeyeceğinden, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 21. maddesinde kurumda barınacak öğrenciler yönünden barınma şartlarının düzenlendiği görülmüş olup; anılan maddenin 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde "Taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan dolayı 6 ay veya daha fazla hapis cezası almamak ve kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmamak" barınma şartları arasında sayılmıştır.
    Yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan özel barınma kurumlarında öğrencilerin güvenli, sağlıklı ve düzenli bir ortamda barınmalarını sağlamak amacıyla barınacak öğrenciler yönünden belli koşulların aranabileceği açıktır.
    Ancak dava konusu madde hükmünün incelenmesi neticesinde; taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan dolayı 6 ay veya daha fazla hapis cezası almayan öğrencilerin barınma şartını yerine getirmiş sayılacağı belirtildikten sonra "...ve kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmamak" ifadesiyle taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan dolayı 6 ay ve daha fazla hapis cezası almamak şartı yanında ek bir şart olarak değerlendirilebilecek şekilde düzenleme yapıldığı görülmüş olup; bu ifadede yer alan "kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmamak" şartının tüm suç ve cezaları mı kapsadığı başka bir anlatımla taksirli suçlardan veya 6 ayın altında verilen hapis cezaları için de mi geçerli olduğu yoksa sadece taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan dolayı 6 ay veya daha fazla hapis cezası alan öğrencilere mi ilişkin olduğu noktasında tereddüte mahal verdiği ve açıklık ve netlik taşımaması nedeniyle anılan madde hükmünün uygulanmasının hak kayıplarına neden olabileceği anlaşıldığından dava konusu madde hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 22. maddesinin 3. fıkrası ve 26. maddesinin 13. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 22. maddesinin 3. fıkrasında, hizmet sunum taahhütnamesi tanzim edileceği ve bir örneğinin öğrenciye verileceği, 26. maddesinin 13. fıkrasında, hizmet sunum taahhütnamesinde yer alması gereken asgari hususların Bakanlıkça belirleneceği düzenlemeleri yer almaktadır
    Yönetmeliğin iptali istenilen yukarıda anılan fıkraları yanında 22. maddesinin 14. fıkrasında, Bakanlıkça belirlenen kalite standartlarına uygun hizmetin sunulacağı düzenlemesine yer verilmiş olup 5661 sayılı Kanun ve dava konusu Yönetmelikle özel olarak düzenlenen özel barınma hizmetlerinin önemi gereği, Bakanlıkça belirlenen hizmet standartlarının ve verilen hizmetin temel niteliklerinin tarafların aralarında serbestçe belirlenemeyeceği, bu standartların taahhütnameye bağlanmasının hizmetin kalitesi, öğrenciler tarafından öngörülebilirliği ve bilinirliği açısından önem arz ettiğinden dava konusu düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 6. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 6. fıkrasında "Geçici barınma bir ayı geçemez." düzenlemesi yer almaktadır.
    Yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan ve işletilen özel barınma kurumlarında, dava konusu Yönetmelikte belli hallerde geçici barınmaya imkan tanındığı ve geçici barınmanın en fazla bir ay ile sınırlandırıldığı ve geçici barınanların okul ile kimlik bilgilerinin kurum tarafından aynı gün içinde il müdürlüğüne bildirileceği anlaşılmaktadır.
    Öğrencilere barınma hizmeti sunulan kurumlarda öğrencilerin can ve mal güvenliğinin sağlanmasını ve barınma hizmetinden belli bir düzen ve standart çerçevesinde yararlanmasını sağlamak amacıyla getirildiği anlaşılan dava konusu düzenlemelerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 25. maddesinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 25. maddesinde "(1) Öğrencilerin kuruma son giriş saatleri bulundukları yerin özellikleri ile ulaşım vasıtalarının durumu dikkate alınarak öğretim yılı başında kurum yönetimince tespit edilerek il müdürlüğüne bildirilir. (2) Öğrenciler, kalacakları yeri ve süresini kurum yönetimine yazılı olarak bildirmek şartıyla izinli sayılırlar." hükmü yer almaktadır.
    Öğrencilere barınma hizmeti sunulan kurumlarda öğrencilerin can ve mal güvenliğinin sağlanmasını ve barınma hizmetinden belli bir düzen ve standart çerçevesinde yararlanmasını sağlamak amacıyla getirildiği anlaşılan dava konusu düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 26. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26. maddesinin 3. fıkrasında "(3) Yurtlarda, pansiyonlarda ve apartlardaki öğrenci odalarında en az bir veya üç, en fazla altı öğrenci barınır." hükmü yer almaktadır.
    Öğrencilere barınma hizmeti sunulan kurumlarda barınma hizmetinden belli bir düzen ve standart çerçevesinde yararlanmasını ve öğrencilerin konforunu sağlamak amacıyla getirildiği anlaşılan dava konusu düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 5. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 28. maddesinin 5. fıkrasında "Kurumlarda yatak çarşafları, yastık ve battaniye/yorgan kılıfları hizmet sunum taahhütnamesinde belirtildiği sıklıkta temizleriyle değiştirilir. " hükmü yer almaktadır.
    Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasından insan sağlığının korunması için gereken genel temizliğin hijyen kurallarına uygun olarak yapılmasından kurumların sorumlu olduğu anlaşıldığından, bu düzenleme çerçevesinde genel temizlik kapsamında bulunan çarşaf, yastık ve battaniye/yorgan kılıflarının belirli sıklıkla değiştirilmesi noktasında kurumlar açısından bir standart belirlenmesine ilişkin öngörülen düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 36. maddesinde "8) Kuruma kayıt yaptıran öğrencilerden 15 Eylül tarihine kadar kurumdan ayrılanlardan hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin %10’u, 15 Eylül sonrasında ayrılanlardan ise barınma hizmeti aldığı aylar ve içinde bulunulan ayın ücretinin tamamı ve kalan aylara ait barınma hizmeti ücretinin %30’u alınır. Bu öğrencilere depozitoları ile peşin ödeme yapılan hallerde bu fıkraya göre hesaplanacak ücret mahsup edilmesi sonrasında geriye kalan tutar bir ay içinde iade edilir ve hizmet sunum taahhütnamesi feshedilir. Aylık barınma hizmeti ücreti, hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin hizmet sunulmak üzere belirlenen ay sayısına bölünmesi ile tespit edilir. Kurumdan çıkarma cezası alan öğrencilere de bu fıkra hükmü uygulanır. (9) Kurumun, Yönetmelikte veya hizmet sunum taahhütnamesinde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kurumdan ayrılan öğrenciler ile yükseköğrenim kurumundaki kaydını sildiren veya donduran, birinci derece yakını vefat eden ve tabii afet nedeniyle zarar gördüğünü belgeleyen öğrencilere depozitoları ile peşin ödeme yapılan hallerde kurumda barındığı aylara ait ücret mahsup edilmesi sonrasında geriye kalan tutar bir ay içinde iade edilir ve hizmet sunum taahhütnamesi feshedilir. (10) Bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uyulmaması nedeniyle kurumun kapatılması veya bu Yönetmelikte belirtilen şartlara aykırı şekilde kurucunun kurumunu kapatması halinde, ilgili öğretim yılında öğrencilerden alınan ücretler, bu maddenin 9 uncu fıkrası hükümlerine göre iade edilir." hükmüne yer verilmiştir.
    Belirtilen düzenlemeler ile hizmet sunum taahhütnamesinde yer alan süreler dolmadan fıkrada öngörülen çeşitli hallerde kurumdan ayrılan veya ayrılmak durumunda kalan öğrencilerden alınan yıllık barınma hizmeti ücretinin ne kadarının ve ne kadar süre içerisinde iade edileceğine ilişkin kurallara yer verilmiştir.
    Söz konusu kuralların, öğrenciler ile hizmet sunan kurumlar arasında adil bir denge sağlanarak ölçülülük ilkesine aykırı olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekiği açıktır.
    İptali talep edilen düzenlemelerde, ayrılma veya ayrılmak durumunda kalınması durumunda kurumlarca iade edilmeyecek ücret oranlarının anılan dönemde kurumca bir hizmet verilmediği de dikkate alındığında yukarıda belirtilen ilkeye aykırılık teşkil etmediği, öte yandan, davacının iddiasının aksine, madde hükmünde sayılan kurumdan ayrılma halleri ve nedenlerinin öğrencilerin keyfiliğine imkan vermeyecek ayrıntıda düzenlendiği sonucuna ulaşıldığından, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.

    Dava Konusu Yönetmeliğin 42. maddesinin 2. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 42. maddesinin 2. fıkrasında "(2) Kurucuların Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen suçlarla ilgili haklarında kovuşturma bulunması halinde kurumun barınma hizmeti vermesi ders yılı dikkate alınarak il müdürlüğünün onayıyla kovuşturma sonuçlanıncaya kadar geçici olarak durdurulur. Kovuşturma sonucunda bu kişilerin ceza almaması halinde geçici durdurma işlemi kaldırılır." hükmüne yer verilmiştir.
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. fıkrasında, "Yurt ve benzeri kurumların kurucularında, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ya da affa uğramış olsa bile Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması, terör örgütlerine ya da Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ya da iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaması şartı aranır." hükmüne yer verilmiştir
    İptali talep edilen düzenlemede, yukarıda yer verilen Kanun hükmündeki yurt ve benzeri kurumların kurucuları açısından gereken kovuşturma bulunmamasına ilişkin şartın sonradan kaybedilmesi halinde kovuşturma sonuçlanıncaya kadar geçici bir tedbir olarak kurumun barınma hizmeti vermesinin durdurulacağı düzenlemesi yer almaktadır.
    Kanunda hangi suçlardan dolayı kovuşturma bulunması halinde bu tedbirin uygulanacağının açıkça belirtildiği, dava konusu düzenlemede öğretim yılının dikkate alınması suretiyle hizmetin aksamasının önüne geçilmesinin amaçlandığı, kuruluş aşamasında aranan bir şartın sonradan kaybedilmesi halinde idarece verilen iznin askıya alınabileceği tabii olduğundan, Kanun hükmü ve amacıyla uyumlu olduğu anlaşılan dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 43. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 8. alt bendinin incelenmesi;
    Yönetmeliğin 43. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde görevine son verme cezası, personelin kurumdaki çalışma izninin iptal edilmesi olarak tanımlanmış olup; anılan maddenin (ç) bendinin 8. alt bendinde "Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen suçlardan hakkında kovuşturması bulunmak." görevine son verme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. fıkrasında, "Yurt ve benzeri kurumların ... personelinde; ... kapsamında işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması, terör örgütlerine ya da Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ya da iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaması şartı aranır." hükmüne yer verilmiştir.
    Yurt ve benzeri kurumların personeli açısından gereken kovuşturma bulunmamasına ilişkin şarta yukarıdaki Kanun hükmünde açıkça yer verildiği, bu şarta uymaksızın kurumda istihdam edilen veya sonradan belirtilen şartı kaybeden kurum personelinin görevine son verilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi , aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendinin incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde aylıktan kesme cezası, personelin brüt aylık ücretinden 1/30 ila 1/10 arasında kesinti yapılması olarak tanımlandığı, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve hallerin sayıldığı, yer verilen fiil ve hallerden (1) ila (6) numaralı alt bentlerde yer alanlar için 1/30 ila 1/20; diğer alt bentlerde yer alanlar için 1/19 ila 1/10 oranlarında aylıktan kesme cezası uygulanacağı, aylıktan kesme cezasının, cezanın personele tebliğ edildiği ayı takip eden ayın ücretinden kesinti yapılmak suretiyle uygulanacağı, kesinti yapılan bu tutarın, kurumun bulunduğu il veya ilçedeki Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimine on iş günü içinde kurum tarafından yatırılacağı ve buna ilişkin belgenin bir örneğinin il müdürlüğüne on iş günü içinde teslim edileceği anlaşılmaktadır.
    Yönetmeliğin 43. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde; aylıktan kesme cezası ve görevine son verme cezalarının kurucu tarafından, görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama cezasının ise il müdürü tarafından verileceği, sıralı disiplin amirlerinin alt cezaları da vermeye yetkili olduğu düzenlemesine yer verildiği anlaşılmaktadır.
    5661 sayılı Kanun'un 1. maddesinin son fıkrasında öğrencilere barınma hizmeti veren öğrenci yurtları ve benzeri kurumlarda görevlendirilen personelin özlük, ödül, disiplin iş ve işlemlerine ilişkin hususların; personele işlediği fiil ve haller doğrultusunda; uyarma, kınama, aylıktan kesme, görevine son verme ve görevine son verilerek başka yurt ve benzeri kurumda çalıştırmama cezalarının verilebileceği, disiplin cezasının verilmesini gerektirecek fiil ve hallerin bu cezaların tanımının ve verilme usul ve esasları ile barınan öğrencilerin disiplinine ilişkin hususların yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
    Dava konusu edilen düzenlemelerle Kanunda açık bir şekilde çizilen çerçeve içerisinde kalmak ve Kanunun verdiği bu alandaki takdir yetkisi çerçevesinde disiplin cezasının verilmesini gerektirecek fiil ve hallerin bu cezaların tanımının ve verilme usul ve esaslarının belirlendiği, anılan düzenlemelerde hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Dava Konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının incelenmesi;
    Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte faaliyette bulunan kurumların, binalarını ve hizmetlerini 01/08/2021 tarihine kadar bu Yönetmelikte belirlenen şartlara uygun hale getirecekleri, bu tarihe kadar binalarını uygun hale getirmeyenlerin kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği, kurumların binalarını uygun hale getirip getirmediklerinin yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
    Anılan madde ile; 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren dava konusu Yönetmelikten önceki Yönetmeliklere göre yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla açılan kurumların binalarını ve hizmetlerini yeni Yönetmelikte getirilen bina ve fiziki mekan şartlarına uyum sağlamaları için 01/08/2020 tarihine kadar süre öngörülmüş, bu sürenin sonunda binalarını uygun hale getirmeyen kurumların kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği düzenlenmiştir.
    Davalı idarece, değişen ve gelişen barınma standartları veya uygulamalarına uyum sağlamaları açısından; açılmış özel öğrenci barınma hizmeti sunan kurumların standartlarının yeniden belirlenmesi, bunların zorunlu kıldığı değişikliklerin istenebilmesi ve makul süre içinde bu standartlara uyma zorunluluğu getirilmesi mümkün olmakla birlikte; davalı idarece mevcut kurumların binalarını ve hizmetlerini yeni Yönetmelikte düzenlenen şartlara uygun hale getirebilmeleri noktasında herhangi bir ayrıma gidilmeksizin tüm şartlar yönünden yaklaşık bir yıllık süre öngörüldüğü ve bu durumun teknik olarak yerine getirilmesi daha uzun zaman gerektiren bina ve fiziki mekana ilişkin şartlar yönünden kurumların mağduriyetine neden olacağı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; barınma hizmeti vermek amacıyla açılan bu kurumların önceki düzenlemelerde yer alan standartlara uygun olmak suretiyle ve anılan düzenlemelere güvenerek ticari yatırım yaptığı ve madde hükmünde öngörülen süre içinde binalarını ve hizmetlerini yeni Yönetmelikte getirilen standartlara uygun hale getirmemeleri sonucunda kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptali gibi ağır bir yaptırım ile karşı karşıya kalacakları hususu dikkate alındığında; teknik olarak yerine getirilmesi bir yıldan daha fazla zaman gerektiren şartlar bakımından ayrı bir düzenlemeye yer vermeyen dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi;
    3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Yapı Ruhsatiyesi" başlıklı 21. maddesinde, "Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır., 26. maddesinde ise; “Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara, imar planlarında o maksada tahsis edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti bu kamu kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun'un Yapı Kullanma İzni" başlıklı 30. maddesinde ise, "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik bürolarından; 27 nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir. Belediyeler, valilikler mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır..." hükmüne yer verilmiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında "18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 121 inci maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler doğrultusunda kapatılan özel öğrenci yurtlarının Hazineye veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen binalarında, vergi muafiyeti bulunan veya kamu yararına çalışan vakıf veya dernekler tarafından özel yükseköğrenim öğrenci yurdu açılmak istenmesi halinde, bu Yönetmeliğin can güvenliği yönünden zorunlu tuttuğu şartları sağlamak kaydıyla bu binaların inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izni aranmadan, binanın sağlam ve dayanıklı olduğuna ilişkin çevre ve şehircilik il müdürlükleri, yapının proje müellifleri ya da yetkili serbest proje büroları veya üniversitelerin ilgili bölümlerince düzenlenen teknik rapor ile teknik raporu düzenleyen serbest inşaat mühendisinin geçerliliği devam eden serbest inşaat mühendisliği belgesi ile işyeri tescil belgesi istenerek 1/8/2021 tarihine kadar açılış işlemleri yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
    Yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti veren kurumların açılış işlemleri yönünden dava konusu Yönetmeliğin incelenmesinden; anılan Yönetmeliğin 5. maddesinin 4. ve 5. fıkraları uyarınca kurum binalarında yangın ve depreme ilişkin mevzuat ile iş güvenliği ve sağlığı mevzuatında yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesinin zorunlu olduğu görülmektedir.
    Ayrıca dava konusu Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanan Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönergesi'nin kurumların ilk açılış iş ve işlemlerinin düzenlendiği 5. maddesinin 6. fıkrasında kurum açma işleminde istenen belgeler arasında; binanın sağlam ve dayanıklı olduğuna ilişkin çevre ve şehircilik il müdürlükleri, yapının proje müellifleri ya da yetkili serbest proje büroları veya üniversitelerin ilgili bölümlerince düzenlenen teknik rapor ile teknik raporu düzenleyen serbest inşaat mühendisinin geçerliliği devam eden serbest inşaat mühendisliği belgesi ile işyeri tescil belgesine, bina ve çevresinin sağlık yönünden uygun olduğuna ilişkin ilgili il veya ilçe çevre sağlık birimince düzenlenen rapora, bina ve bölümlerinde yangına karşı ilgili mevzuata göre gerekli önlemlerin alındığına ilişkin itfaiye müdürlüğünce düzenlenen rapora ve kurum açılacak binanın inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izin belgesine yer verildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; gerçek veya tüzel kişilerin, kurum binalarında yer alması gereken tüm şartları sağlaması halinde özel öğrenci yurdu açabileceği; ancak dava konusu Yönetmelik hükmüyle vergi muafiyeti bulunan veya kamu yararına çalışan vakıf veya derneklerin Anayasa'nın 121. maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler doğrultusunda kapatılan özel öğrenci yurtlarının Hazineye veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen binalarında, özel yükseköğrenim öğrenci yurdu açmak istemesi halinde ise bu binaların inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izninin aranmayacağı yönünde düzenleme öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar davalı idarece mevcut kurumlardan istifade etmek ve öğrencilerin mağdur edilmemesi amacıyla anılan düzenlemeye yer verildiği savunulmakta ise de; yükseköğrenim öğrencilerinin mevzuatta yer alan şartları eksiksiz olarak sağladığı belgelendirilen kurum binalarında barınmasının esas olduğu dikkate alındığında; dava konusu Yönetmelik hükmü ile vergi muafiyeti bulunan veya kamu yararına çalışan vakıf veya derneklerin madde hükmünde belirtilen binalarda özel yükseköğrenim öğrenci yurdu açmak istemesi halinde inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izni aranmasına ilişkin şarttan muaf tutulması sonucunda hem öğrencilerin barınacakları kurum binalarının imar mevzuatına uygun olup olmadığının tespitinin imkansız hale geldiği, hem de kurum açılacak binalarda yer alması gereken şartlardan birinin anılan vakıf veya dernekler yönünden aranmamasının eşitlik ilkesini zedelediği ve bu haliyle dava konusu Yönetmelik hükmünün hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Öte yandan; yukarıda yer verilen İmar Kanunu'nun yapı ruhsatı ve yapı kullanım iznine ilişkin hükümleri uyarınca bu Kanun kapsamına giren bütün yapılar için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmasının mecburi olduğu ve dava konusu Yönetmelik hükmünde yer alan düzenlemeye ilişkin olarak anılan Kanun'da herhangi bir istisnaya yer verilmediği anlaşıldığından kanuni dayanağı olmayan Yönetmelik hükmünde bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "..verilerin güvenli bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaçlara göre raporlanmasını.." ibaresi, aynı maddenin 1. fıkrasının (l) bendinin, 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "..işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması.." ibaresi, 6. maddesinin 1. fıkrası ve 10. fıkrası, 9. maddesinin 5. ve 10. fıkrası, 10. maddesinin 2. fıkrası ve aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Bakanlık yurtlarında müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yapmış olanlarda sertifika şartı aranmaz." cümlesi,13. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "İnceleme raporunda eksiklik tespit edilmesi halinde, tespit edilen bu eksiklik başvuru sahibine bildirilir."cümlesi, 22. maddesinin 3. fıkrası, 23. maddesinin 6. fıkrası, 25. maddesi, 26. maddesinin 3. ve 13. fıkrası, 28. maddesinin 5. fıkrası, 36. maddesinin 8., 9. ve 10. fıkrası, 42. maddesinin 2. fıkrası, 43. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ve (ç) bendinin 8. alt bendin, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi yönünden oybirliğiyle DAVANIN REDDİNE,
    2.Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin, Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının oybirliğiyle İPTALİNE, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının gerekçede oyçokluğuyla İPTALİNE
    3. Dava kısmen iptal, kısmen ret şeklinde sonuçlandığından aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin yarısı olan ... TL'nin davacı üzerine bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için öngörülen ... TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye; diğer yarısı olan ... TL'nin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için öngörülen ... TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde karar verildi.



    KARŞI OY:
    X- Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
    Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte faaliyette bulunan kurumların, binalarını ve hizmetlerini 01/08/2021 tarihine kadar bu Yönetmelikte belirlenen şartlara uygun hale getirecekleri, bu tarihe kadar binalarını uygun hale getirmeyenlerin kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği, kurumların binalarını uygun hale getirip getirmediklerinin yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
    Anılan madde ile; 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren dava konusu Yönetmelikten önceki Yönetmeliklere göre yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla açılan kurumların binalarını ve hizmetlerini yeni Yönetmelikte getirilen bina ve fiziki mekan şartlarına uyum sağlamaları için 01/08/2020 tarihine kadar süre öngörülmüş, bu sürenin sonunda binalarını uygun hale getirmeyen kurumların kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği düzenlenmiştir.
    Davalı idarece, yerine getirilebilmesi mümkün olan ve olmayan standartlar yönünden ayrıma gidilerek önceki standartlara göre açılmış özel öğrenci barınma hizmeti sunan kuruluşların, yerine getirilebilmesi teknik olarak mümkün olmayan standartlardan (bina ve fiziki mekan şartlarına ilişkin) muaf tutulması gerekirken, böyle bir ayrım yapılmaksızın tüm standartlar yönünden 01/08/2020 tarihine kadar uyum sağlanmasını öngören dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığından bu gerekçeyle anılan madde hükmünün yürütmesinin durdurulması isteminin kabulü gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
    Nitekim; (Mülga) 06/05/2017 günlü, 30058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği"nin "Kurumlara ilişkin geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 2. maddesinin 2. fıkrasının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada, İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 26/02/2018 tarihli ve E:2018/29 sayılı kararı da bu yöndedir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi