Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9898
Karar No: 2019/12042
Karar Tarihi: 08.10.2019

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/9898 Esas 2019/12042 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen hırsızlık davasında sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında verilen mahkumiyet hükmü temyiz edilmiştir. Temyiz mahkemesince, tüm tarafların kararın tefhim veya tebliğ yoluyla öğrenmelerinin kanuni bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir. Duruşmadan haberdar olmayan mağdur, şikâyetçi veya suçtan zarar görenin kararı temyiz edebilmesi için gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, müşteki duruşmadan haberdar edilmemiş ve gerekçeli karar kendisine tebliğ edilmemiştir. Ayrıca sanığın tebliği usulsüz bir şekilde alması nedeniyle de kararın temyiz edilmesinde sorun yaşanmıştır. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2 maddesi ve CMK'nun 234. maddesi açıklanarak, usulüne uygun bir şekilde tebliğ yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nun \"Kararların açıklanması ve tebliği\" başlıklı 35. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nun 234. maddesi
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrası
17. Ceza Dairesi         2019/9898 E.  ,  2019/12042 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1-Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 28.02.2017 tarih, 2016/13-294 Esas ve 2017/116 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere,” Temyiz mahkemesince bir temyiz davasının görülebilmesi için, temyiz kanun yoluna başvuru hakkı bulunanların tamamının kararı tefhim veya tebliğ yoluyla öğrenmelerinin sağlanması kanuni bir zorunluluktur. Nitekim 5271 sayılı CMK’nun “Kararların açıklanması ve tebliği” başlıklı 35. maddesinin 2. fıkrasında; “Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur” hükmü yer almaktadır.
    Mağdur, şikâyetçi ve suçtan zarar görenin yargılama aşamasında öncelikle duruşmadan haberdar edilmesi gerekmektedir. CMK"nun 234. maddesinde düzenlenen bu hakkın kullandırılmaması kanuna aykırıdır. Kanun koyucu, CMK"nun 234. maddesine aykırı davranılması durumunda anılan hukuka aykırılığın telafisine imkân sağlayacak şekilde bir düzenlemeye yer vermiş ve "Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlara" kanun yoluna başvurma hakkı tanımıştır. Bu hakkın kullanılabilmesi için de yargılama sonucunda verilen kararın aynı Kanun"un 35. maddesi uyarınca mağdur, şikâyetçi veya suçtan zarar görene tebliği gerekmektedir. Gerekçeli kararın tebliğ edilmesiyle suçtan zarar gören geç de olsa davadan haberdar olarak kararı temyiz etme imkânı bulmuş olacaktır. Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren mağdur, şikâyetçi veya suçtan zarar görenin hükmü temyiz edip etmemesine göre de temyizin kapsamı belirlenecektir.
    Yerel mahkemece duruşmadan haberdar olmayan mağdur, şikâyetçi veya suçtan zarar görene gerekçeli karar tebliğ olunmamış ise temyiz aşamasında bu eksikliğin Özel Dairece 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 40. maddesi uyarınca verilecek, uygulamada "Tevdi kararı" adı verilen kararla mahallinde mahkemesince giderilmesinin istenilmesi gerekir; yoksa temyiz incelemesine geçilerek bozma kararı verilmek suretiyle bu eksiklik giderilemez. Aksi halde temyiz kanun yoluna başvuru hakkı bulunan bir tarafın kararı öğrenmesi sağlanmadan temyiz incelemesi yapılmış olur ve aleyhe temyiz bulunmayan hallerde bozulan hükümdeki ceza miktarı sanık lehine kazanılmış hak teşkil eder.
    Duruşmadan haberdar olmayan mağdura, şikâyetçiye veya suçtan zarar görene gerekçeli kararın tebliğinden sonra, hükmün temyiz edilmesi durumunda CMK"nun 260. maddesi uyarınca "Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören" sıfatı ile temyizi incelenecektir. Tebliğe rağmen hükmün temyiz edilmemesi durumunda ise Özel Dairece diğer temyiz talepleri kapsamında dosya incelenecek, ancak CMK"nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilemeyecektir.
    Bu açıklamalar ışığında; sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı, suçtan zarar gören ve soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu belirten müşteki ...’ın kovuşturma aşamasında 5271 sayılı CMK"nun 234/1-b maddesinde belirtilen davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği, müştekinin kolluk huzurunda verdiği ifadesinde bildirdiği en son adresine duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliğe çıkarıldığı tebliğ edilirken ,7201 Sayılı Tebligat Kanun’un 21/1 maddesinde belirtildiği üzere tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verileceği kişinin adının yazmaması sebebiyle usulüne uygun bir tebliğ olmadığı, aynı adrese yine çıkarılan tebliğin iade edildiği,gerekçeli kararında tebliğ edilmediği, bilinen son adresine tebligat yapılmadığının ve müştekinin MERNİS adresinin araştırılmadığının anlaşılması karşısında; usulüne uygun olarak müştekinin temyiz hakkını kullanabilmesi için gerekçeli kararın, hükmü temyiz etme yetkisi olduğu, nereye, nasıl ve ne şekilde başvurabileceği, temyiz süresi de gösterilmek suretiyle, açıklamalı davetiye ile tebliğ edilerek, sunarsa temyiz dilekçesi eklendikten ve bu hususta ek tebliğname de düzenlendikten sonra incelenmek üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
    2-7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanık ...’ın öncelikle MERNİS şerhi içermeyen savunmasında belirttiği adresine tebligat çıkarılması gerektiği gözetilmeksizin, MERNİS şerhli tebligat çıkarılması ve sanığın babasına tebliğ edilmesi ,babasının vermiş olduğu dilekçe ile sanığın...’ da askerlik görevini yerine getirdiğinin beliritlmesi üzerine ,sanık adına ... ilçesine tebligat çıkarıldığı ve bu tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlendiği üzere’’ Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır.Yukarıki fıkrada yazılı olanların haricindeki askeri şahıslara birlik veya müessesede tebligat yapılması icabeden ahvalde, tebliğin yapılmasını nöbetçi amiri veya subayı temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ kendilerine yapılır.’’şeklinde tebliği yerine, belirtilen adreste daimi görevli gelen evrakta çavuş imzasına tebliği ile usulsüz tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, sanık ...’a gerekçeli kararın başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekli de belirtilmek suretiyle yukarıdaki bilgilerden yararlanılarak ,sanığın tebliğ sırasında ceza infaz kurumunda olup olmadığı da araştırılarak, usulüne uygun olarak tebliğ edilip, tebellüğ belgesi ile verilmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenmesi ve bu konuda ek tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE,
    3-Sanık ..."ün kendisine iddianame tebliği sırasında barodan avukat tayin edilmesini talep ettiği, ancak sanık kovuşturma aşamasında müdafii huzurunda savunması alındığı esnada müdafii istemediğini beyan ettiği,suça sürüklenen çocuk ...’nin ise zorunlu müdafii huzurunda savunmasının alındığı ancak onun da savunması alınırken müdafii istemediğini ifade ettiği,mahkumiyet hükmünün sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafiileri huzurunda açıklandığı ve temyiz talepli dilekçeler sundukları anlaşılması karşısında, sanık ...ve suça sürüklenen çocuk ...’ye müdafiilerinin temyiz talepli dilekçeleri ile birlikte gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olarak yapılarak, sanık ve suça sürüklenen çocuğa, müdafiilerinin temyiz dilekçelerini kabul edip etmedikleri hususu da açıklığa kavuşturularak, tebellüğ belgesi ile verilmesi halinde temyiz dilekçelerinin eklenmesi ve bu konuda ek tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 08.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi