Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/16751 Esas 2012/4710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/16751
Karar No: 2012/4710

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/16751 Esas 2012/4710 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/16751 E.  ,  2012/4710 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava; davalı ... Başkanlığı tarafından düzenlenen ve takibe konan idari para cezasına ilişkin ödeme emrinin iptali ile davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı Kanunun 140. maddesinde; idari para cezasını gerektiren haller, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı hangi mahkemede dava açılabileceği özel bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre; cezayı gerektiren haller oluştuğunda Kurumca verilecek idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtirazı reddedilenler, red kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili İdare Mahkemesinde dava açabilirler. İdari para cezasına karşı süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde İdare Mahkemesinde dava açılmaması hallerinde idari para cezası kesinleşir ve artık İş Mahkemesinde menfi tespit, itiraz ve istirdat davası açılamaz.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında; idari aşamada kesinleştiği anlaşılan idari para cezasının Kurum alacağına dönüştüğü; buna göre, 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddesi gereği çıkarılan ödeme emrine sadece, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığının ileri sürülebileceği; belirtilen şartların da, somut olayda gerçekleşmediği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne ilişkin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.