9. Ceza Dairesi 2014/3737 E. , 2014/2574 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütü yöneticisi olma, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma, mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında; a- TCK’nın 314/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b- TCK’nın 37 ve 38. maddeleri delaleti ile aynı Kanunun 174/1-2, 52/2, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık ... hakkında duruşmalı, diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezaların süresine göre koşulları bulunmadığından sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
1- Sanık ... hakkında patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, sanıklar ..., hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
...’ın müdafii huzurunda verdiği ifade, fotoğraf teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ...’un silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğunun anlaşıldığı ve TCK"nın 314/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddelerindeki atfın niteliği ve aleyhe temyiz olmaması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanık ... hakkında patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, sanıklar ..., hakkında silahlı terör örgütüne üye olma sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar, ..., hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetlerine yeterli delil elde edilemediği kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar ..., müdafileri, sanık ... ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle mahkumiyet ve beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü yöneticisi olma, kamu malına zarar verme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet, sanıklar ..., hakkında patlayıcı madde bulundurma, kamu malına zarar verme ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, sanıklar ... ve ... hakkında kamu malına zarar verme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, patlayıcı madde bulundurma, kamu malına zarar verme, şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyize gelince;
a- Sanık ...’ın sübutu kabul edilen eylemlerinin niteliği ve örgüt üyelerini sevk ve idare etme düzeyi nazara alındığında silahlı terör örgütü yöneticisi olmaktan sorumlu tutulamayacağı, eylemleri bir bütün halinde örgüt üyeliği suçunu oluşturduğu gözetilerek anılan suçtan teşdiden ceza tayini yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Kamu malı, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer niteliğinde olmayan ... A.Ş’ye ait hizmet binası ve aracı ile ... A.Ş’ye ait Rafineri Müdürlüğü binasına molotof atılması yönünde sanıklar ..., ... ve ...’e talimat veren sanık ...’ın suça konu yerleri yakarak zarar verme eylemlerinin TCK’nın 151/1 ve 152/2-a maddelerine uygun suçu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
c- Sanık ..."in ne şekilde örgütün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğu ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği kabul edilen patlayıcı madde bulundurma ve mala zarar verme suçlarının ne şekilde sübuta erdiği karar yerinde delilleriyle birlikte tartışılıp gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
d- Sanıklar ...,"in üzerlerine atılı patlayıcı madde bulundurma, kamu malına zarar verme ve şikayetçi ...’e yönelik mala zarar verme, sanıklar ... ve ..."un üzerlerine atılı kamu malına zarar verme suçlarını işlediklerine dair savunmalarının aksine, mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mevcut şüphenin de sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden beraatleri yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
e- Sanıklar ..., hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçları bakımından;
Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Kanun koyucunun yukardaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanıkların 2911 sayılı Kanunun 32 ve 33. maddelerine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanıklara yüklenen suçların tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanıklar hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile sanık ... müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
10.03.2014 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı..."ın huzurunda, duruşmada sanık ..."ın savunmasını yapmış bulunan Av. ... ve Av. ..."in yokluklarında, 12.03.2014 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.