5. Hukuk Dairesi 2015/23721 E. , 2016/3780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 16.06.2015 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Kamulaştırılan taşınmazın arazi niteliğindeki zeminine gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dosyada bulunan kanıt ve belgeler ile dava konusu taşınmazın bilirkişi kurulu raporuna yansıyan özelliklerine göre, objektif değer arttırıcı unsur oranının % 50 olarak alınması gerektiği düşünülmeden daha yüksek kabul edilmesi suretiyle zemin bedelinin fazla tespiti
2-Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın üzerine davalılar tarafından, idarece kıymet takdir raporunun düzenlenmesinden sonra, keşif tarihinden önce iki adet bina inşa edildiği ancak, mahkemece kıymet takdirinden sonra, keşifden önce yapılan binaların davalılar tarafından Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına aykırı olarak inşa edildiğinden bahisle bedeline hükmedilmediği anlaşılmıştır.
02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı yasa ile Kamulaştırma Kanunun 25. maddesine eklenen son fıkrada “Baraj sulama şebekeleri ve boru hatları, karayolu, demiryolu liman ve havaalanı gibi gelecek yıllara sari büyük projelerde kamu yararı kararı kamulaştırılacak taşınmazların bulunduğu mahalle ve/veya köy muhtarlığında 15 gün süre ile asılmak suretiyle ilan edilir. Kamu yararı kararının ilan süresinin bitiminden itibaren, kamulaştırılacak taşınmazlar üzerine yapılan sabit tesisler ile dikilen ağaçların bedeli kamulaştırma bedelinin tespitinde dikkate alınmaz. Taşınmazlardaki bu sınırlama ilan tarihinin bitiminden itibaren beş yılı geçemez.” hükmü yer almaktadır.
Bu durumda 6495 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra davacı idare tarafından kamulaştırılan taşınmazın bulunduğu köyde 2942 sayılı yasanın 25/son maddesi uyarınca ilan yapıldığı ve ilanın 12.09.2013 tarihinde askıdan indirildiği de gözetilerek,
a) Kamulaştırılan taşınmaz üzerine sonradan inşa edilen yapıların hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinden de yararlanılmak suretiyle, binaların teknik analizleri yaptırılıp, gerektiğinde tanık anlatımlarından da faydalanılarak kesin olarak hangi tarihte (ay,gün ve yıl olarak) yapıldığı belirlenip, 12.09.2013 tarihinden sonra yapıldıklarının tespiti halinde bedeline hükmedilmemesi,
b) İlan tarihinden önce yapıldıklarının tespiti halinde ise, Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesi uyarınca mahkemece verilecek tescil kararına kadar taşınmaz sahibinin kamulaştırılan taşınmazda inşaat yapma, ekim yapma veya mevcut inşaatta esaslı değişiklikler meydana getirme gibi mülkiyet hakkından kaynaklanan kullanım haklarının devam ettiği ve bu hakların kullanılmasının Medeni Kanununun 2. maddesine aykırılık olarak yorumlanamayacağı gözetilerek, söz konusu yapıların iç ve dış özellikleri yeniden yapılacak keşifte ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının olup olmadığı, su ve elektrik abonelikleri bulunup bulunmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları, mutfak dolabı, banyo, tuvalet, çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurların bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa tüm eksik imalatlar ayrıntılı olarak belirlenip, buna göre yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle binaya yeniden bedel belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.