17. Hukuk Dairesi 2016/7626 E. , 2019/4154 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölüm nedeniyle açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların oğlu ..."ın elektrikli bisikleti ile seyir halinde iken davalı ..."in kullandığı diğer davalı ..."e ait aracın arkadan çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, aracın davalı ... tarafından sigortalı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 100.000,00 TL, Gülten için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."ten olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27.01.2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 39.999,19 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden; davacı ... için 17.943,26 TL"nin davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren, diğer davalı
Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 10/03/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı ... için 23.055,93 TL.nin davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren, diğer davalı ... yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 10/03/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat yönünden; davacı ... yönünden; takdiren 10.000,00 TL, davacı ... yönünden; takdiren 10.000,00 TL"nin olay tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."ten tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine
dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve ... vekilinin aşağıdaki (2), (3) ve (4) nolu bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar, destek Serhat Kahraman"ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 25 yaşında ve bekardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek paylarının dağıtımı, anne babaya destek süreleri boyunca %10 oranında, babanın destekten çıktığı dönemden sonra ise anneye %15 oranında yapılmıştır. Dairemiz uygulamalarına göre, hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem için de anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu haliyle bilirkişi raporunda destek payları hatalı olarak paylaştırılarak hesap yapılması doğru görülmemiş olup kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle yukarıda anlatılan şekilde pay dağılımı yapılması gerekmektedir.
3-Gerek öğretide ve gerekse uygulamada tazminat hesabında bir yıl 360 olarak kabul edilmektedir. Davacıların gerçek maddi zararının, 360 gün üzerinden hesaplama yapılarak belirlenmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, 365 gün üzerinden hesaplama yapılarak zarar belirlenmiştir. Mahkemece, tazminat hukuku ilkelerine, hesaplama yöntem ve tekniğine aykırı şekilde 365 gün esas alınarak yapılan hesaplama ile belirlenen zarar miktarının benimsenerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Davacı annenin bakiye yaşam süresi 24 yıl 10 ay 18 gün, davacı babanın bakiye yaşam süresi 21 yıl 1 ay 25 gündür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacıların muhtemel bakiye yaşam sürelerinin, PMF Tablosu"na göre belirlenerek hesaplama yapıldığı belirtilmiş ise de kesirlerin tama iblağı sonrası denilmek suretiyle davacı annenin bakiye ömrünün 10.07.2038 tarihinde, davacı babanın bakiye ömrünün ise 17.10.2034 tarihinde bitmesi gerekirken davacı anne için 2038 senesinin sonuna kadar davacı baba için 2034 senesinin sonuna kadar hesap yapılmak suretiyle fazla hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, Dairemizin yerleşik kriterlerine uygun olarak Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosuna göre bakiye ömür süresinin doğru biçimde belirlenmesi suretiyle hesaplama yapılması konusunda, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
5-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ile ..."e geri verilmesine 04/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.