Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11047
Karar No: 2017/540
Karar Tarihi: 26.01.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11047 Esas 2017/540 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstirdat davasına ilişkin Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği karara göre, davacı firma ile davalı arasında su dağıtımı konusunda yapılan sözleşmenin çeşitli maddelerine aykırı davranılması nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmesi ve davalıdan bedelli senet teminatının geri alınması için dava açması sonucu, mahkeme davalının müvekkilinin rakip firmanın sularını sattığı iddiasını ispat edemediği için davanın kabulüne, tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Ancak mahkemece hükmedilen alacağın faizi ile tahsiline karar verilmesine rağmen, icra dosyasına yatırılan alacak tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hüküm fıkrasında yer alan tarih yanlışlığı düzeltilerek karar onanmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise 6100 HMK'nun geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2016/11047 E.  ,  2017/540 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin damacana su dağıtım işi ile iştigal ettiğini, davalı ile de 24.12.2011 tarihinde su dağıtımını konu alan bayilik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile müvekkilinin su dağıtım işini üstlendiğini, sözleşmeye göre belirtilen bölgelerdeki satışların yetersiz olması halinde bayinin sınırlarının değiştirileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin uyarıda bulunmasına rağmen davalının buna uymadığını, öte yandan davalı tarafından verilen suların hijyen kurallarına uygun olmadığının Sağlık Bakanlığı’nın raporları ile tespit edildiğini, bu sebeple müvekkili satışlarının düştüğünü, bunun üzerine müvekkilinin davalıya gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı ve haklı olarak feshettiğini, müvekkilinin sözleşmenin 11. maddesi uyarınca 20.000,00 TL bedelli senedi davalıya teminat olarak verdiğini, ancak bu senedin davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkili tarafından takip dosyasında borcun ihtirazî kayıtla ödendiğini iddia ederek takip dosyasına ödenen 24.967,85 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline ve % 20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, rakip firma sularını sattığını, sözleşmenin imzalanmasından 7 ay sonra davacının kötü niyetli olarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmede bulunan yetki şartı gereği yetkili mahkemenin İzmir mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın reddi ile % 40 oranında tazminat istemiştir.
    Mahkemece, davalının, davacının rakip firmanın sularını sattığı yönündeki savunmasını kanıtlayamadığı, dolayısıyla haksız rekabet olgusunu ispat edemediği, davalının ürettiği, davacının sattığı sularda mikrobiyolojik parametrelerin Yönetmelik’te belirlenen değerin üstünde çıkması nedeniyle insan sağlığına zararlı olduğunun ve bu sebeple davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, zira davacının Yönetmelik’e uygun olmayan suları satmaya ve dağıtmaya zorlanamayacağı, böyle bir bilginin yayılması ile davacının satışlarının düştüğünün ya da düşeceğininde aşikar olduğu, ancak bütün bunlara rağmen davacının sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre zarfında taahhüdü bağlamında yeteri kadar suyu davalıdan aldığı, sözleşmeye aykırı davranan tarafın davalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Her ne kadar mahkemece hükmedilen alacağın 30.07.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiş ise de, dosyanın incelenmesinden davacı tarafından icra dosyasına alacağın 21.09.2012 tarihinde yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda istirdada karar verilen miktara ödeme tarihi olan 21.09.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değilse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci satırında yer alan “30/07/2012” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “21/09/2012” ibaresinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi