Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3641
Karar No: 2019/5496
Karar Tarihi: 30.10.2019

Tapu iptal ve tescil - Tenkis - Muris muvazaası - Gizli bağış - İspat - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3641 Esas 2019/5496 Karar Sayılı İlamı

 

 

1. Hukuk Dairesi         2019/3641 E.  ,  2019/5496 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanları ...’nin 105 ada 1 parsel, 128 ada 10, 125 ada 63 ve 54 parsel sayılı taşınmazlarını kadastro tespiti sırasında davalı oğlu adına tespit edilmesini sağladığını, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nin 29.04.2004 tarihinde öldüğü ve geride davacı kızı ..., davalı oğlu ...ve dava dışı eşi ...’nın mirasçı olarak kaldıkları, ...’nın da eldeki dava açıldıktan sonra 22.02.2015 tarihinde öldüğü, 12.10.1991 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 125 ada 54 ve 63 parsel sayılı taşınmazların, mirasbırakan tarafından haricen ve rızaen davalı ...’ye verildiği açıklanmak ve mirasbırakanın muvafakat beyanı alınmak suretiyle davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, mirasbırakanın 128 ada 10 parsel sayılı taşınmazını ise 03.03.1999 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Somut olaya gelince; çekişmeli 128 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden, özellikle dinlenen davalı tanık beyanlarından davalının çekişme konusu taşınmazı satın aldığı, dosya içeriği ve toplanan deliller ile, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olduğu yönünde somut bir olgunun da ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı bulunmadığından anılan taşınmaz açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Dava konusu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; davacı dava dilekçesinde Çömlekpınar Köyü 105 ada 1 parsel için tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup, 14.10.2015 günlü dilekçe ile maddi hataya dayanarak Yünlüce Köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 183. maddesinde "" Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir "" düzenlemesine yer verilmiş olup; bu düzeltim davalının kabulüne bağlı değildir. Hal böyle olunca, davacının maddi hatanın düzeltilmesine yönelik talebinin kabulü ile Yünlüce Köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz açısından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddialar değerlendirildikten sonra bu yönde olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken; yanıgılı değerlendirmeyle husumet yokluğundan davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer dava konusu 125 ada 54 ve 63 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu 125 ada 54 ve 63 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kaydı, asıl kayıt sahibi olan mirasbırakanın kadastro çalışmaları sırasında tapulama teknisyenleri huzurunda kadastro tutanağına verdiği bağışlama şeklindeki muvafakatı ve imzası ile, davalı adına tesbitine muvafakat ettiğini beyan etmesi üzerine oluşmuştur.
Davacı, mirasbırakanın yaptığı bu tararrufun bedelsiz, muvazaalı ve kız evladından mal kaçırma amacına yönelik olduğunu ileri sürerek, öncelikle tapu iptal tescil isteğinde bulunmuştur.
Tapulu taşınmazlarda mülkiyeti nakleden akitlerin resmi biçimde yapılması TMK"nın 706 (eski MK.nun 634), B.K.nun 213 ve Tapu Yasasının 26. maddesi hükmü gereğidir. Ne var ki, gerek 766 sayılı Tapulama yasasının 32/B maddesi, gerekse 9 Ekim 1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 13/B maddesiyle bu yasaların genelde bir tasfiye yasası olmaları nedeniyle T.M.K.nun 706 (eski M.K.nun634) ve Borçlar Yasasının 213 maddesinde mülkiyetin naklinde öngörülen buyurucu nitelikteki hükümlere ayrık bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre, kayıt sahibinin tapulama sırasında kadastro teknisyeni huzurunda taşınmazın zilyedi adına tespit ve tesciline muvafakatını bildirmesi, mülkiyetin zilyet adına geçirilip onun üzerine tespitinin yapılabilmesi için yeterli kabul edilmiştir. Eş anlatımla, kadastro teknisyeni huzurunda verilen muvafakat bildirimi, resmi memur önünde serbest irade ile belirtilen tescil isteme beyanı olarak görülmüştür. Kayıt sahibinini zilyet adına tespite muvafakat beyanının haricen satış, hibe gibi ya da başka bir nedene dayandırılarak ileri sürülmüş olması da bu kabulde sonuca etkili değildir.
O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle bağış suretiyle temlik edilen çekişme konusu 125 ada 54 ve 63 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ancak koşullarının varlığı halinde tenkis istenebilir.
Hal böyle olunca, dava konusu 128 ada 10 parsel yönünden davanın reddedilmesi dava konusu 125 ada 54 ve 63 parsel taşınmazlar yönünden davacının tapu iptal tescil isteğinin reddedilmesi, tenkis isteği yönünden ise araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yine Yünlüce köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden de muris muvazası hukuksal nedenine dayalı iddialar yönünde değerlendirme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi