Esas No: 2018/2874
Karar No: 2022/642
Karar Tarihi: 23.02.2022
Danıştay 13. Daire 2018/2874 Esas 2022/642 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/2874 E. , 2022/642 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/2874
Karar No:2022/642
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Televizyonu Dijital Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "... TV" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 25/04/2016 tarihinde saat 13:30 ile 16.00 saatleri arasında yayınlanan "... " isimli yayında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi ile aynı maddenin 2. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; yaptırım konusu yayında yer alan argo ifadelerin, yayınlarda Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasının sağlanacağı ve dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemeyeceği ilkelerini ihlal ettiğinin sabit olduğu; ayrıca çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programın çocuk ve gençlerin izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayın yapıldığı, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi ve aynı maddenin ikinci fıkrasının ihlali nedeniyle uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mahkeme kararının gerekçe içermediği, dava konusu programın çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden olup olmadığına dair yapılacak incelemenin teknik uzmanlık gerektirdiği, uzman bilirkişilerden rapor alınmadan hatalı bir şekilde karar verildiği, programda "eş cinselliğin" teşvik edici bir biçimde değil eleştirel bir şekilde ele alındığı, yayının bir bütün halinde değerlendirilmediği, Türkçe'nin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yönelik bir kasıt bulunmadığı, konuşma esnasında kullanılan kelimenin daha sonra makul açıklamalar yapılarak düzeltildiği, programın Türkçe dilinin gelişmesi üzerine bir program olmayıp gündelik hayatta kullanılan ifadelerin yer aldığı bir program olduğu, dava konusu idari yaptırımın ifade özgürlüğünü ortadan kaldıracak nitelikte olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, dava konusu yayında kullanılan konuşma ve imâların gençlerin ve çocukların zihinsel ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyebilecek niteliği ile kötü dil kullanımının açıkça tespit edilebileceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
... TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 25/04/2016 tarihinde 13:30 ile 16:00 saatleri arasında yayınlanan "..." isimli yayında kullanılan ifadelerin ve "eşcinsellikle" alakalı değerlendirmelerin 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan "Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez." şeklindeki yayıncılık ilkesi ile aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol olmadan yayınlanamaz." hükmünün ihlâl edildiğinden bahisle ‘‘uyarı‘‘ yaptırımı uygulanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı toplantıda alınan 32 sayılı kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde, yayın hizmetlerinin, Türkçenin özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorunda olduğu, dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer vermemek zorunda olduğu; aynı maddenin ikinci fıkrasında, radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programların bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol olmadan yayınlanamayacağı; işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükteki hâli olan 32. maddesinin ikinci fıkrasında, 8'inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcılarının uyarılacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişi İncelemesi" başlıklı beşinci bölümünde yer alan 266. maddesinde, mahkemenin çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği; ancak, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; 273. maddesinde, mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; 275. maddesinde, bilgisine başvurulan bilirkişinin kendisine tevdi olunan görevin uzmanlık alanına girmediğini mahkemeye bildirme yükümlülüğünün bulunduğu; 278. maddesinde, bilirkişinin görevini mahkemenin sevk ve idaresi altında yürüteceği, bilirkişinin görev alanı veya sınırları hakkında tereddüde düşerse, bu tereddüdünün giderilmesini her zaman mahkemeden isteyebileceği; 279. maddesinde, bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağı belirtilmiş; anılan maddenin gerekçesinde, bilirkişinin raporunu mahkemece belirlenen sınırlar dâhilinde tümüyle maddi vakıalara hasrederek kendisine yöneltilen somut soruları bilimsel dayanaklarını açık ve anlaşılır biçimde göstermek ve eksiksiz olarak cevaplandırmak suretiyle hazırlaması ve ayrıca raporunu kaleme alırken özel ve teknik bilgi bağlamında uzman kimliği bulunmayan hâkimin ve tarafların anlayabileceği kavramları ve terimleri kullanmaya özen göstermesi gerektiği vurgulanmış; 281. maddesinde, mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; 282. maddesinde ise, hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1. Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu Üst Kurul kararının 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin ihlâli uyarınca "uyarı" yaptırımı uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmında hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
2. Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulanan "uyarı" yaptırımına ilişkin kısmı incelendiğinde ise;
Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete ait medya hizmet sağlayıcı kuruluşunun 25/04/2016 tarihinde 13:30 ile 16:00 saatleri arasında yayınlanan "... " isimli yayında ... tarafından eş cinsellik, eş cinselliğe izin veren devletlerin uygulamaları ile eş cinsellik ve çocuk ilişkisine dair kullanılan ifadelerin çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlâkî gelişimine zarar verdiğinden bahisle davacı hakkında uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekle birlikte, söz konusu yayın içeriğinde, işlemin tesis edilmesine sebep olan ifadelerin, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin, yani çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verip vermediğinin belirlenmesi özel bilgiyi gerektirdiğinden, uyuşmazlığın genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgi ile çözümlenmesi mümkün değildir.
Bu nedenle, programda yer alan ifadelerin, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin tespiti amacıyla, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikoloğundan oluşturulacak bilirkişi heyetince rapor düzenlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulanan uyarı yaptırımına ilişkin kısmında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, söz konusu bilirkişi heyetince hazırlanacak Raporun niteliğine ilişkin olarak;
Bilirkişi heyeti, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevap oluşturacak nitelikte ve görüşüne başvurulan hususu tam olarak açıklayıcı mahiyette bir rapor vermelidir. Somut duruma uygun olmayan ya da somut durum karşısında yetersiz kalan beyanlar, bilirkişi raporu olarak kabul edilmemelidir (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1940-1941).
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 20/11/1989'da kabul edilen ve ülkemiz tarafından 14/09/1990 tarihinde imzalanan, 09/12/1994 tarih ve 4058 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan, 27/01/1995 tarih ve 22184 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (Çocuk Haklarına Dair Sözleşme)'nin 1. maddesinde, " ...daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır"; 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a dayanılarak çıkarılan Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. Maddesinin birinci fıkrasına 27/03/2018 tarih ve 30373 sayılı Resmî Gazete yayımlanan değişiklikle eklenen (ii) bendinde, "Çocuk: Henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade eder" kuralları yer almaktadır.
Bilirkişilerce mevzuatta yer alan "çocuk" kavramı doğrultusunda, yaş grupları bilimsel açıdan ayrıştırılarak, çocukların ve gençlerin yaş grupları itibarıyla somut ve soyut algılama ve görsel-işitsel içeriklerden etkilenme seviyelerinin yayın içeriği ve saati dikkate alınarak ayrı ayrı irdelenmesi, yayın içeriklerinin 18 yaş altındaki çeşitli yaş gruplarında bulunanlar -örneğin, 0-7 yaş, 8-12 yaş, 13-15 yaş ve 18 yaş altındakiler- için ne gibi etkiler doğuracağının ayrı ayrı irdelenmesi ve çocukların ve gençlerin tek bir grup gibi ele alınarak değerlendirme yapılmaması gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulanan uyarı yaptırımına ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddine;
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararının, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin ihlali uyarınca uyarı yaptırımına ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının söz konusu kısmının ONANMASINA;
3. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne;
4. Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulanan uyarı yaptırımına ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA;
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.