4. Hukuk Dairesi 2016/13761 E. , 2017/2032 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/01/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/06/2016 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 18/04/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili gelmedi, karşı taraftan davalı asil ... ve vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor ve dosya içerisindeki kağıtlar incelerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız azil nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, sayılı dava dosyasında ve bu dosyada davalının eşi tarafından açılan karşı boşanma davasında davalıyı vekil olarak temsil ettiğini, ayrıca davalı adına esas ve karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı aldığını, 2012/8915 esas sayılı icra dosyasında boşanma davasında hükmedilen maddi tazminat yönünden icra takibi başlattığını ancak davalı tarafından vekalet ücretleri ödenmediği gibi, 12/12/2012 tarihinde de haksız olarak azledildiğini ileri sürerek alacak ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacı ile aralarında vekalet ücretine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davacının vekil olarak özen yükümlülüğüne uymadığını, gerekli bilgilendirmeleri yapmadığını, zamanında ihtiyati tedbir kararı almadığını, boşanma davası sırasında davalının muvazalı işlemler ile şirket hisselerini, araçlarını ve gayrimenkullerini devrettiğini, alacağını tahsil etmek için tasarrufun iptali davası açmak zorunda kaldığını, herhangi bir borcunun bulunmadığını ve davacıyı haklı olarak azlettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece, davacı avukatın azlinin haklı olduğu gerekçesiyle istemin reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.05.2015 gün, 2014/10984 esas ve 2015/6003 karar sayılı ilamı ile ""...Her ne kadar davalı, davacı avukatın anılan boşanma davası dosyasında tedbir kararı almadığını, boşanma davasının
./..
-2-
davalısının mal kaçırması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek azlin haklı olduğunu savunmuş ise de ihtiyati tedbir kararının istenmemesi haklı bir azil nedeni olamaz. Zira ihtiyati tedbir isteminin kabul edilip edilmeyeceği mahkemenin takdirindedir. Kaldı ki davalının, eşi tarafından 3. kişilere muvazaalı olarak devredilen malvarlığına ilişkin olarak tasarrufun iptali davası açarak alacağını tahsil etme imkanı bulunmaktadır. Hal böyle olunca davacı ile davalı arasında vekalet ücretine ilişkin sözleşme de bulunmadığı, davacı tarafından vekaleten takip edilen boşanma davası, para ile ölçülemeyen bir dava olup maktu vekalet ücretine tabi olması nedeniyle davacının Avukatlık Kanunu"nun 164. maddesi hükümlerine göre değil, azil tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi hükümleri göz önünde tutularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir."" gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacı avukatın sayılı boşanma dava dosyası ile ilgili olarak vekillik görevini gereği gibi ifa ettiği, davalının karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.100,00 TL vekalet ücreti ve 1.100,00 TL karşı taraf vekalet ücretini davalı müvekkilinden talep edebileceği, ayrıca aile mahkemesi kararı ile hüküm altına alınan 120.000,00 TL maddi tazminatın tahsili için sayılı dosyasında vekalet görevini ifa ettiği sırada haksız olarak azledildiği, dolayısıyla icra takip dosyası açısından taleple bağlı kalınmak suretiyle 9.566,31 TL vekalet ücreti ile 220,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti alacağının doğduğu gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş bulunmasına ve bozma ilamında davacının haksız azil nedeni ile boşanma dava dosyası yönünden maktu vekalet ücreti isteyebileceği belirtilmiş olmasına karşın, aile mahkemesi kararı ile hüküm altına alınan 120.000,00 TL maddi tazminatın tahsili için sayılı icra dosyasında 9.566,31 TL vekalet ücreti ile ihtiyati haciz dosyasında 220,00 TL vekalet ücreti alacağının doğduğu gerekçesi ile bozma kapsamı dışında kalan icra vekalet ücreti alacağı ile ihtiyati haciz dosyası yönünden vekalet ücreti alacağı doğduğu gerekçesi ile bu iki talep yönünden de hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.