Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/5610
Karar No: 2022/1032
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 4. Daire 2018/5610 Esas 2022/1032 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/5610 E.  ,  2022/1032 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/5610
    Karar No : 2022/1032

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Petrol Ürünleri İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarihli … sayılı ödeme emirleri ile şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin davacı hakkında kanuni temsilci sıfatıyla düzenlendiği ve kanuni dayanağının 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi ve 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi olduğu, bu çerçevede, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmü uyarınca, şirket temsilcilerinin şirket borçlarından sorumlu tutulabilmeleri için borcun yükümlü şirketten tahsil edilememesinde kusurlarının bulunması gerekmesine karşın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un mükerrer 35. maddesi hükmü uyarınca sorumlu tutulabilmeleri bakımından kusurlarının aranmadığı, bu nedenle söz konusu iki maddedeki düzenlemelerin uygulanacağı alacaklar ile sorumluluğun genel esasları birbirinden çok farklı olup kanuni temsilcinin hangi maddeye göre takip edildiği bilinmeden kamu alacağından sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenemediği, buna göre, iki farklı sorumluluğun birlikte, aynı takip işleminde işletilmesi hukuken olanaklı olmadığından ve iptali istenen davaya konu ödeme emirlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi yapılırken idari işleme hangi kanun maddesinin dayanak olarak gösterildiği tespit edilemediğinden söz konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı, şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden ise, davacının asıl borçlu şirkette 13/02/2007 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ortak olduğu, amme alacağının borçlusu şirket hakkında yapılan araştırmada adına 3 adet araç bulunduğu ve araçların üzerine haciz konulduğunun belirtildiği, ancak söz konusu araçların satışının yapılmadığı, hacizli malların değerinin söz konusu amme alacağını karşılamayıp karşılamadığı ya da ne kadarını karşılayabileceği konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığından asıl borçlu şirket hakkında takip yolları tüketilmediği gibi davacının, amme borçlusu şirkete 13/02/2007 tarihinde ortak olduğu ve dava konusu ödeme emri içeriğinin davacının ortak olmadığı dönemleri de kapsadığı anlaşıldığından davacı hakkında düzenlenen söz konusu ödeme emrinde de hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurular sonucunda, yapılandırma öncesinde zaman aşımına uğramış borçlar hariç olmak üzere borcun tutarı, vadesi ve döneminin değiştiği, bir başka ifadeyle, borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde ise önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi ve ortağına yönelinmesi gerektiği, bakılan davada, 28/11/2014 tarihinde yapılan başvuruyla, şirket borçlarının 6552 sayılı Kanuna göre yapılandırılmasının talep edildiği, şirket adına yapılan yapılandırma sonrasında ödenmeyen amme alacağının tahsili için, öncelikle asıl borçlu şirketin takibi gerektiğinden, bu takipler tamamlanmadan şirket ortağı ve temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması veya ödeme planına bağlanmasının, zaman aşımına olan etkisi dışında asıl borçlu şirkete ait amme alacağının ödenmemesi durumunda, kanuni temsilcinin sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmeyeceği, yapılandırma başvurusunun öncesinde yapılan takip işlemlerinin geçersiz hâle gelmesine ve sorumluluğun ortadan kalkmasına hukuken imkan bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin reddine,
    2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
    Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin/ortağın sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmeyeceği gibi matematiksel bir işlem mahiyetinde olduğu, kaldı ki borcun kısmen ödenmesi durumunda bile ortak veya temsilcinin bir hak kaybının olmadığı, bu hususun her zaman düzeltilebileceği açıktır.
    Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının diğer kısımlar yönünden incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi