17. Ceza Dairesi 2019/9071 E. , 2019/12030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
1-T.C. Anayasa"nın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine imkan verecek şekilde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde mevcut deilllerin tartışılması, değerlendirilmesi, reddedilen ve kanıtlama yönünden üstün tutulan delillerin neler olduğu ve nedenlerinin gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği, tüm bunların ışığında ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi,uygulanacak kanun maddesi ve CMK"nun 230. maddesinde belirtilen diğer unsurların bulunması gerektiği gözetilmeden, mahkemenin gerekçe kısmında’’ Sanığın hakkında karar kesinleşen ... ve ... ile birlikte hastanenin kalabalık ortamından yararlanarak ... ve..."in dikkatini dağıtma yöntemi ile sanık ..."in yaşlı müştekinin cebinden para çaldığı, hastaneden çıkmadan yakalandığı anlaşılmakla cezalandırılmaları yoluna gidilmiştir.’’ şeklinde gerekçesiz ve sanıkların hukuki durumu konusunda çelişkiye sebebiyet verecek şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Dosyaya konu müşteki ...’a yönelik hırsızlık suçu sebebiyle T.C. Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/255 Esas ve 2011/653 Karar sayılı kararıyla sanıklar ..., ... ve ... hakkında mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın sanıklar ... ve ... yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği ,sanık ... açısından ise T.C. Yargıtay 13. Ceza Dairesinin, sanığın temyiz talebinin süreden reddine ilişkin mahkemenin vermiş olduğu ek kararın onanmasıyla kesinleştiği, daha sonra Dairemizin incelemesine konu olan , sanık ...’in, hakkında hem diğer sanıklarla işlediği hırsızlık suçu sebebiyle, hem de başkasının kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu sebebiyle mağdur olan ...’in kimlik bilgilerini kullandığından bahisle dava açıldığı her iki suçdan aldığı mahkumiyet üzerine ,mahkemece verilen kararları temyiz eden sanık ... hakkında, dosyaya konu suçlar sebebiyle mağdur ...’in usulune uygun kimlik tespiti yapılmadan, kendi kimlik bilgilerinin kullanılmasına ve hırsızlık suçunun işlenilmesine yönelik ayrıntılı beyanları alınmadan, hırsızlık suçu sebebiyle diğer dosyada mahkumiyet alan sanıklar ... ve ...’in tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmadan, oluş ve dosya kapsam içeriğine göre suçu işleyen üç şahsın olay yerinde yakalandığının ve her bir sanığın beyanlarında dördüncü bir kişiden bahsetmediğinin anlaşılması karşısında ,sanık ... hakkında T.C. Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/255 Esas ve 2011/653 Karar sayılı kararıyla verilen mahkumiyet kararına yönelik her ne kadar belirtilen esas ve karar numaralı dosya aslı getirtilmişse de ,sanık ...’in mahkumiyet kararına ilişkin UYAP kayıtlarında ve anılan dosya içerisinde kesinleşme şerhleri düzenlendiği görüldüğünden, sanık ...’in hırsızlık suçundan aldığı mahkumiyet kararına yönelik olağanüstü kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı ve durumunun akıbeti araştırılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde sanığın hukuki durumu değerlendirilerek yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
3-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; müştekinin cebinden 45 TL çalınması şeklinde gerçekleşen olayda ; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan paranın değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Lehe bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 08/10/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.