11. Hukuk Dairesi 2016/12761 E. , 2018/1791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/01/2016 tarih ve 2013/235-2016/96 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06.03.2018 günü hazır bulunan davacılar vekili Av.... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 18.03.2003 tarihli ortaklar kurulu toplantısında şirket sermaye değerinin 5000 TL"den 500000 TL"ye çıkartıldığını, toplantıya müvekkillerinin usulüne uygun biçimde çağrılmadığını hatta toplantıda sadece ... ve ... bulunduğunu, söz konusu sermaya arttırımı sonrası müvekkillerinin %25 olan hisse paylarının %0,25"e düşürüldüğünü, şirket ana sözleşmesinin 18. maddesinde ana sözleme değişikliğinin ..."nin 513. m. hükmüne göre yapılacağı düzenlendiğinden kararın oybirliğiyle alınması gerekirken oyçokluğu ile alındığını, bu durumda toplantı ve karar nisabının ..."nin 513. eski metnindeki oranlara uymadığını ve bu itibarla sermayenin %73"ünü temsil eden ortaklar tarafından alınan kararın yok hükmünde olduğunu, davalı şirketin 10/09/2004 tarihinde ... ve ... katılımıyla yapılan toplantıda alınan kararların ise 6762 sayılı ..."nin 529 ve 530. m. aykırı olması, sermaye arttırımına ilişkin kararın yok hükmünde olmasından dolayı yok hükmünde olan bir kararın devamı niteliğindeki 10/09/2004 tarihli kararların da yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, 18/06/2003 ve 10/09/2004 tarihli ortaklar genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının 6762 sayılı Yasa"nın yürürlüğüne ve 6763 sayılı Yasa"nın 1 ve 26. m. açıkça aykırı olduğunu, toplantının 559 sayılı KHK ile yapılan 27/06/1995 tarihli değişiklikten sonra yapıldığını, nisaplar konusunda yeni yasanın uygulanacağını, 6763 sayılı ... Kanunu 1 ve 26, 559 sayılı KHK ile değişik madde 513/1 uyarınca sermaye artırımına ilişkin sözleşme değişikliğinin 2/3 nisapla yapılabileceğini, esas sözleşme madde 18 ile ... madde 513"e yapılan atfın yürürlükte olan yasa maddesine göre sermaye artırımının yapılacağı, genel kurul kararlarının usulüne uygun alındığını, yokluğunu gerektirir bir durumun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 18.06.2003 tarihli genel kurul kararının alınabilmesi için ödenmiş esas sermayenin tamamını temsil eden ortakların hepsinin müzakere edilen husus lehine oy vermiş olması gerekmekte iken bu nisaba uymaksızın ve ana sözleşme değişikliği sonucunu doğuran karar alınması nedeniyle kurucu irade bulunmadığından yokluk yaptırımına tabi olduğu, işbu karara dayanarak alınan 10.09.2004 tarihli kararın da yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar kesinleşince Ticaret Sicil Gazetesi"nde tesciline ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, limited şirket genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davalı şirketin dava konusu 18/06/2003 ve 10/09/2004 tarihli genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmiştir.
Ancak, bir genel kurul toplantısından söz edebilmek için ana sözleşme ve yasanın öngördüğü yeter sayılarla alınmış bir kararın varlığı gereklidir. Eğer ortaklarca yasal bir genel kurul gerçekleştirilmemiş ise bu toplantıda alınan kararlar yok hükmündedir. Yine, toplantı veya karar yeter sayılarının sağlanamadığı toplantıda alınan kararlar da aynı şekilde yok hükmünde sayılmalıdır. Yokluğun tespiti hususunda dürüstlük kurallarına aykırı düşmedikçe olumlu oy vermiş paydaşlar da dahil olmak üzere menfaat sahibi tüm ilgililer herhangi bir süreye tabi olmaksızın dava açabilirler. Ancak, yokluk gerektiren hususun öğrenilmesinden sonra uzun süre sessiz kalıp dava açmayan ilgililer yönünden TMK"nin 2. maddesi uyarınca dava açma hakkının düşüp düşmediğinin de değerlendirilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar uyarınca, mahkemece dava konusu genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik talebin TMK"nin 2. maddesinde belirtilen iyi niyet kurallarıyla bağdaşıp bağdaşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.