22. Hukuk Dairesi 2012/23824 E. , 2013/13066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacağı ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve ödenmeyen ücret alacakları istemiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının davalılardan ... Nakl. Turz. İnş. Tic. A.Ş.’nin işletmekte olduğu otelde çalıştığını, bu sebeple davalılardan ...’in husumet ehliyetinin olmadığını, bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddini karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı, dava dilekçesinde iki davalı göstermiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında da iki davalı yer almasına rağmen, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan alacakların davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davada iki davalı bulunduğu halde, hüküm altına alınan miktarların hangi davalıdan tahsil edileceğinin hüküm fıkrasında belirtilmemesi ve diğer davalı hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna uygun değildir.
Gerçekten, Anayasanın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince, hüküm kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Açıklanan hükümle getirilen bu biçim şartları yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Diğer bir söyleyişle, kanunun amacı hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar meydana getirir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın infaz kabiliyeti olmayan bir karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.