3. Hukuk Dairesi 2017/14314 E. , 2019/6352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı ile 10/04/2012 keşide tarihli borç- kira protokolünün düzenlendiğini, davalıya borç para verdiğini, sözleşme uyarınca yapılacak eczaneyi oğlu olan ..."un dilediği süre ile kiracı olarak kullanacağını ve kira süresinin kaldığı süre olarak belirleneceğini, eczacı ... "un süreden önce kendi iradesi ile ayrılmak istediğinde borç miktarından kaldığı kira süresi bedelinin düşülerek bakiye kalan borç miktarının da uygun zaman dilimi içerisinde kendisine ödeneceğini, eczacı ..."un kiralananda kaldığı sürenin 01.04.2013-22.08.2013 tarihleri arası olduğunu, yaklaşık 5 aylık kira bedeli olan 15.000,00TL’nin toplam verilen borç bedeli olan 84.000,00TL"den düşüldüğünde bakiye 69.000,00TL"nin halen davalı nezdinde olduğunu ve sözleşme gereğince uygun bir zaman dilimi içerisinde ödenmediğini, bedelin iadesi için ihtarname keşide ettiklerini, belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki sözleşme uyarınca iade edilmesi gereken 69.000,00TLnin 09.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; 70.000,00TL’lik bir ödemenin söz konusu olmadığını, davacı tarafın bunu ispatlaması gerektiğini, davacının protokol gereği ödemesi gereken 70.000 TL’yi ödemediği gibi kira bedeli de ödemediğini, davacının oğlunun eczaneyi işletmesi nedeniyle kendisinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu alacağın miktar itibariyle senetle ispat edilmesi gereken bir alacak olduğu, davacının alacağı ispatlayacak senedi sunamadığı ancak dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığı, duruşmaya gelen davalının yemini eda etiği, bu nedenle davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun"una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında imzalanan 10.04.2012 tarihli protokolde davacının davalıya 70.000 TL borç verileceği, bu borca karşılık aylık 3000 TL kira bedelinin kira süresi boyunca bu bedelden düşüleceği hususunda taraflar anlaşmış olup, davacı tarafça peşin ödenen bu bedelden kira süresiyle orantılı olarak hesaplanacak aylık 3000 TL kira bedelinin mahsubu ile kalan bedelin iadesi talep edilmektedir. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte olan HMK. 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi"ne aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.