5. Ceza Dairesi 2018/11896 E. , 2021/1560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Suçtan zarar görenler vekilinin, 23/05/2018 tarihinde tebliğ edilen hükmü 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 11/06/2018 tarihinde, katılan ... vekilinin ise 09/03/2015 havale tarihli süre tutum dilekçesinde sanıklardan ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin bulunmadığı, 24/04/2015 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesindeki bu sanık hakkında süresinde yapılmayan vaki temyiz istemleri ile beraat hükmünün gerekçesine yönelik bir temyizi olmayan, bu itibarla beraat hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmayan sanık ... müdafin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 317. maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE, başvurularının kapsamına göre incelemenin mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafin ve sanık ..."ın, sanıklardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında zimmet, ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik ise katılan ... vekilinin temyiz itirazları ile SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen suçun TCK"nin 251/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 03/06/2005 ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa"nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında atılı suçtan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında zimmet suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanıklar ... ve ... haklarında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
S.S. ... Kent Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan sanıklardan ... ile diğer sanık ... hakkında Dairemizin 21/10/2020 tarihli ve 2018/14084 Esas, 2020/12868 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/07/2016 tarihli ve 2008/66 Esas, 2016/269 Karar sayılı davasının akıbetinin araştırılması, mümkünse davaların birleştirilmesi, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise aslının veya onaylı bir suretinin bu dosya arasına konularak delillerin birlikte değerlendirilmesi, 5237 sayılı TCK"nin 40/2. maddesi uyarınca, özgü suç niteliğinde olan zimmet suçunda ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişilerin fail olabilmesi ve bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulmasının mümkün olması karşısında; somut olayda yüklenici sanık ..."in azmettiren sıfatı ile cezai sorumluluğuna gidilebilmesi için zimmet eylemine ne şekilde katıldığının açıkça tespit edilmesinde zorunluluk bulunduğu, azmettirmenin, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanması olarak kabul edilmesine göre özgü suç failinde zimmet iradesi yokken başkası tarafından zimmet eyleminin gerçekleştirilmesi yönünden teklifte bulunulmadığı sürece fiilin azmettirme olarak nitelendirilemeyeceği, özgü suç faili asıl sanıkla aralarındaki ilişki açıkça tespit edilemediği müddetçe bu durumdaki faillerin yardım eden olarak sorumlu tutulması gerektiği, yukarıda ifade edildiği üzere özgü suç olan zimmet eyleminde kimin ne surette şerik olduğu hususu gerekçeli olarak tartışılıp, buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle açıklanmadan, azmettirmenin kanıtlarının nelerden ibaret olduğu da karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden, sanıklar hakkında yazılı şekilde hükümler tesisi,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının hatalı değerlendirilmesi sonucu sanıklar hakkında yazılı biçimde uygulama yapılması,
Yüklenen suçu TCK"nin 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık ... hakkında, 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafin ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 01/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.