Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1941 Esas 2018/8630 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1941
Karar No: 2018/8630
Karar Tarihi: 27.09.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1941 Esas 2018/8630 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/1941 E.  ,  2018/8630 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının 2008 yılında Üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesine bağlı Hemşirelik Bölümüne başarı burslu olarak girmeye hak kazandığını, davalının ÖSYM tarafından hazırlanan 2008 yılı kılavuzunun 63. maddesi uyarınca zorunlu hizmet sözleşmesi imzaladığını ancak mezun olduktan sonra Üniversiteye bağlı sağlık kuruluşlarında mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmekten imtina ettiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL’nın sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, Tüketici Mahkemeleri’ne görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
    6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
    Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan zorunlu hizmet yükümlülüğüne ilişkin sözleşmeden kaynaklanmakta olup, davacı veya davalının satıcı veya sağlayıcı tanımına girmediği, sözü edilen sözleşmenin taahhütname niteliğinde olduğu bu sebeple uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığına göre davaya bakma görevi genel Mahkemelere aittir. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.