Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yapının nitelikleri belirlenip, yapının iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalisazyon tesisatlarının, su ve elektrik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları, çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurların bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa eksik imalat oranı ve yapı sınıfı tespit edilerek fotoğrafları da çekilip dosyaya konulduktan sonra taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı yapının hükme esas inşaat bilirkişisi raporunda alt katın 31-30 yaşlarında ahır, üst katın 11-15 yaşlarında mesken olup toplam alanının 422 m² olarak hesaplandığı, acele kamulaştırma dosyasındaki inşaat bilirkişisi raporunda 31-40 yaşlarında 2 adet ahır olup, birinin 216 m² değerinin 20 m² olduğu, idarenin kıymet takdirinde ise 11-15 yaşlarında 1 adet ahırın 80 m² olduğunun belirtildiği dikkate alınarak yapının yüzölçümü ve yaşındaki çelişkiler giderilerek yapıya değer biçilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.