22. Hukuk Dairesi 2012/22220 E. , 2013/12935 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait süpermarket işyerinde mağaza müdürü olarak çalıştığını, ücretinin daha yüksek olmasına rağmen primlerinin asgari ücret üzerinden gösterildiğini, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının mağaza müdürü olmadığını ve işçi olarak çalıştığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, iş sözleşmesini davacının feshettiğini buna rağmen işe başlaması için ihtarat yapıldığı halde işe başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde mağaza müdürü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının son olarak mağaza müdürü unvanı ile çalıştığı işyerinde bağlı olduğu bir üst amirinin olup olmadığı, davacının bu bağlamda üst düzey yönetici olup olmadığı varsa organizasyon şeması da getirtilerek belirlenmelidir. Ayrıca davacının işyerinde olmadığı zamanlarda mağaza müdür yardımcısı unvanıyla çalışan bir personel olup olmadığı, davacı ile aralarında iş bölümü çerçevesinde nöbetleşe çalışma sisteminin mevcut olup olmadığı da tespit edildikten sonra davacının fazla mesai talebinde bulunup bulunamayacağı sonucuna varılmalıdır. Öte yandan tanık anlatımları arasında mesai başlama ve bitiş saatleri konusunda çelişki bulunduğundan davalı işverence sunulan Z Raporları ile birlikte yeniden bir değerlendirme yapılarak mağaza müdürünün fazla mesai isteğinin değerlendirilmesi gerekmekte olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu sebeplerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.