11. Hukuk Dairesi 2016/13091 E. , 2018/1781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/02/2016 tarih ve 2014/509-2016/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, ticari kredi kullanımı nedeni ile müvekkiline fazladan ticarî faiz uygulandığını, kendisine haber verilmeden mevcut faiz oranlarının artırıldığını, fazladan faiz, bsmv ve faize bağlı komisyon bedeli tahsil edildiğini, önceden komisyon ödemediği halde komisyon alındığını, müvekkilinin davalı bankada bulunan vadeli mevduat hesabına %9 faiz uygulanması gerekirken daha az faiz uygulandığını, eksik tahakkuk nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere 8.160 TL’nin iadesi ile % 20"den aşağı olmamak üzere inkar tazminatını talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 9.385.21 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, müvekkili bankanın, davacı hesabına işletmiş olduğu faiz oranlarının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili bankanın ticari işletmesiyle ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait vadeli mevduat hesabına başlangıçta uygulanan %8,5 faiz oranının devam eden aylarda %5 olarak uygulanmasının hukuka uygun olmadığını, faiz oranındaki bu indirimin davacıya tebliğ edilerek bilgilendirilmesi suretiyle yapılması gerektiğini, davacının kredi hesaplarına farklı faiz oranlarının uygulandığı, davacının toplam 6.952,09.-TL fazla faiz ve BSMV ödediği, kredi hesabına komisyon oranı "0" olarak tanımlanmış olmasına rağmen toplam 2.629,70.-TL komisyon ve BSMV tahsilatı yapıldığı, bu tahsilatın 1.845,58.-TL"sinin müşteri davacı hesabına iade edildiği, kalan 784,12.-TL"lik kısmının ise davacıya iadesinin gerektiği, ayrıca 124,00 TL noter masrafının da davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 9.044,44 TL alacak ile 124,00 TL noter gideri olmak üzere toplam 9.168,44 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen alacağın 9.044,44 TL"lik kısmına 28/03/2014 tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi, 124,00 TL"lik kısmına ise 28/03/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kullanılan ticari krediye yüksek oranda faiz uygulanması, kredi nedeniyle komisyon alınması ve vadeli mevduat hesabına düşük oranda faiz uygulanması nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece komisyon alınmaması gerekirken komisyon alındığı, kullanılan krediye yüksek oranda faiz uygulandığı ve vadeli mevduat hesabına uygulanan faiz oranının düşük olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde mevcut 01.06.2015 tarihli ek raporda davacının vadeli mevduat hesabına uygulanan faiz oranının bankacılık uygulamalarına aykırı olmadığı belirtilmiş, farklı bir bilirkişi heyetinden alınan 31.12.2015 tarihli raporda ise düşük oranda faiz uygulandığı ve bu nedenle 1.307.79 TL’nin iadesinin gerektiği açıklanmıştır. Bu durumda alınan bilirkişi raporları arasında davacının vadeli mevduat hesabına uygulanması gereken faiz oranın düşük olup olmadığı hususunda çelişki oluşmuş olup, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve davalı tarafın 31.12.2015 tarihli bilirkişi raporuna dair itirazları karşılanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca dosya içerisine taraflar arasındaki kredi sözleşmesi ve mevduat sözleşmesi getirilerek sözleşmelerde komisyon ve faize yönelik hüküm olup olmadığı, herhangi bir oran belirlenip belirlenmediği değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır. Buna göre ek rapor veya yeni bir bilirkişi raporu alınarak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, ayrıca taraflar arasındaki kredi sözleşmesi ve mevduat hesabı sözleşmesi hükümlerinin incelenmesi gerekirken yazılı şekilde eksikliklere rağmen karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.