Esas No: 2019/3170
Karar No: 2022/1040
Karar Tarihi: 23.02.2022
Danıştay 4. Daire 2019/3170 Esas 2022/1040 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/3170 E. , 2022/1040 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3170
Karar No : 2022/1040
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Elektrik İnşaat Turizm ve Gıda Maddeleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci …'ın varisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının babası …'ın … Elektrik İnşaat Turizm ve Gıda Maddeleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'nde (isim değişikliği ile … Yalıtım İzolasyon İnş. Müh. Ltd. Şti.) 23/03/2000 ile 09/03/2007 tarihleri arasında kanuni temsilci olarak görev yaptığı ve aynı zamanda şirketin %80 oranında ortağı olduğu, 09/03/2007 tarihinde vefat etmesi üzerine şirket hisselerinin mirasçılar arasında paylaştırıldığı, şirketin vergi borçlarından kaynaklanan ve şirket varlığından tahsil olanağı kalmayan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına mirasçı sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin 2004 ve 2006 dönemleri muhtelif vergi borçlarından oluştuğu, asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete tebliğ edildiği, yapılan mal varlığı araştırması sonucunda da şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, davalı idare tarafından dosyaya eklenen 07/01/2016 tarihli tebliğ alındı belgesine göre, davacının adresinin kapalı olması nedeniyle geçici ihbar notu bırakıldığı, sonrasında ise komşusuna haber verilerek tebligatın iade edildiği, bunun üzerine ilanen tebliğ yapılmak suretiyle tebliğ edildiği, ara kararı üzerine, davalı idare tarafından dosyaya sunulan 20/03/2018 tarihli cevabı yazı ekinden, dava konusu amme alacaklarının asıl borçlu şirket tarafından 23/11/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun'dan faydalanmak suretiyle yapılandırıldığı görüldüğünden, ara kararı ile dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan amme alacakları bakımından satır satır belirtilmek suretiyle yapılandırmanın bulunup bulunmadığının bir kez daha sorulduğu, davalı idare tarafından 27/04/2018 tarihinde verilen cevabı yazıda, ''dava konusu alacaklar şirket tarafından verilen 6736 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklar içinde olup, kanun kapsamında faydalandırılmıştır.. Söz konusu yapılandırılan borçlarla ilgili olarak görülen 23/11/2016 tarihinden sonra asıl borçlu şirket adına ve şirket kanuni temsilcisi adına Erkan Koçak adına ödeme emri düzenlenmemiştir.'' şeklinde açıklamada bulunulduğu, bu itibarla, yapılandırma sonucu yeni bir borca dönüşen ve ödenmeyen vergi borçları için eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, dolayısıyla dava konusu ödeme emirleri içeriği amme alacağının yapılandırma kapsamında olması nedeniyle artık yapılandırma sonucuna göre oluşan hukuki durumuna göre borcun öncelikle şirketten takibi yoluna gidilmesi gerekirken yapılandırılan borç nedeniyle doğrudan kanuni temsilcinin mirasçısı olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emirlerinin ve ihbarnamelerin usulüne uygun tebliğ edildiği, vergi borçlarının asıl borçlu şirketin sahte fatura kullanma fiilinden kaynaklandığı, vergi borçlarının zaman aşımına uğramadığı, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin/ortağın sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmeyeceği gibi matematiksel bir işlem mahiyetinde olduğu, kaldı ki borcun kısmen ödenmesi durumunda bile ortak veya temsilcinin bir hak kaybının olmadığı, bu hususun her zaman düzeltilebileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının diğer kısımlar yönünden incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.