Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/3826
Karar No: 2022/1071
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 4. Daire 2019/3826 Esas 2022/1071 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/3826 E.  ,  2022/1071 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/3826
    Karar No : 2022/1071

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Harfiyat İnşaat Medikal Taahhüt Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl amme borçlusu şirketin vergi borçlarının şirketin kanuni temsilcisi … tarafından 27/11/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak suretiyle yapılandırılıp taksitlendirildiği, söz konusu taksitlendirme ve yapılandırma işlemiyle anılan şirketin vergi borçlarının nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği, öncelikle sorumluluğu bulunan kanuni temsilci ... adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emirleri düzenlendiği, ancak dava konusu ödeme emirlerinden sonraki bir tarihte (04/05/2018) tebliğ edildiği anlaşıldığından, yapılandırma işlemine konu olan söz konusu borçlar bakımından davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının 10/05/2007 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan 03/05/2007 tarihli ortaklar kurulu kararıyla asıl borçlu şirketin ortağı olduğu ve ortaklığının şirketin ticaret sicili kaydının silindiği 06/02/2015 tarihine kadar devam ettiği, kanuni temsilcilerin takibine yönelik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi ile limited şirket ortaklarının takibine yönelik 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde, limited şirketlerin vergi borçları nedeniyle ortaklar ve kanuni temsilciler yönünden farklı takip usulleri düzenlenerek, aralarında takip yönünden bir öncelik sıralaması yapılmadığından asıl borçlu şirketten vergi borcunun tahsil edilemeyeceği açık olan olayda vergi borcunun tahsili için şirket ortağı nezdinde takip yapılabileceği, olayda, dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarının dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, daha sonra şirket tarafından 27/11/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusu yapıldığı ve borçların yapılandırıldığı, yapılandırılan borçların vadesinde ödenmediği, şirketin ticaret sicili kaydının … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ilanı ile silindiği, bu nedenle vergi borcunun şirketten tahsil imkanı kalmadığının açık olduğu, yapılandırma sonrası ödenmeyen vergi borçlarından dolayı şirketin sicil kaydı silinene kadar ortaklığı devam eden davacının sorumlu bulunduğu anlaşıldığından, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurular sonucunda, yapılandırma öncesinde zaman aşımına uğramış borçlar hariç olmak üzere borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiği, bir başka ifadeyle, borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde ise önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da, yapılandırma tarihinde ve yapılandırmayla oluşan yeni vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olanlara, ardından şirket ortaklarına yönelinmesi gerektiği, dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarının 27/11/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak suretiyle yapılandırılıp taksitlendirildiği, yapılan taksitlendirme ve yapılandırma ile anılan şirketin vergi borçlarının nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği, bu yapılandırmayı ise şirketin kanuni temsilcisi …'ın yaptığı, dolayısıyla şirket adına tekrar ödeme emri tanzim ve tebliği sonrasında tahsil olanaksızlığının ortaya konulması şartıyla yapılandırma tarihleri esas alınarak kanuni temsilci olan … adına takibe devam edilmesi gerektiği, şirket hakkında re'sen yapılan cezalı vergi tarhiyatına fiili ile sebebiyet vermeyen, gerek vergi alacağının re'sen tarh olunduğu dönemde, gerekse de tahakkuk ve ödeme safhasında kanuni temsilcilik görevinde bulunmayan ve borcun şirket tüzel kişiliğinden alınmamasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, öte yandan eşi ve aynı şirketin ortağı olan … adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada Vergi Mahkemesi tarafından verilen kabul kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddedildiği, aynı konuda bakılan davada farklı karar verilmesinin çelişki oluşturduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi