Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11723
Karar No: 2019/5889
Karar Tarihi: 26.09.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11723 Esas 2019/5889 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/11723 E.  ,  2019/5889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/08/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 08/12/2008 tarihinde ölen mirasbırakan ..."ın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmü, davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmemeleri, bilmelerinin de mümkün olmaması ve terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği durumlarda yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekmektedir.
    Mirasın gerçek reddi, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). Mirasın hükmen reddi ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir.
    Somut olayda, dava yukarıda da açıklandığı üzere, TMK 605/1. maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkin olmayıp TMK 605/2. maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti (hükmen ret) isteğine ilişkindir. Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre, mirasın hükmen reddi davasında uygulanmaz. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu itibarla, alacaklılara husumet yönetilerek ve tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, TMK"nın 426/2 maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Mahkemece, mirasın reddinde vasinin hukuki yararı ile kısıtlının hukuki yararı çatıştığında, kısıtlıya kayyum tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, kayyım gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken 26.04.1998 doğumlu ...’a kayyım tayin ettirilmeden işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak ...’ın 26.04.2016 tarihinde ergin olduğu anlaşılmakla bu aşamadan sonra, ...’a ihtarlı davetiye tebliğ edilerek davaya bizzat muvafakatı veya bizzat verdiği vekaletname nedeni ile avukatı marifeti ile temsil edilmesi sağlanarak ve gösterdiği takdirde delilleri toplanarak bir sonuca varılmalıdır.
    Ayrıca, mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile araç kaydı ve bankalardan hesap bilgileri sorulmalı, kolluk marifeti ile mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile ekonomik ve sosyal durumu araştırılmalı, aktif veya pasifinin bulunması halinde ölüm tarihindeki değerleri tespit edilerek terekenin hesabına katılmalı ve terekenin borca batık olup olmadığı değerlendirilmelidir. Mirasbırakanın vergi borcunun kaynağı, ölüm tarihindeki borç miktarı araştırılmalı, mirasbırakanın şirketi olup olmadığı tespit edilmeli, mirasbırakana ait olduğu anlaşılan ... plakalı aracın mirasbırakanın ölüm tarihindeki değeri belirlenmeli ve aracın değeri terekenin aktifine eklenmelidir. Davacılara ilişkin ekonomik durum araştırma tutanağında davacılardan ... dışındakilerin babalarının evinde ikamet ettiklerinin tespit edilmiş olmasına karşın mirasçıların terekenin benimsenmesine yönelik eylemlerinin olup olmadığı araştırılmamıştır. Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü Adıyaman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası ile vergi dairesine ödeme yapıldığı iddialarının da mirasçıların terekenin benimsenmesine yönelik eylemleri olup olmadığının tespit edilebilmesi bakımından araştırılması gerekmektedir.
    Murisin vefatı anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği, bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması (TMK m. 584/2) sonucunu hasıl eden, "mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar" yönündeki (TKM m. 539/1, TMK m. 599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabidir ve kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine ve harca hükmedilmesi gerekirken, davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    Kabule göre de, davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddine ilişkin özel yetki bulunmamasına karşın bu eksiklik tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilmiş olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi