3. Hukuk Dairesi 2018/4073 E. , 2019/6319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ; oğlu ..."ün çalıştığı .... Ticaret Merkezi"nden iş çıkışı sonrası, 09/07/2011 tarihinde, manzarayı izlemek için üç arkadaşı ile birlikte işyerinin A Blok 14. Kat hizasında bulunan cam çatıya çıktığını ve cam çatının kırılması sonucu iki kat aşağıdaki beton zemine düşerek vefat ettiğini; .... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/516 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, davalılardan ..."in " taksirle öldürme " suçundan cezalandırıldığını, ceza dosyası ve tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere, müteveffanın arkadaşlarıyla birlikte kapısı açık olan çatıya hiçbir engel ile karşılaşmadan çıktığını, çatının cam gibi kırılgan, hassas bir maddeden oluşuyor olmasına rağmen, davalıların çatıya çıkılmasını önlemek adına herhangi bir tedbir almadıklarını, çatı kapısının açık bırakıldığını, herhangi bir uyarı levhasının bulunmadığını, hatta çatıya çıkmayı sağlayacak şekilde çatıya monte edilmiş sürgülü merdivenin de bulunduğunu, tüm bu nedenlerle ölüm olayının gerçekleşmesinde davalı yöneticilerin ağır kusurlarının ve ihmallerinin bulunduğunu; müteveffanın olay tarihinde 15 yaşında olduğunu, ekonomik durumlarının kötü olması nedeniyle oğlunun hem çalışıp hem de okuduğunu, ölümüyle birlikte maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, ölüm haberi ile birlikte ağır elem, ızdırap ve üzüntü yaşadığını, psikolojisinin bozulduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ; olayın gerçekleştiği yer çatı katı olup, .... Ticaret Merkesi A Blok Yönetiminin sorumluluğunda bulunmadığını, bu hususun yönetim planında açık ve net olduğunu, çatı katının güvenliği ile üst kurulun ilgilenmesi gerektiğini; çatıya çıkan kapılardan acil durumlarda asansör kulelerine geçişi sağlamak ve olayın gerçekleştiği tarih itibariyle çatıda " su tut " adıyla anılan bakım ve onarım çalışmalarının yapılması nedeniyle, çatı kapılarının belli saatlerde açık bırakıldığını ; ... Ticaret Merkezi Yönetim Planı 79. Madde gereğince , Temsilciler Üst Kurulu üyelerinin yönetim işlerinden doğan sorumluluklarının müteselsilen sorumluluk olduğunu, bu sebeple kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, ölüm olayının müteveffanın kendi kusuru nedeniyle, mesai saatleri dışında meydana geldiğini, maddi ve manevi tazminat istenemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ; dava konusu olayın meydana geldiği yerin A Blok Yöneticiliğinin sorumluluğu kapsamında olmadığını, site yönetim planı gereği ortak alanlardan Kat Malikleri Yöneticiliği Temsilciler Üst Kurulu"nun sorumlu olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini; olayın mesai saatleri dışında müteveffanın kendi kusurlu eylemi nedeniyle meydana geldiğini, kendilerine atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulamayacağını , diğer davalı A Blok site yönetimi danışmanı ... hakkında açılan ceza davasında verilen kararın henüz kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Ticaret Merkezi Temsilciler Üst Kurulu ; dava konusu ölüm olayının ... Ticaret Merkezi A Blok çatısında meydana geldiğini, davacının muhataplarının A Blok kat malikleri olduğunu, ... Ticaret Merkezi"nin iki ayrı bloktan oluştuğunu, blok malikleri ve yöneticilerinin farklı olduğunu, bu nedenle pasif husumet dava ehliyetlerinin bulunmadığını, kaldı ki tazminat davalarında husumetin yöneticiye yöneltilemeyeceğini, kendilerine atfedilebilecek herhangi bir kusur ve ihmallerinin bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; olayın meydana geldiği ... İş Merkezi A Blok çatı bölümünün, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 4. maddesinde tanımlanan ortak yerlerden olduğu, yapı malikinin sorumluluğunu düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 69. maddesi ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 3,4,16,19/1 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davanın ... İş Merkezi A Blok kat maliklerine yöneltilmesi gerektiği, davalıların pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; haksız fiil sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veye kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın açılmasına bakılmaksızın her zaman
ileri sürülebileceği gibi
taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece resen nazara alınmalıdır. ( Kuru, Baki- Arslan, Ramazan - Yılmaz, Ejder : a.g.e.,s. 231-232 ; Üstündağ, Saim; Medeni Yargılama Hukuku, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1997, s. 307 )
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 34. maddesinin 1. fıkrasında, " Kat malikleri, anagayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye ( yönetici), kurula da ( yönetim kurulu) denir. " hükmü getirilmiş, aynı Kanunun 35. maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmıştır.
634 sayılı KMK"nın 35. maddesi uyarınca ; anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gereken tedbirlerin onlar adına alınması, yöneticinin görevleri arasındadır.
634 sayılı KMK"nın 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural, " Yönetici, kat maliklerine karşı aynen vekil gibi sorumludur. " şeklinde ortaya konularak ; 39. maddesinde ise yöneticinin hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte ; 40. Maddenin 1. fıkrasında ise yöneticinin hakları , " Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir." şeklinde ifade edilmektedir.
Borçlar Kanunu"nun 390. ve 321. maddeleri gereğince vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin hükümlere tabidir. Vekil, müvekkile karşı vekalet görevini iyi bir biçimde yerine getirme ve yüklendiği işi özenle ifa etmekle yükümlüdür. Buna göre vekil kasıt veya ihmal ya da özensizlik ile müvekkile verdiği zarardan sorumludur.
Yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yetkisini yasadan alan bir temsilci durumundadır. Kat maliklerinin vekili sıfatıyla ve ayrıca Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 35. maddesinde belirtilen görevleri yerine getirirken özenli davranmak zorundadır. Kişisel kusuru yüzünden kat malikleri bir zarar görmüş ise, yönetici, bundan kişisel olarak sorumlu tutulmalıdır.
Somut olayda; müteveffanın, ... Ticaret Merkezi"nin teras çatı katında bulunan cam kubbenin üzerine, burada bulunan seyyar merdiveni kullanarak çıkması ve cam kubbenin kırılmasıyla birlikte ölümünün gerçekleştiği sabit olup, olay tarihinde çatıda bakım ve onarım çalışmalarının yaptırıldığı, çatı kapısının bu nedenle açık bırakıldığı hususu davalılar tarafından kabul edilmektedir. Dava konusu olayın meydana geldiği yer ... Ticaret Merkezi Yönetim Planı incelendiğinde; 52. maddesi ; " Ana taşınmaz, iş bu yönetim planında belirlenen esas ve usullere göre oluşturulacak " Kat Malikleri Temsilciler Kurulları " ile " Kat malikleri Temsilcileri Üst Kurulu " tarafından yönetilir." ; kurullar arası sorumluluğu düzenleyen 79. maddesinde , " Temsilciler Üst Kurulu , kat maliklerine, Kat Malikleri Kuruluna ve Temsilciler Kurullarına karşı , Borçlar Kanununun vekalet akdi hükümlerine göre sorumludur. Temsilciler Üst Kurulu üyelerinin yönetim işlerinden doğan sorumlulukları müteselsil sorumluluktur." ; 80. maddesinde , " Temsilciler Üst Kurulu kat maliklerine karşı hakları, kural olarak, vekilin hakları gibidir. " ; 84. maddesinde ise , " Temsilciler Üst Kurulu ortak yerler ve tesislerde onarım gerektiren hasar, bozukluk ve yıpranmaları giderecek önlemleri geciktirmeden almak ve gereken iş ve işlemleri aksamalara yol açmaksızın en kısa zamanda gerçekleştirmekle ödevlidir." şeklinde düzenlemelere yer verildiği görülmüştür. Yönetim planı tüm kat malikleri için bağlayıcıdır. Her ne kadar yönetim planı gereği, Borçlar Kanunu vekalet akdi hükümlerine göre, Temsilciler Üst Kurulu kat maliklerine karşı sorumluluk yüklenmiş olsa da , gerek Kat Mülkiyeti Kanunu gerekse Türk Borçlar Kanunu"nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine
göre, diğer davalı ... ve yönetici sıfatı bulunması halinde davalı ... de meydana gelen zarardan kat maliklerini temsilen sorumludur.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yönetim planı hükümleri ile birlikte varsa A Blok Yönetim defterleride getirilerek A Blok Kat Malikleri kurulu olup olmadığı değerlendirilerek A Blok Yönetiminin ve davalı ..."in olay tarihinde yönetici olup olmadığı araştırıldıktan sonra, şayet yönetici sıfatının bulunması halinde, davalı ... ile birlikte diğer davalıların, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 35. madde kapsamında belirtilen yönetim işlerinden dolayı tazminat istemiyle açılan işbu davada, aynı Kanunun 38. maddesi uyarınca kat maliklerini temsilen pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu dikkate alınarak, işin esasına girilip, taraflarca gösterilen deliller toplanıp değerlendirildikten sonra , hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmişti.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.